İSTANBUL- Açlık grevindeki tutuklularla dayanışmak üzere açıklama yapmak isteyen Barış Anneleri, polis tarafından “Süpür bunları, süpür” denilerek engellendi. Anneler, "Çocuklarımızın insanlık onuru için yükselttiği bu sesi duymak, seslerine ses vermek zorundayız” dedi.
Barış Anneleri İstanbul Meclisi ve siyasi tutuklu yakınlarının, süresiz-dönüşümsüz açlık grevindeki tutuklularla dayanışma amacıyla Galatasaray Meydanı’nda yapmak istediği açıklama yapmak istedi. Ancak, polis, "Kaymakamlık’ın izni yok" gerekçesiyle Barış Anneleri ve tutuklu yakınlarının toplanmasına engel oldu.
‘SÜPÜR BUNLARI SÜPÜR’
Eylemde polislerin annelere ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eşsözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit'e doğru yönelerek, “Süpür bunları, süpür” demesi dikkat çekti. Anneler alandan ayrılarak HDP İstanbul İl Örgütü binasının önüne kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında da polislerin annelere sözlü hakaretleri devam etti.
Anneler, yürüyüş boyunca, “Anayız haklıyız, kazanacağız”, "Zindanlara ses ver”, "Tecriti kaldırın, ölümleri durdurun” sloganlarını attı. HDP İstanbul İl binası önüne gelen anneler, bina önünde açıklama yaptı. “Açlık grevleri 59. gününde, İnsanlık onuru için ses verelim” pankartını açan anneler tutukluların taleplerine ses verilmesini istedi.
'SİYASİ TUTSAKLARIN TALEPLERİ NETTİR'
Barış Anneleri adına açıklama yapan Zübeyde İnce, 59 gündür açlık grevinde olan siyasi tutukluların her geçen gün ölüme yaklaştıklarını söyledi. Açlık grevindeki tutukluların taleplerini hatırlatan İnce, tutukluların grev ihtiyaçlarının karşılanmadığını dile getirdi. Tuz, şeker ve B12 vitaminin tutuklular için önemine vurgu yapan İnce, şunları söyledi, “Adalet Bakanlığı ve Cezaevleri yönetimleri alenen uluslararası anlaşmaları çiğnemekte ve suç işlemektedir. Çocuklarımız içinse geri dönüşü olmayan hasarlar anlamına gelmektedir. Açlık grevindeki çocuklarımıza Şakran Cezaevi başta olmak üzere cezaevlerinde tecrit uygulamaları, her türden keyfi muamele, sürgünler, çıplak arama ve darp, sağlık sorunlarının giderilmemesi her türden insanlık dışı muamele uygulanmakta ve bizden bu işkence uygulamaları karşısında sessiz kalmamız istenmektedir.”
'SESLERİNE SES VERMELİYİZ'
“Biz Barış Anneleri ve Tutsak yakınları olarak bu acıyı 1980 ölüm oruçlarından, 1996 ölüm oruçlarından ve daha nicelerinden biliyoruz, tanıyoruz” diyen Yılmaz, her geçen günün tutuklular için kritik olduğunu kaydederek, “Çocuklarımız kendileri için değil, bu coğrafyada yaşayan tüm halklar için, demokrasi ve barış talebi için açlık grevindeler. Hepimizin onurunu ve vicdanını temsil ediyorlar. Çocuklarımızın insanlık onuru için yükselttiği bu sesi duymak, seslerine ses vermek zorundayız” şeklinde konuştu.