DİYARBAKIR - Tahir Elçi’nin katledilişinin ölüm yıldönümünde gerçekleştirilen anmada konuşan eşi Türkan Elçi, “O gitti ve ardından bir kent yıkıldı. Tahir genç ölümlerin yetim çocukların gözyaşlarına, faili meçhullerin aydınlatılmamasını yüreğinin ta derininde hisseden biriydi” dedi.
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 28 Kasım 2015’te yapılan basın açıklamasının hemen ardından katledilen Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin ölümünün birinci yıldönümünde gerçekleştirilen anma programı çerçevesinde belgesel gösterimi ve dengbêj dinletisi gerçekleştirildi. Cegerxwin Gençlik ve Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen programa, Elçi’nin ailesinin yanı sıra HDP ve CHP’li milletvekilleri, Diyarbakır Barosu üyesi çok sayıda avukat, kentte bulunan sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve çok sayıda yurttaş katıldı. Program, Elçi’nin fotoğraflarının asıldığı salonda Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen’in açılış konuşması ile başladı.
‘O GİTTİ VE ARDINDAN BİR KENT YIKILDI’
Özmen’in ardından söz Elçi’nin eşi Türkan Elçi “Tahir’in katledilmesi bir milattı, ondan sonra huzurlu bir gün geçiremedik” dedi. Türkan Elçi, sözlerini şöyle sürdürdü: “O gitti ve ardından bir kent yıkıldı. Tahir genç ölümlerin yetim çocukların gözyaşlarına, faili meçhullerin aydınlatılmamasını yüreğinin ta derininde hisseden biriydi. Sürekli ‘Gittikçe Halep kentinin yaşadıklarını yaşayacağız’ diyordu. Ne yazık ki içinde olduğumuz felaketi duyurmada tek başına kaldı.”
Eşi Tahir Elçi’nin hukuk istemedeki duruşunun birilerini rahatsız ettiğini belirten Elçi, “Bu sebepten kurmaca senaryolarla katledildi. Bu sebeple yaratılan kaotik bir ortamda faili belli olmayacak bir cinayet işlendi. Tahir’in katledilmesi ile topluma umutsuzluk iksiri içirilmek istendi. O gittikten sonra önce gözlerimize sonra dilimize kepenkler indi” dedi.
‘EN ÜRETKEN DÖNEMİNDE VURDULAR’
Aradan geçen bir yıla rağmen faillerinin bulunmasına dönük bir gelişme yaşanmadığını belirten CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, “Tahir yaşasaydı bugün ne yapardı? Bu soru aslında bize katilleri işaret ediyor. Bugün Tahir yaşasaydı bir yıldır yaşananları kayıt altına alırdı ve büyük bir cesaretle sorumlularını şikayet ederdi. Belki bir grup kurardı zaman aşımına 5 dakika kala bile olsa sorumlulardan son bir yılın hesabını sorardı. Onun kararlı bir şekilde 1990lı yıllarda, o felaket döneminde kararlılıkla nasıl kayıt tuttuğunu ve dosyaları ta bugüne kadar taşıdığını hepimiz biliyoruz. Tahir’i bütün fikri ve beceresini kullanacağı bir dönemde vurdular. Faillerinin bulunması için çalışmalarımızı devam ettireceğiz” şeklinde konuştu.
Tanrıkulu’nun ardından konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, “İnsan hakları savunucusu olmak çok zordur böyle bir dönemde. Çok ince bir çizgidir ve herkes o çizgide yürüyemez. Tahir bu çizgide yürüyebildiği için katledildi. Tahir’in çok sayıda arkadaşını götürdüler daha önce ama amaçlarına ulaşamadılar. Tahir’i de götürenler amacına ulaşamayacak. Ardından gelen yoldaşları faillerini elbet ortaya çıkaracaktır” dedi. HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir, Doğu Güneydoğu Sanayici Ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİAD) Başkanı Şah İsmail Bedirhanoğlu ve MAZLUM-DER Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Reha Ruhavioğlu da Tahir Elçi’nin ailesine başsağlığı diledi.
SEVDİĞİ TÜRKÜLERİ SÖYLEDİLER
Konuşmaların ardından dengbêj Mahmut, Elçi katledildikten sonra ona yazdığı stranı seslendirdi. Duygusal anların yaşandığı anmada, Elçi’yi anlatan belgesel de yayınlandı. Büyük bir beğeni ile izlenen belgeselin ardından sahneye çıkan müzisyenler Elçi’nin sevdiği türküleri seslendirdi.