İSTANBUL - Kadıköy’deki “Hayır” mitinginden seslenen HDK Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, 16 Nisan’da sandıkların "Hayır"la dolup taşacağını söylerken, Ahmet Türk ise, “Kürtler 'Hayır' demezse Cumhurbaşkanı ‘Kürt sorunu yok’ diyecek ve bunu kullanacaktır. Bu açıdan Kürtler için çok çok önemlidir” dedi.
Onbinlerin Kadıköy Yeni Pazar Alanı'nı doldurduğu mitingde HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in konuşmasının ardından kitleye seslenen Halkların Demokratik Partisi (HDK) Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Jin jyan azadî” sloganları arasında onbinleri selamladı. Koçyiğit, İstanbul'u işaret ederek, “Bütün bir ülkenin emeğini yaratan bir kent. Payımızı bir otobanın kenarında miting yapmak düşüyor. Neden? Çünkü bu ülkeyi yönetenler, emeğimizi sömürenler, soframızdaki ekmeği sömürenler yetmiyor bu onlara. Daha fazlasını istiyorlar. Öğle bir yetki verin ki ülkenin tapusunu üzerimize alalım diyorlar. Verecek miyiz? 'Hayır'. Bu ülkenin Alevileri, Kürtleri, Ermenileri ve diğer halkları olarak ne bu ülkenin tapusunu ne bu ülkenin özgürlüğünü ne de bu ülkenin barışını sizlere vermeyeceğiz" dedi.
"İstanbul bir tarih, bir hafıza, barışın şehri. Binlerce yıl bu şehirde halklar birlikte yaşadı. Tek millet diyorlar, tek dil diyorlar, tek din diyorlar. Her şeyi tekleştirmek istiyorlar" diyerek konuşmasını sürdüren Koçyiğit, İstanbul'un tekçilere geçit vermeyeceğini söyledi.
Koçyiğit, konuşmasına şöyle devam etti:
'SANDIKLAR 'HAYIR'LA DOLUP TAŞACAK'
"Bütün barış sürecini kendi bekaları için nasıl harcadılarsa 16 Nisan’da da aynısını istiyorlar. Kendi koltukları için Türkiye’yi karanlığa dönüştürmek istiyorlar. Her kim ki İdlib’te o çocukları kendi çıkarları için katlettiyse lanetliyoruz. Yeniden Suriye’ye girmek istiyorlar. Neden mi? Suriye haklarının bugün kazandığı Rojava devrimini boğmak için izin vermeyeceğiz.
Yıllardır AKP’nin içini de dışını da sökmüş durumdayız. Tüm politikaları savaş üzerine. Kürtlerin de partisiyiz dediler. Kürtler onlara oy vermeyince ‘Kürt sorununu biz çözüyoruz ama onlar HDP'ye oy veriyor’ dediler ve ‘Barış sürecini buzdolabına kaldırdık’ dediler.
Umudumuz büyüyor. 'Hayır' büyüyor her gün büyüyor. Bu ülkenin demokratikleşmesi için 'Hayır' diyoruz. 16 Nisan günü sandıklar 'Hayır' ile dolup taşacak. O sandığı kurduklarına pişman olacaklar 16 Nisan günü. 7 Haziran’ın coşkusunu bir kez daha yaşayacağız. İktidarın yanında duranlara ‘Biz halkız, biz yenemezsin’ diye haykıracağız. Bizim borçlu olduğumuz çok yön var. Zindanlarda açlık grevlerinin 53’üncü günü. Yoldaşlarımız insanlık için, İmralı’daki mutlak tecridi kırmak için yaşamdan vazgeçiyorlar. Selam olsun onların onurlu duruşuna. Biz dışardakilerin büyük bir sorumluluğu var. Bu mücadeleyi büyütmek zorundayız. Onların nefesine nefes, sesine ses katmak zorundayız.
Her bir 'Hayır'ımız Taybet Ana’nın 7 gün sokakta kalan canına can katmaktır, Ekin Wan’a örtü olmaktır, Cizre’ye, Nusaybin’e bir tuğla koymaktır. Gelin 17 Nisan sabahını yeni bir Newroz, başlangıç yapalım diyorum."
