ANKARA - Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi 141’inci haftasında, açlık grevinde bulunan tutsakların durumuna dikkat çekerek, mahpuslar için kritik sürecinin başladığını ve kamuoyunun gerekli hassasiyeti göstermesini istedi.
Hasta Mahpuslara Özgürlük İnisiyatifi üyeleri, hasta tutukluların durumuna dikkat çekmek için bu hafta da Ankara’da Yüksel Caddesi'nde bir araya geldi. 141 haftadır eylemlerini sürdüren İnisiyatif üyeleri, Türkiye Cezaevlerinde 26 farklı cezaevinde 268 mahpusun devam eden süresiz dönüşümsüz açlık grevlerine değindi. İnsiyatif adına konuşan Cezaevi komisyonu üyesi Nuray Çevirmen, açlık grevi yapan mahpuslarda yüksek kilo kayıpları, gözlerde kayma belirtisi, halsizlik, kabızlık, baş ağrıları, mide krampları, göz kararmaları, ses ve kokuya hasiyet ve bulantı gibi sağlık sorunları yaşandığını belirtti.
‘AÇLIK GREVLERİ KRİTİK EŞİĞİ AŞMIŞTIR’
35'nci günden sonra mahpuslar için kritik eşiğin aşılmış olduğuna dikkat çeken Çevirmen, “Açlık grevleri yapılan tüm cezaevlerinde, doktorlar ve sağlık personeli gerekli kontrolleri yapmak, B kompleks vitamini vermek, tuz, şeker, ihtiyacının karşılanmasını sağlamak durumundadır. Açlık grevine giren mahpuslara kendi iradeleri dışında hiçbir müdahale de bulunulmamalıdır” dedi.
‘HAK İHLALLERİ DEVAM EDİYOR’
Açlık grevi yapan tutsakların yaşamının tehlike altında olduğunu ve kamuoyunun gerekli hassasiyeti göstermesi gerektiğine vurgu yapan Çevirmen, cezaevlerinde hak ihlallerinin de durmadan devam ettiğini söyledi.
‘8 AYLIK MİRAZ BEBEK DE SÜRGÜN EDİLDİ’
Cezaevlerinde sürgün ve sevklerin devam ettiğini belirten Çevirmen, “8 aylık Miraz Akbaba ve annesi Gülistan Diken Akbaba’da bebeğiyle birlikte sürgün edilmiştir. Bir bebeğin ihtiyacı olan eşyalarını cezaevine almayan idare ayrıca sürgünle bebek ve annesi defalarca cezalandırma yolunu buluyor” diye konuştu.
‘MAHPUSLAR TEDAVİYE ULAŞAMIYOR’
Hapishanelerdeki her mahpusun yaşam hakkının yok sayılıp tedaviye ulaşmasının engellendiğini belirten Çevirmen, son birkaç ayda 3 tutsağın yaşamını yitirdiğini belirtti. Çevirmen son olarak, devletin ilgili kurumlarının hapishanelerdeki mahpuslar için yaşam hakkını koruyacak tedbirler almasının zorunlu olduğunu söyledi.