Güven'den hükümete açlık grevi uyarısı

VAN - DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, tutukluların taleplerinin kabul edilmemesi halinde iktidarın önüne geçemeyeceği tepkilerle karşılaşacağını belirterek, "Buradan iktidarı uyarıyoruz. Olası bir ölümün sorumluluğu altından kimse kalkamaz” dedi.

Cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin "PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması ve cezaevlerindeki hak ihlallerinin son bulması" talebiyle başlattığı süresiz dönüşümsüz açlık grevi eylemi 57'nci gününe girdi. Cezaevlerinde yayılan eylemlere destek vermek amacıyla Van'da ailelerin başlattığı açlık grevi eylemini, DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, HDP Van milletvekilleri Nadir Yıldırım, Bedia Özgökçe, HDP ve DBP il yöneticileri ile çok sayıda yurttaş ziyaret etti.

DBP Van İl Örgütü binasında gerçekleştirilen ve 2'nci gününe giren eylemde konuşan Güven, cezaevlerinde süren açlık grevlerine destek olmak amacıyla ülke illerinde eylemlerin sürdüğünü belirterek, “Herhalde halen Kürtlerin direnişinden, zindan direnişlerinden haberdar değiller. AKP iktidarı ve bakanları, tarihteki zindan direnişlerine baksınlar. Kemal Pirler, Mazlum Doğanlar zindanlarda direndi ve bu direnişleri ile başarıya ulaştı” dedi.

'SORUMLULUĞUN ALTINDAN KİMSE KALKAMAZ'

İmralı tecridinin bir an önce kaldırılması ve cezaevlerindeki koşulların düzeltilmesini isteyen Güven, şöyle devam etti: “Kürtler cezaevlerinden ölümlerin çıkmasını kabul etmeyecektir. Önüne geçilemeyecek bir tepki ile karşılaşacaklardır böyle bir durum karşısında. Buradan iktidarı uyarıyoruz. Bu yaklaşımlardan bir an önce vazgeçsinler. Ölümleri referandum politikalarına alet etmesinler. Referandum gelip geçicidir ancak olası bir ölümün sorumluluğu altından kimse kalkamaz.”

'HER ALANDA DİRENİŞ SÜRDÜRÜLMELİDİR'

Cezaevlerindeki açlık grevi eylemlerinin son çare olduğunu ve böyle bir yola başvurulmasının insani boyutların dışına çıkıldığının göstergesi olduğunu kaydeden HDP Van Milletvekili Nadir Yıldırım ise, “Biz dışarıda bile AKP hükümetinin faşizan uygulamalarına yoğun bir şekilde maruz kalıyoruz. Bu faşizan uygulamalar dışarıda bile bu kadar hissediliyorsa cezaevlerinde daha derin ve yoğun bir şekilde sürdürülüyordur. Bu faşizmin yenilmesi için her alanda bir direniş sürdürülmelidir” diye konuştu.

“Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın duruşu yaşamın anlamıdır” diyen Yıldırım, şunları aktardı: “Bölgedeki katliamlar, öldürülmeler, tutuklamalar, faşizan uygulamaların hepsi İmralı tecrit edildikten sonra başlatıldı. Bu nedenle tutukluların talepleri ölümleri durdurma çabasıdır. Eğer biz dışarıdakiler ölümlerin önüne geçebilmek için İmralı tecridini kırabilseydik zindanlardakiler böyle bir görev üstlenmek zorunda kalmayacaktı.” Cezaevlerindeki eylemlerle dayanışma çağrısında bulunan Yıldırım, “Biz devam eden faşizmi ancak dayanışma ile İmralı tecridini kırarak yenebiliriz" dedi.