TÜRK: DEMOKRASİ HEPİMİZ İÇİN
Mardin Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Ahmet Türk ise yaptığı konuşmada, “Biz biliyoruz halkımızın mücadelesi, özgürlük mücadelesi ile başaracağız. Her alanda her gün özgürlük sesi daha da büyüyor. Uzun zamandır siyasetin içerisindeyim. 90’ları yaşadık, 95’teki vahşetleri gördük. Kürt halkının sesini sindirmek isteyenlere karşı Kürtlerin özgürlük ve barış talebi daha güçlü bir şekilde dünya gündeminde yer aldı. Sizler buna sahip çıktınız. İktidarlar Kürt halkını yalnızlaştırmak için çok büyük oyunlar oynadı. Bugün inanıyoruz ki demokrasi, özgürlük hepimiz içindir. Demokrasi, insanlık için Türkiye’de ortak bir mücadele ortaya çıkarmak zorundayız" dedi.
Bugün yürüttükleri politikalarla muhalefetin susturulmasının amaçlandığını dile getiren Türk, şunları söyledi:
'KÜRTLER İÇİN 'HAYIR' DEMEK ÇOK ÖNEMLİ'
"Bugün yenim bir sürece giriyoruz. Şimdiki referandum halkların taleplerini yok etmeye çalışan, tekçiliği dayatan bir değişiklik olarak karşımıza çıkıyor. Zaten Cumhurbaşkanı tüm yetkilere sahip.
Bu referandum Türkiye için ok önemlidir. Ama Kürtler için çok daha önemlidir. Eğer bu referandumda 'Evet' dersek Cizre’deki vahşete 'Evet' demiş oluruz, Şırnak’taki, Nusaybin’deki, Gever’deki vahşete 'Evet' demiş oluruz.
Eşbaşkanlarımız içerde, belediye başkanlarımız içerde. Bu tutuklamalara karşı 'Hayır' dememiz gerekiyor. Amed Cezaevi'ne dönüştürülmek istenen zindanlara 'Hayır' diyeceğiz. Bu gün Kürdistan’da Kürtler 'Hayır' demezse Cumhurbaşkanı ‘Kürt sorunu yok’ diyecek ve bunu kullanacaktır. Bu açıdan Kürtler için çok çok önemlidir. Bundan sonraki süreçte kapı kapı dolaşarak bugünkü durumu izah etmek zorundayız.
HALKLARIN BİRLİKTELİĞİNİ KURACAĞIZ
Bugün Ortadoğu’da zulmün pençesine düşmüş halklar var. Rojava’da, Şehba’da hükümet, Kürtler söz sahibi olmasın diye elinden geleni ardına bırakmıyor. Kürtlerin kazanımını yok etmeye çalışan bir anlayışa karşı durumuzu ortaya koymazsak onursuzluğu hak etmiş oluruz. Ama bizler onursuz değiliz. Bunu çok iyi biliyorum.
Özellikle eğer bugünü çok doğru yorumlayamazsak büyük yanlışlıklara düşeriz. 17 Nisan her şeyin sonu değildir. Demokratik değerlerle tanışmış bir Türkiye istiyorsak halkların birlikteliğini kuralım. Bugüne kadar yürütülen politika Kürtleri Türklere karşı kışkırtmak, Türkleri Kürtleri kışkırtmak olmuştur. Halklarımızı karşı karşıya getirerek iktidarlarını sağlamlaştırmak istediler. Bunun için bize büyük görev düşüyor. Bunun için halkların birlikteliğini kuracağız.
Tekçiliği gördük, diktatörleri gördük. Libya, Irak ortada. Saddamların, Mübareklerin sonu belli. Özgürlüğü alınmış halklar asla ve asla diktatörlüğü kabul etmezler. İşte Mübarek, işte Saddam, işte Kaddafi, işte Esad… Biz bugün geleceğimize sahip çıkmazsak çocuklarımızın geleceğini karatacağız. İnanıyorum ki bu zorlukları aşacak, halkların özgür birlikteliği ortaya koyacak politikaları oluşturacağız.”
Türk’ün konumasın ardından sanatçı İlkay Akkaya sahneye çıktı.