Kayıp yakınları: Tutukluların talepleri bir an önce karşılanmalı

DİYARBAKIR / İZMİR - “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” talebiyle Diyarbakır ve İzmir’de İHD öncülüğünde bir araya gelen kayıp yakınları, bu hafta Nurettin Öztürk ve Aydın Tekay’ın akıbetini sordu. Kayıp yakınları, açlık grevindeki tutukluların taleplerinin bir an önce karşılanmasını istedi.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları tarafından düzenlenen “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” eyleminin 426’ncısı gerçekleştirildi. Kayıpların fotoğrafları ve Diyarbakır’ın Sur ilçesinde öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin fotoğrafları taşındı. Eyleme, kayıp yakınları, İHD yöneticileri, insan hakları savunucuları ve SES üyeleri katıldı. Kayıp yakınları bu haftaki eylemlerinde, 5 Nisan 1984 yılında Ankara’da gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Nurettin Öztürk’ün akıbetini sordu.

‘CEZAEVLERİNDE TABUTLAR ÇIKMASIN’

İHD Kayıp Komisyonu üyesi Adnan Örhan, kayıplarının akıbetini sormaya devam edeceklerini söyledi. Örhan, “90’lı yıllarda devam eden uygulamalar hala devam ediyor. O günden bu güne zihniyet hiç değişmedi. Her koşullarda kayıpların akıbetini sormaya devam edeceğiz” diye konuştu. İHD olarak cezaevlerinde süren açlık grevi sürdüren tutukluların koşullarının bir an önce iyileştirilmesi ve operasyonların durdurulması için hükümete çağrıda bulunduklarını dile getiren Örhan, cezaevlerinden tabutların çıkmaması için duyarlılık çağrısı yaptı.

‘HALA OĞLUMUN AKIBETİNİ SORUYORUM’

İHD Diyarbakır Şubesi Çocuk Komisyonu üyesi Dilan Deniz Vurgun, Nurettin Öztürk’ün hikayesini okudu. Vurgun, “Nurettin Öztürk 5 Nisan 1984’de Ankara’da bir arkadaşında kaldığı sırada polislerin evi basması sonucunda gözaltına alındı. Tanık ifadelerinde Öztürk, ‘Ankara’da götürüldüğü Derin Araştırmalar Labradoru’nda (DAL) yoğun işkence maruz kaldı’ yer aldı. Ancak sonrasında Öztürk’ün annesinin tüm girişimleri sonuçsuz kaldı. Çocuğunun akıbeti konusunda bir bilgiye ulaşılamadı. Çocuklarının akıbetini ortaya çıkarmak için hala aile mücadele veriyor” dedi.

Ardından Diyarbakır SES Şubesi Eşbaşkanı Gönül Adıbelli ise, 10 Nisan Sağlık Şehitleri anması vesilesiyle, 1994’te gözaltına alındıktan sonra Silvan’da yol kenarında cesedi bulunan SES Onursal Genel Başkanı Necati Aydın’ın hikayesini paylaştı.

Yapılan açıklamanın ardından kayıp yakınları 5 dakikalık oturma eylemi yaptı.

İZMİR’DE AYDIN TEKYA’NIN AKIBETİ SORULDU

İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi de gözaltında kayıplar ve faili meçhul cinayetlere dikkat çekmek amacıyla her hafta olduğu gibi bu hafta da Konak eski Sümerbank önünde kayıpların akıbetini sordu. Bu haftaki eyleme, HDP milletvekilleri Ertuğrul Kürkçü ve Sibel Yiğitalp da katıldı. “Kayıplar vicdandır vicdanına sahip” ve “Kayıplar belli failler nerede” pankartlarının açıldığı eylemde açıklama yapan İHD Şube Yöneticisi Ahmet Çiçek, 53 gündür Şakran Cezaevinde devam eden açlık grevine dikkat çekerek, tutukluların taleplerine bir an önce cevap verilmesi gerektiğini söyledi.

Cezasızlığın ülkenin kanayan bir yarası olduğunu ve cezasızlık politikasının ülkede rütinleşmiş bir hal aldığını dile getiren Çiçek, “Bir de cesedi bulunduğu halde mahkemelerce kararsız bırakılan ve onlarca yıldır hala devam eden mahkemeler var. Kapatılan dosyalar, cezasız bırakılan davalar var. Bu durum yakınlarının ve kamuoyunun adalete olan güvencini yok ediyor” dedi.

Bu hafta Diyarbakır’ın Lice ilçesinde yaşayan 1994 yılında Lice’ye gelirken Kocaköy Jandarma Komutanlığı tarafından bindiği otobüs durdurulmuş ve gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Aydın Tekay’ın akıbetini soran Çiçek, şunları söyledi: “Aydın Tekay, Diyarbakır’ın Lice ilçesi Dilber Köyü’nde yaşıyordu. Evli ve iki çocuk babasıydı. Eşi hamileydi. Aydın, ailesine bakacak kimse olmadığı için askere gidemiyordu. Sebze satarak geçimini sağlıyordu. Ailesinden PKK örgütüne katılım olduğu için de devlet güçlerinin sürekli gözetimi altındaydı. 11.04.1994 tarihinde köyünün otobüsü ile Diyarbakır’dan köyüne gelirken, Kocaköy Jandarma Komutanlığı tarafından bulunduğu otobüs durduruldu. Otobüs bir süre içindeki yolcularla birlikte bekletildi. Ardından Aydın Tekay, asker kaçağı olduğu gerekçesiyle gözaltına alındı. Duruma şahitlik eden köylüleri Aydın Tekay'ın ailesini durumdan haberdar etti. Annesi Hatice Tekay hemen bir dilekçe ile Diyarbakır DGM Başsavcısına başvurdu ve oğlunun akıbetini sordu. Savcılık dilekçeyi kayıt altına alarak geri verdi. Anne Tekay bu belgeyi sakladı. Aile, Aydın Tekay’ın gözaltında kaybedilmesinden bir ay sonra ‘Çatışmada öldü ve Jandarma tarafından dönemin Lice belediye başkanına teslim edildi’ şeklinde söylentiler duydu. Ancak bu söylentiler dışında ona dair bir haber alamadı.”

Tekay davasının kendileri için bitmediğini dile getiren Çiçek, Tekay’ın failleri bulunana dek davanın takipçisi olacaklarını vurguladı.