Dayanışma grevlerini yeni gruplar devraldı

HABER MERKEZİ - Cezaevinde 57’nci gününe giren süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemleri ile dayanışmak amacıyla Diyarbakır ve İzmir'de başlatılan grevi ikinci grup devralırken, İstanbul’da ise Bahçelievler'den sonra Esenler ilçesinde de açlık grevi başlatıldı. Birçok kentte de dayanışma eylemleri yapıldı.

Cezaevlerinde 57’nci gününe giren süresiz dönüşümsüz açlık grevi eyleminde olan tutuklularla dayanışmak amacıyla aileler ve siyasetçiler, Diyarbakır, İstanbul ve İzmir’de açlık grevine girdi. Diyarbakır’da ikinci grup düzenledikleri basın toplantısının ardından açlık grevini devraldı. Ailelerin yanı sıra DBP, HDP, TJA ve DTK’den siyasetçiler greve giren birinci gruptan devralarak, 20 kişi 2 günlük süresiz dönüşümlü açlık grevine başladı. Greve başlayanlar arasında HDP Diyarbakır Milletvekili Ziya Pir, tutuklu aileleri ve kurum temsilcileri yer aldı.

‘TALEPLER SADECE TUTSAKLARIN TALEBİ DEĞİL’

Açlık grevini devreden birinci gruptan HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca, kısa bir konuşma yaptı. Bu günlerde bir kez daha tarihi günlerden geçtiklerini dile getiren Uca, cezaevlerinde 14 Temmuz’dan sonra bir kez daha 57 günlük bir direnişin ortaya çıktığını ifade etti. Cezaevlerinde 57 gündür tutsakların açık grevini sürdürdüklerini ve bu sadece onların eylemi olmadığını anlatan Uca, talepleri de aynı şekilde sadece kendileri ilgilendiren talepler olmadığı ve herkes için istediklerini söyledi.

‘TUTSAKLARIN SESLERİNE SES OLALIM’

Uca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tutsaklar zalimliğe, savaşa, ezilmeye, yok sayılmaya baş kaldıran herkes için direniyor. Tutsaklar 57 gündür bu halk için bedenlerini ölüme yatırdılar. Biz de onların eylemini sahiplenmek için 2 gündür açlık grevine başladık. Bugün grevi ikinci gruba devrediyoruz. Bugün yalnız burada da değil, Rojava'da ve Avrupa'da da eylemler sürüyor. Halkımızdan tek isteğimiz ve tek çağrımız; ses verin bu direnişe, kulak verin bu çığlığa. Talepler hepimizin talebidir. Gelin hep beraber bu sesi yükseltelim. Onlar bizim için ses oluyorlar gelin biz de seslerine ses olalım.”

‘ONLARIN TALEPLERİ BİZİM TALEPLERİMİZDİR’

Ardından greve başlayanlar adına konuşan 78’ler Derneği Diyarbakır Şubesi üyesi Aziz Çelik de şunları söyledi: “Tutsakların, çocuklarımızın talepleri insani taleplerdir. Onların talepleri bizlerin de talebidir. Bu taleplerin karşılanması için bizler de sonuna kadar tutsakların yanında olacağız. Bir an önce bu taleplerin karşılanmasını istiyoruz.”

Yapılan açıklamanın ardından “Tutsaklar onurumuzdur” sloganı atılırken, ikinci grup greve başladı.

İSTANBUL'DA BAHÇELİEVLER'DEN SONRA ESENLER

İstanbul’da da süresiz dönüşümlü olarak başlayan açlık grevleri sırasıyla 3 bölgede sürecek. HDP Bahçelievler ilçe binasında dün başlatılan açlık grevinin ardından bugün de 2’nci Bölge'yi temsilen HDP Esenler ilçe binasında süresiz dönüşümlü açlık grevi başlatılacak. Açlık grevine giren aileler, tutukluların taleplerinin karşılanmasını istedi.

