‘Maden faciasının sorumlusu bakanlık’

ANKARA - Siirt’te yaşanan iş cinayetine ilişkin incelemelerde bulunan HDP Emek Komisyonu, gözlemlerini paylaştı. Yapılan açıklamada Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı olmak üzere bakanlık yetkilileri sorumlu tutuldu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Emek Komisyonu’nun Siirt’in Şirvan ilçesine bağlı Madenköy’de yaşanan iş cinayetini yerinde incelemelerde bulunup, gözlemlerini raporlaştırdı.

Rapor, Siirt Milletvekili Besime Konca'nın Meclis'te yaptığı basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı.

Raporda, iş cinayetlerinin durdurulmaması, işçilerin kolayca ölmeye devam etmesi, meselenin sadece bir ders çıkartma sorunu, altyapı ve teknoloji yetersizliği ya da Şirvan’da olduğu gibi aşırı yağmur iddiasına bağlanan doğa olayı gibi sebeplerle açıklanamayacağına yer verilerek, şöyle devam edildi: "İş cinayetlerinin temelinde sermaye çıkarlarını insan yaşamının üstünde gören, yaşam hakkını hiçe sayan, kâr için gözü dönmüş bir neoliberal sistemin varlığı yatmaktadır. Bu sistemde ‘ne pahasına olursa olsun, maliyeti düşürme ve üretimi kesintisiz sürdürme’ politikası karşımıza çıkmaktadır.”

Raporda facianın yaşandığı bölgedeki incelemelerde elde edilen tespitlere şu şekilde sıralandı:

“* Söz konusu maden ocağındaki üretim, açık işletme olarak yapılmaktadır.

* Sahada, asıl işveren olan “Park Elektrik Üretim Madencilik San. ve Tic. A.Ş.” dışında, 4 adet taşeron firma da, asıl işler kapsamında olacak şekilde, maden üretim işlerinde faaliyet göstermektedir.

* Olay sonucunda, “Antlar İnşaat” unvanlı taşeron firma çalışanı olan işçiler hayatını yitirmişlerdir.

* Maden işyerinde, toplam bin 80civarı işçi çalışırken 480 işçi Ciner’de, kalanları ise 4 taşeron şirkette vardiya sistemi ile çalıştırılmaktadır.

* Meydana gelen şev kayması, yarı dairesel bir geometriye sahip, volkanik kaya birimleri üzerinde yer alan kil taşı - çamur taşı seviyesi içinde gerçekleşmiş ve yaklaşık 1,5 milyon metreküp malzeme kaymıştır.

* Şev kaymasının, aşırı yağışa bağlı olarak meydana geldiği yönünde bir emare tespit edilmemiştir.

* Benzer bir şev kaymasının, 2016 yılı Temmuz ayında da meydana geldiği belirtilmiştir.

* Sahada, yasal olarak izin verilen sınırların üzerinde olacak şekilde kademe yükseklikleri mevcut bulunmaktadır. Ayrıca, basamakların da son derece dar olarak oluşturulduğu mahaller mevcuttur.

* Zemin hareketlerine yönelik olarak, 6 dakikalık periyotlarla algılama yaptığı belirtilen sistemin, olay sırasında ya iptal edildiği ya da gelen uyarıların dikkate alınmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.

* Ocak sahasında, gece vardiyaları için yeterli aydınlatma sağlanmadığı belirtilmiştir.

* Vardiya sisteminin, 12 saat üzerinden 2 vardiya olacak şekilde oluşturulduğu beyan edilmiştir.

* Sahada, son olarak MİGEM (Maden İşleri Genel Müdürlüğü) görevlilerinin inceleme yaptığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı müfettişlerinin ise son dönemde denetim için sahaya gelmediği yönünde beyanlar alınmıştır.

* Avukatların ve gözlemcilerin beyanına göre soruşturma aşamasında eksik soruşturma yürütüldüğüne dair kaygılar ciddi boyuttadır. Verilen beyanlar, savcılığın arama kurtarma faaliyeti devam ederken orada olmadığı ve delilleri toplamadığını, kaybolan delilleri kayıt altına almadığı şeklindedir.”

Raporun değerlendirme kısmında facianın yaşanmasına dair teknik bilgilere yer verildi.

20 sayfalık raporun sonuç bölümünde ise şöyle denildi:

“Madenler, kamu çıkarı gözetilerek, ancak kamu eliyle işletilmeli; taşeronlaşma yoluyla ehil olmayan firmaların bu alanda faaliyet göstermesinin önüne geçilmelidir. Olayın meydana gelmesinin önüne geçilmesi açısından gerekli tedbirleri almamış, bu amaçla işçi sağlığı ve iş güvenliği açısından gerçek bir organizasyon kurmamış, işleyen bir denetim sistemi oluşturmamış, uygulamaya dönük risk değerlendirmesi hazırlanmasını sağlamamış, iş sağlığı ve güvenliği kurullarını işletmemiş, çalışan temsilcilerine bağımsız bir şekilde faaliyet göstermeleri için imkan oluşturmamış, uygun bir acil durum planı hazırlamamış, uygun kademe yükseklikleri ile çalışılmasını temin etmemiş olan asıl işveren ve alt işveren firma yetkililerinin, olası kast düzeyinde sorumluluğu bulunmaktadır. Gerek ‘İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’ ve gerekse de ‘İş Kanunu’ hükümleri, kararlılıkla uygulanmalı, bu konuda yandaş sermayeler başta gelmek üzere, denetimi yapılmayan bir alan bırakılmamalıdır. Bu yönde gerekli çalışmaların yapılmasını sağlamamış olan ‘Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı’ sorumlu bulunmaktadır. Madenlerde, projelerine uygun bir şekilde üretim yapılması için, MİGEM tarafından gerekli incelemeler yapılmalıdır. Bu yönde görevlerinin gereğini yerine getirmemiş olan ‘Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı’ başta gelmek üzere, bakanlık yetkilileri ile ilgili denetçiler sorumlu bulunmaktadır.”