DİYARBAKIR - “KCK” davasında yargılanan Kürt siyasetçilere verilen cezayı değerlendiren DBP Hukuk Komisyonu üyesi avukat Şivan Cemil Özen, DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek’in ceza aldığı duruşmadan bir gün önce emniyetten arandığını ve bir komplo sonucu tutuklanmasının planlandığını ifade etti.
Kürt siyasetine yönelik başlatılan “KCK” operasyonları kapsamında 8 yılla aşkındır devam eden “KCK Ana Davası” karar duruşmasında 99 siyasetçiye ceza yağdırıldı. Aralarında DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, DTK Eş Başkanı Leyla Güven, Kürt siyasetçi Ahmet Türk’ün de bulunduğu siyasetçilere verilen cezayı DBP Hukuk Komisyonu avukat Şivan Cemil Özen değerlendirdi.
KCK davasından ceza alanların hepsi demokratik ve barışçıl siyaset yürüten şahsiyetler olduğunu belirten Özen, “Bir siyasetçi konuşmayacaksa da ne yapacaktır. Bir siyasetçi siyaset ürütmek için çabalar ve siyaset faaliyetleri ortaya koymak amacıyla yürüttüğü çalışmaların maalesef illegaliz edilme suretiyle ‘Örgüt üyesi’ iddiasıyla ceza veriliyor. Tabi bunun temyiz ve yargı süreci vardır. Davanın takipçisi olacağız” dedi.
KAMURAN YÜKSEK NEDEN ARANDI?
DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek’in tutuksuz yargılandığı görülen duruşması bir gün önce telefonu aranarak emniyete çağrıldığına dikkat çeken Özen, “Eş genel başkanımızı telefonla arayan kişi, kendisinin emniyet müdürlüğüne gelmesi ifadesi olduğu ifade edildi. Bu arama yani verilen kararın bir gün öncesini kapsıyor. Özellikle Eş Genel Başkanımızın yurtdışında olduğu herkes tarafından biliniyor. Kendisi arandı ve akabinde yapılan araştırmalar neticesinde ne olduğunu anlamadık. Kim tarafından çağrıldığını da anlamadık. Açıkçası tüm dosyalar kapsamında bir soruşturma var mı bilemiyoruz. Akabinde ertesi gün mahkemenin verdiği karar 8 yıl 9 ay ama önemli olan bir husus da şudur ki tutuklama kararı çıkartıldı. Bu tutuklama kararı şu anlama geliyor. Asında eş genel başkanımız burada olmuş olsaydı TEM Şube’ye ifade vermeye gittiğinde gözaltına alınacaktı ertesi gün mahkeme kararıyla beraber tutuklanıp cezaevine göndereceklerdi” dedi.
‘SİYASETTEN UZAKLAŞMAYACAĞIZ’
Yüksek’in aranıp “ifadeye gelin” denmesini bir oyun ve komplo olarak değerlendiren Özen, şunları söyledi: “Bu telefon açan kişiler hangi basın açıklamasına veya hangi soruşturmaya istinaden yapıldı. Bir siyasi anlayışın gerçekten cezaevlerine atılarak veya fazla ceza vererek siyasetten uzaklaştırılacağını sanıyorlarsa legal siyasetten hiç bir zeminden kaçmayacağımızı ve uzaklaşmayacağımızı herkes bilmelidir. Biz demokratik ve barışçıl siyaseti yürüten insanlarız ve savunmaya da devam edeceğiz.”
‘BU KARAR BİR KUMPASTIR’
Yargının KCK davasındaki sanıklara ve Kamuran Yüksek’e itham ettiği suçlamanın tamamen kumpas olduğunu belirten Özen, sözlerini şöyle tamamladı: “Ortaya konulan somut veriler sunmasına rağmen başta eş genel başkanımız olmak üzere Kürt siyasetçilere yüzlerce yıl ceza verildi. Verilen bu cezalar Kürt siyasetinin diline, anlayışına, barışçıl ve legal zeminde bulunmasına yönelik siyasi karardır. Biz bunu kabul etmiyoruz. Biz her defasında legal siyaset alanında olacağız ve bulunacağız. Yapacağımız siyaset faaliyeti tüzüğümüzdedir. Tüzüğümüze uygun siyaset yapacağız. Kesinlikle ve kesinlikle bizi kim demokratik siyaset zemininden uzaklaştırmaya çalışıyorlarsa çalışsın biz bu cezalara ve yargının bu kararına boyun eğmeyeceğiz. Direneceğiz ve ancak bize direnmek yakışır. Korkaklar direnmeden kaçarlar. Ama biz her şeye rağmen direneceğiz. Bizler hukuksal zeminde direneceğiz. Tüm çıplaklığıyla bu davanın kumpas davası olduğunu açık bir şekilde verilerle de ortaya koyacağız. Biz bundan kaçınmayacağız. Ulusal yargı ne karar verirse versin, biz bu davayı uluslararası yargı düzeyine taşıyacağız.”