HDP, TJA, HDK, DBP ve Zindanlar İle Dayanışma İnisiyatifi cezaevlerinde açlık grevinde olan tutuklularla dayanışma göstermek amacıyla 2 günlük süresiz dönüşümlü açlık grevine başladı. Eyleme, Suruç Aileleri İnisiyatifi, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) de destek verdi. “Zindan direnişi, direnişimizdir” pankartının açıldığı açıklamada sık sık “Biji berxwadane zindana”, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur”, “ Zindanlar boşalsın tutsaklara özgürlük” sloganlarının atıldı.Eylemde, “Sayın Öcalan üzerindeki tecride son verilsin”, “Zindanların direnişini selamlıyoruz” dövizleri açıldı. Açlık grevlerine başlayacak 11 yurttaş, başlarına siyah bandana takarken, giydikleri önlüklerde ise “Açlık grevi direnişini selamlıyoruz” yazıldı. Basın açıklaması öncesi TJA adına ve HDP adına birer konuşma gerçekleştirildi. Açıklamanın ardından “Biji berxwadane zindana” pankartı ve dövizlerinin asıldığı salona geçilerek açlık grevi başlatıldı.

‘AMACIMIZ TABUTLAR ÇIKMASIN DİYE’

TJA adına Necla Ege, açlık grevlerine destek verenlere teşekkür ederek, açlık grevlerine dayanışmanın büyütülmesi gerektiğini söyledi. Ege, amaçlarının Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve cezaevlerinden tabutların çıkmaması olduğunu belirterek, tutukluların taleplerinin bir an önce karşılanması çağrısında bulundu.

‘ÇÖZÜM SÜRECİNDEKİ SÖZLER TUTULMADI’

Ege’nin ardından HDP İl Eş Başkanı Esengül Demir ise, 2013 yılında yürütülen çözüm sürecine atıfta bulunarak, hükümetin sözlerini tutmadığını hatırlattı.

Demir’in ardından ise Rıfat Arslan açlık grevlerine başlayanlar adına basın metnini okudu. Arslan, 57 gününe giren açlık grevinin kritik bir hal almaya başladığını ifade ederek, “İçeride devam eden açlık grevleri dışarıda sokaklara taşınmak ve sokaklarda tutsakların söylemleri eylemli pratikler ile cevap bulmalı.”

‘DESTEK OLMAK İÇİN BURADAYIZ’

22 yıldır Ümraniye Cezaevi’nde tutuklu bulunan Mustafa Yılmaz’ın kardeşi Cemile Çiftçi, “1 hafta açlık grevine girdi ama mide rahatsızlığından dolayı hastaneye kaldırılması üzerine açlık grevine devam edemedi. Kardeşim açlık grevinde değil. Ama cezaevinde açlık grevinde olanların hepsi kardeşlerimiz, evlatlarımız. Biz de buraya onlara destek olmak için bir araya geldik. Bizim de talebimiz, Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılıp, tutsaklarımızın taleplerinin karşılanmasıdır. Biz artık özgürlük istiyoruz” dedi.

‘BİZİM CANIMIZ ONLARINKİNDEN DEĞERLİ DEĞİL’

Tekirdağ 2 No’lu F tipi Cezaevi’nde hasta tutuklu kardeşi Ahmet Akgül ve tüm tutukluların sesi olmak için açlık grevine başladığını dile getiren Kumru Akgül (50), “Kardeşim 11 yıldır cezaevinde ve tek hücre de tutuluyor. Üstelik bir de mide kanseri. Kendisi açlık grevinde değil. Ama açlık grevinde olanlar için buradayım ben de. Onlara destek olmak için. Devletin bu gençler ile masaya oturup, sorunlar konusunda bir uzlaşıya gitmesi gerek. Bizim canımız da onlarınkinden değerli değil. Biz de elimizden geleni yapacağız. Kanımızın son damlasına kadar da tutuklularımızın arkasındayız” diye konuştu.

