Ali Haydar Konca: Değişiklik anayasa hukuku açısından handikaptır

KOCAELİ - HDP eski Kocaeli Milletvekili ve hukukçu Ali Haydar Konca, anayasaların toplumun belkemiği olduğunu söyleyerek, referanduma yarın sunulacak paketin 1982 Anayasası’nın bile gerisinde olduğunu söyledi. Konca, "Hazırlanan değişiklik Anayasa hukuku açısından handikaptır" dedi.

Halkların Demokratik Partisi'nden (HDP) 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde Kocaeli milletvekili seçilen ve geçici hükümet sürecinde Avrupa Birliği Bakanlığı da yapan hukukçu Ali Haydar Konca, yarın referanduma sunulacak Anayasa değişikliği paketini değerlendirdi.

'ANAYASALAR TOPLUMUN BELKEMİĞİDİR'

Önerilen değişikliğin hem şekil bakımından hem de esas bakımından hukukun temel normlarına ve siyasetin ahlakına aykırı olduğunu anlatan Konca, anayasaların bir sözleşme olduğunu dolayısıyla uzlaşma yoluyla hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Konca, "Anayasalar toplumun belkemiğidir. Dolayısıyla anayasalar toplumun tüm kesimleri ve kurumları dikkate alınarak hazırlanır. Bu değişiklikte ise böyle bir süreç yaşamadık. Hatta bu süreçte değişikliği hazırlayan AKP ve MHP milletvekilleri bile içerikten haberdar değildi. Hazırlanan değişiklik anayasa hukuku açısından handikaptır" dedi.

'DEĞİŞİKLİK 82 ANAYASASININ BİLE GERİSİNDE'

1982 Anayasası'nın demokratik eksiklilerine değinen Konca, "Biz 82 Anayasası'nın da toptan değiştirilmesini ve onun yerine daha demokratik modelin gelmesini savunuyorduk. Bu değişiklik ise 82 Anayasası'nın bile gerisine düşüyor. Tüm hak ve özgürlükler daha da kötüye gidiyor. Şöyle ki bir 'tek adam' yönetimi oluşturuluyor. Meclis bypass ediliyor. Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı oluyor. Tüm milletvekillerini de cumhurbaşkanı kendisi belirliyor. Cumhurbaşkanı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) Anayasa Mahkemesi'nin üyelerini direkt veya dolaylı olarak kendisi atıyor. Cumhurbaşkanı aynı zamanda bütçe hazırlayabiliyor. Bütçeyi yapması zaten başlı başına sistemin değiştirilmesi anlamına gelir" diye konuştu.

Konunun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan özelinde tartışılmaması gerektiğine işaret eden Konca, Türkiye'nin gelecek on yıllarının tehlikede olduğunu söyledi.

'CUMHURBAŞKANININ HESAP VEREBİLECEĞİ BİR MEKANİZMA YOK'

Önerilen sistemin denetleme-denge (check-balance) yoksunluğu olduğunu aktaran Konca, "Tüm yetkilere karşın cumhurbaşkanının hesap verebileceği bir mekanizma yok. Meclis cumhurbaşkanını denetleyemiyor ve ona soru soramıyor, araştırma önergesi veremiyor. Cumhurbaşkanı üst düzey bürokratların bütününü atıyor. Cumhurbaşkanın OHAL ilan edebilmesi şuan süregiden OHAL'in süreklileşmesi demektir" ifadelerini kullandı.

Konca, "Olabildiğince çok sayıda insanın sandık başına gitmesi gerekiyor ki 'Evet'in şansı azalsın. Seçim sandıklarının mutlaka izlenmesi, korunması gerekiyor" dedi. Diyarbakır ve Mardin'de incelemelerde bulunduğunu söyleyen Konca, örgütlü devlet gücünün bir yandan "Evet" çalışmaları yürütürken, öbür yandan "Hayır" çalışmalarını baskıladığını anlattı.

DIŞ POLİTİKADAKİ KRİZLER

Avrupa Birliği üyesi ülkelerle son zamanlarda yaşanan krizlere de değinen eski AB Bakanı Konca, "Türkiye'nin dış politikası hiçbir zaman bu kadar ayağa düşmemiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana hiç bu kadar gururu, onuru kırılmamıştır. Dolayısıyla bu krizin kendisi bizatihi skandaldır. Açıkçası hesabın kriz yaratmak ve bu krizi oya tahvil etmek olduğu ortadadır. Çünkü oradaki insanlar da 'Benim ülkeme gelme. Benim seçimim var. Kaldı ki senin iç yasaların da dış ülkelerde propagandayı yasaklıyor' dedi ama buna rağmen oraya gittiler" şeklinde konuştu.

'TÜRKİYE KÜRTLERİN HİÇBİR YERDE HAK SAHİBİ OLMAMASI İÇİN ÇALIŞIYOR'

Türkiye'nin Suriye’deki Kürtleri politikasına da dikkat çeken Konca, şunları söyledi: "Akıllı bir Türkiye kendi Kürt sorununu çözerek daha akıllı daha stratejik adımlar atabilirdi. Suriye'deki Kürtlerin varlığı Türkiye'deki Kürt sorunu ile ilgili olduğu için Türkiye'nin buraya ilgi duyması, buradaki Kürtlere destek vermesi gerekirdi, ama anlaşılan o ki bugünkü Türkiye yönetimi Kürtlerin hiç bir yerde hak sahibi olmaması için çalışıyor. Bence şu anki konjonktür ve Ortadoğu coğrafyası buna izin vermeyecektir. Salih Müslim de defalarca 'Türkiye'nin içini karıştırmak gibi bir amacımız yoktur' dedi."