‘HALK DUYARLI OLMALI’

Cezaevlerindeki sürece sessiz kalamayacağını ifade ederek greve başlayan Ercan Sağlam, şunları dile getirdi: “Açlık grevleri cezaevlerinde yapılan hak ihlalleri artık son boyuta ulaşması ile alınmış bir karardır. Baskılara maruz kalmaları da buna neden olmuştur. En öncelikli talep olan Öcalan’ın üzerindeki tecridin kaldırılması bizim de temel talebimizdir.” Ailelere dayatılan baskı ve çıplak arama dayatmalarına tepki gösteren Sağlam, “Bütün halkımızı direnişi sahiplenmeye ve duyarlı olmaya çağırıyoruz” dedi.

‘ONLAR İÇERİDE BİZ DIŞARIDA’

Gebze Cezaevi’nde 2 gün önce kızının tahliye olduğunu anlatan eylemci Yunus Tarım ise, şunları söyledi: “Benim çocuğum da cezaevindeydi. 2 gün önce tahliye oldu. Cezaevi şartları gerçekten büyük bir sıkıntı oluşturuyor. Cezaevindeki baskılar, darp, sürgünler, yapılan hak ihlalleri artık faşizmin de boyutlarını aşmış durumda. Biz de tutsaklarımız için dışarıda açlık grevine başladık ve talepler karşılanana kadar da devam edeceğiz.”

İZMİR'DE DE AÇLIK GREVİNİ 2'NCİ GRUP DEVRALDI

Cezaevlerindeki açlık grevi eylemlerine destek vermek amacıyla tutuklu ailelerin açlık grevi eylemi başlattığı merkezlerden biri de İzmir. DBP İzmir İl Örgütü'nde 6'ncı gününe giren eylemi, Ekolojist Ertuğrul Barka, Kürt Bilgesi Musa Anter’in kızı Rahşan Anter, DBP Karşıyaka ilçe örgütü yöneticileri ve üyeleri devraldı. Grevi devralan isimlerden Ekolojist Ertuğrul Barka, insan ve yaşam hakkının dört duvar arasında yok edilmek istendiğini belirterek, buna karşı eyleme destek verdiğini söyledi.

Barka, “Oysa yaşam sürüyor ve yaşam sürmeli. Bu amaç için bedenini ölüme yatırmış insanların talepleri mutlaka karşılanmalı” dedi. Tutukluların öncelik talebi olan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecridin mutlaka kaldırılması gerektiğini dile getiren Barka, aktardı: “PKK Lideri Öcalan ile müzakereler başlatılmalı. Yaşamın sürmesi ve bütün insanların barış içinde mutlu yaşaya bilmesi için bu koşulların konuşulup tartışılması ve barışla taçlandırılması gerekiyor. Ben bu görüşü desteklediğim için buradayım. Bugün açlık grevinin 57’nci günü ve ölümler olmasa bile bu tutsaklar üzerinde kalıcı hasarlar bırakacak. Bunu biliyoruz ve bundan insanlar değil insanlık zarar görüyor.”

‘BU ZULÜM BİTSİN’

Musa Anter’in kızı Rahşan Anter de, geçmişten bu yana cezaevlerinde yaşanan insanlık dışı uygulamaların halen devam ettiğini vurguladı. Aynı zaman Apê Musa’yı temsilen de açlık grevinde olduğunu dile getiren Anter, “Babam sağ olsaydı şimdi oda burada olurdu. Ve mücadelenin en önünde yer alırdı” diye belirtti.

Şakran T3 Nolu Cezaevi'nde 57 gündür açlık grevinde olan Özkan Yaşar’ın annesi Hazal Yaşar ise, herkesin cezaevlerine ses vermesi gerektiğini söyledi. Oğlunun açlık grevine başladığı günden beri evinde yemek pişmediğini dile getiren anne Yaşar, oğlunun mücadelesini yükseltmek için her alanda yapılan eylemlere katıldığını kaydetti. Bu zulmün son bulması gerektiğini belirten anne Yaşar, “Çocuklarımızın talepleri yerine getirilmese bizde bedenimizi ölüme yatıracağız” diye konuştu.

İHD: TÜM KESİMLER HAREKETE GEÇSİN

İnsan Hakları Derneği (İHD) Adana Şubesi Cezaevi Komisyonu ise, açlık grevi eylemlerine ilişkin şube binalarında basın toplantısı düzenledi. Açlık grevinde bulunan tutuklu yakınlarının da katıldığı açıklamaya, HDP, HDK, Halkevi, DAD, SES ve çok sayıda kişi katıldı. Cezaevlerinin durumunun ülkedeki demokrasi ve insan haklarının gerçek durumunu gözler önüne serdiğini ifade eden İHD Adana Şubesi Cezaevi Komisyonu Sözcüsü Nejat Okay, tutukluların en temel haklarından yoksun bırakıldığını kaydetti. Hasta tutukluların tedavilerinin engellendiğini ifade eden Okay, “ATK bağımsız değildir. Bu sebeple resmi bilirkişilik uygulamasına derhal son verilmelidir” dedi.

8 YILDA 2 BİN 300 TUTUKLU YAŞAMINI YİTİRDİ

Adalet Bakanlığı'nın resmi verilerine göre 290 kapalı, 60 müstakil açık, 5 kadın kapalı, 1 kadın açık, 3 çocuk kapalı olmak üzere toplam 361 cezaevinin bulunduğunu aktaran Okay, cezaevlerinin kapasitenin üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunduğunu dile getirdi. Okay, “OHAL nedeniyle kapasitelerinin çok üzerinde mahpus sayısından dolayı sağlıklı yaşam koşulları olmayan hapishaneler daha da kötü duruma gelmiştir.3 kişilik koğuşlar 6 kişilik yapılmış,14 kişilik koğuşlar iki katına çıkarılmıştır. Bu durum hastalıkların ağırlaşmasına ve yeni rahatsızlıkların oluşmasına neden olmaktadır. Mevcut durumun zaten zorla erişimi zor olan mahpushanelere erişimi iyice imkansız hale getirmiş, kapatılan derneklerin bu alanlara duyarlılığı olan yaklaşımları da engellenmiştir. Adalet Bakanlığının verilerine göre son 8 yılda hayatını kaybeden tutuklu ve hükümlü sayısı 2 bin 300'dür. Son olarak İHD hasta mahpus listesinde tahliyesini talep ettiğimiz Mehmet Yıldızbakan Samandağ ilçe mahpushanesinde yaşamını yitirmiştir. Yıldızbakan 65 yaşında kalp ve böbrek hastası idi. Diyabet hastası olması nedeniyle gözlerinde görme kaybı başlamış, 4 damar sorunlu kalbi ile acilen operasyonu geçirmesi gereken riskli grupta bulunuyordu. Ağır hasta mahpuslardan bir başka örnek Adana F Tipi hapishanede bulunan 30 yıldır hükümlü Werniçke Korsakof hastası Kemal Özelmalı hapishane koşullarında bulunamaz raporuna rağmen koşulları değiştirilmemiştir” şeklinde konuştu.

‘BU SORUN ÇÖZÜLSÜN’

Cezaevlerinin kronik sorunlarının OHAL uygulamaları ile arttığını ve kalıcı hale geldiğini ifade eden Okay, 19 farklı cezaevinde 173 tutuklunun açlık grevi eyleminde olduğunu aktardı. Çukurova'da bulunan cezaevlerinde de açlık grevi eylemlerinin devam ettiğini belirten Okay, “Çok hayati öneme sahip B12 vitamini Adalet Bakanlığının emri olduğu halde verilmemektedir. Dönüşümlü ve dönüşümsüz açlık grevleri hayati bir noktaya gelmiştir. Toplumsal barışı olumsuz olarak etkileyecek yeni sağlık sorunlarını da beraberinde getirecek olan bu durumun bir an önce çözülmesi noktasında tüm kurumların ve sorumlu yetkililerin bir an önce harekete geçmesi gerekmektedir” dedi.

ADIYAMAN: ÖLÜMLERDEN İKTİDAR SORUMLU OLUR

Kars’ta cezaevlerinde 57’nci gününü geride bırakan açlık grevlerine dikkat çekmek için Halkaların Demokratik Partisi (HDP) Kars İl Örgütü tarafından Faik Bey Caddesi üzerinde basın açıklaması gerçekleştirildi. HDP Iğdır Milletvekili Mehmet Emin Adıyaman’ın yanı sıra HDP ve DBP Kars il yöneticileri ve çok sayıda yurttaşın katıldığı açıklamada, üzerinde “Cezaevlerinde ölüm var” ve “Siyasi tutsaklar onurumuzdur” yazılı pankartlar açıldı.

Adıyaman, cezaevlerinde ölümler olmadan iktidarın bir an önce adım atması gerektiği çağrısında bulunarak, “Siyasal iktidara ve ilgili tüm bakanlıklara Kars’tan bir kez daha çağrı yapıyoruz. Cezaevlerinden çıkabilecek her cenazenin sorumluluğu size, iktidara aittir. Bunun sorumluluğunu eninden sonunda siyasi ve hukuki olarak vermek zorunda kalacaksınız. Daha çok kan dökülmesine, daha çok ölüme, annelerin daha çok gözyaşı dökmelerine izin vermeyeceğiz” dedi.

BANDIRMA 2 NO'LU T TİPİ CEZAEVİ DE KATILDI

Bandırma 2 No'lu T Tipi Cezaevi’nde bulunan tutukluların daha önce 15 Mart’ta başlattıkları süresiz dönüşümlü açlık grevi eylemini 10 Nisan’dan itibaren süresiz dönüşümsüz açlık grevine çevirdiklerini duyurdu. Gönderdikleri mektupta süresiz dönüşümlü açlık grevi eylemlerini sonlandırdıklarını belirten tutuklular, talepleri karşılanana kadar süresiz dönüşümsüz başlattıkları eylemlerinden vazgeçmeyeceklerini duyurdu.

Süresiz dönüşümsüz açlık grevine girenlerin isimleri ise şöyle: Vahdettin Turan, A. Aziz Alp, Hayrettin Bayram, Mehmet Mencik, İshak Canbay, Tahir Kurhan, Ersin Kazğan, Emrah Bana, Murat Baran ve Kazım Karatoprak.

URFA: CEZAEVİNDE TELAFİSİ OLMAYAN SONUÇLAR YAŞANABİLİR

Urfa'da HDP Haliliye ilçe binasında, HDP ve DBP il örgütleri, Barış Anneleri, HDP Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan, DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Salih Yıldız'ın katılımıyla düzenlenen basın toplantısında, yaklaşık iki aydır süren süresiz dönüşümsüz açlık grevlerine duyarlılık çağrısı yapıldı.

Urfa İl Eş Başkanı Ayşe Sürücü, cezaevlerinde 15 Temmuz sonrası koşulların ağırlaştırıldığını söyledi. Sürücü, cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülere yönelik darp, tehdit, işkence, Türkçe dışındaki dillerde konuşma yasağı, televizyon radyo gibi yayınların yasaklanması gibi uygulamaların cezaevi politikası haline getirildiğini ifade etti. Sürücü, cezaevlerinde devam eden açlık grevlerinin 57'nci gününe girdiğini hatırlatarak, "Cezaevindeki eylemler sahiplenilmezse ve AKP'nin bu kirli politikalarına karşı her alanda güçlü bir direniş geliştirilerek geri adım attırılmazsa hiç görmek istemeyeceğimiz telafisi olmayan sonuçlar yaşanabilir" dedi.

Sürücü, tutukluların talepleri karşılanıncaya kadar eylem ve etkinliklerine devam edeceklerini söyledi.

BATMAN: MALTA BİLDİRGESİNE UYULSUN

Cezaevlerinde devam eden açlık grevlerine dikkat çekmek için Batman Demokrasi Platformu tarafından Batman Barosu Tahir Elçi salonunda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya İHD, Eğitim Sen, TMMOB, SES başta olmak üzere birçok sivil toplum kuruluşu katıldı. Salona “Açlık grevleri 57’nci gününde! Ölümü değil yaşamı savunuyoruz” pankartı asıldı.

Açlık grevindeki tutuklular için hayati derecede önem teşkil eden B1, B6 ve B12 vitamininin bazı cezaevlerinde grevde bulunan eylemcilere sorumlu idare tarafından verilmemesinin hayati tehlike ve kalıcı hasarların oluşmasını arttırdığı ifade eden SES Şube Eşbaşkanı Deniz Topkan, “İlgili kurumlar olan Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nın Malta’da Kasım 1991’de Dünya Tıp Kongresinin 43.Genel kurulunda kabul edilen Malta Bildirgesinde açlık grevinde bulunanlara yönelik olarak düzenlenen yükümlülüklere uygun hareket etmesi ve bu konuda gerekli hassasiyetleri göstermeleri gerektiği açıktır” dedi.

İvedilikle açlık grevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin düzenli bir şekilde sağlık kontrollerinin yapılması gerektiğinin altını çizen Topkan, şöyle devam etti: “Sağlık örgütlerinden görevlendirilecek hekimlerin cezaevlerinde muayene yapmalarına olanak tanınması gerekmektedir. Yine açlık grevinde bulunan tutuklu ve hükümlülerin talepleri ile ilgili olarak Adalet Bakanlığı’nın diyalog yollarını açması, milletvekilleri başta olmak üzere insan hakları örgütlerinin, hukuk ve sağlık örgütleri temsilcilerinden oluşan heyetlerin eylemcilerle görüşme yapmasını sağlamak, bağımsız heyetlere cezaevi koşullarını incelemeleri imkanı tanınmalıdır.”

MALATYA: SORUNLAR GÖRÜŞME YOLUYLA ÇÖZÜLSÜN

İnsan Hakları Derneği (İHD) Malatya Şubesi üyeleri, cezaevlerindeki açlık grevlerine dikkat çekmek amacıyla Malatya E Tipi Kapalı Cezaevi önünde açıklama yapmak istedi. Cezaevi önünde hazırladıkları metni okumaya başlayan İHD Yöneticisi Mehmet Tuncel, polis tarafından, “OHAL kapsamında eylem yada açıklama yapılmayacağı" gerekçesiyle eylemin bitirilmesi uyarısında bulundu. İHD üyeleri yapılan uyarılardan sonra açıklamayı yarıda bırakmak zorunda kaldı. İHD'nin hazırladığı basın metninde şu ifadelere yer verildi: “Türkiye ceza evlerinde daha önce gerçekleşen açlık grevleri sonuçları itibariyle hafızamızda bıraktı acı deneyim tazeliğini korurken yeniden bir cezaevleri faciasıyla karşılaşmak toplumsal barış açısından ciddi kırılmalara yol açacaktır. İnsan Hakları Derneği olarak izleyebildiğimiz ve tespit edebildiğimiz kadarı ile açlık grevi devam eden başta Şakran, Sincan, Tekirdağ Ceza evleri olmak üzere 22'ye aşkın cezaevinde dönüşümlü, dönüşümsüz, sürekli açlık grevleri kritik aşamaya varmış bulunmaktadır. Şakran Cezaevi'nde 57, diğer bir çok cezaevinde 50 güne yakın devam eden açlık grevleri neticesinde her an ölümlerin yaşanabileceğini ifade etmek istiyoruz. Bu nedenle yaşanan sorunun görüşmeler yolu ile bir an önce çözülmesini diliyoruz."