DİYARBAKIR - HDP Hakkari Milletvekili Selma Irmak 105 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı ve 6 aydır tutuklu olduğu davada tahliye edilmedi. Milletvekillerinin 4 Kasım’da tutuklanmasının bir darbe olduğunu dile getiren Irmak, “Tutuklu olan ve yargılanan yalnız bizim fiziki varlığımız değil, Türkiye halklarının demokrasi umudu, özgür bir gelecek ve barış hayalidir” dedi.
Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından 4 Kasım 2016’da Hakkari’de tutuklanarak Silivri Cezaevi’ne konulan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Selma Irmak hakkında 105 yıla kadar hapis istemiyle açılan, güvenlik gerekçesiyle Diyarbakır'a nakledilen davanın yargılamasına başlandı. Irmak, siyasi parti faaliyetleri kapsamında 2015 ve 2016 yılları arasında Diyarbakır, Hakkari ve Şırnak'ta katıldığı miting, basın açıklaması ve televizyon programlarında yaptığı konuşmalar gerekçe gösterilerek, “Suçu ve suçluyu övmek”, “Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenleme yönetme bunların hareketlerine katılma”, “Örgüt üyesi olma” ve 18 kez “Örgüt propagandası yapmak” ile suçlanıyor.
Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davaya Irmak bulunduğu olduğu Silivri Cezaevi'nden SEGBİS üzerinden katılırken avukatları da hazır bulundu. HDP Milletvekilleri Feleknas Uca, Sibel Yiğitlap, Ziya Pir, DTK Eş Başkanı Leyla Güven, Diyarbakır Baro Başkanı Ahmet Özmen, HDP ve DBP il yöneticilerinin yanı sıra Irmak'ın ailesi de duruşmayı izledi.
YARGILAMANIN DURDURULMASI TALEBİ REDDEDİLDİ
Yoklama ile başlayan iddianamenin özetinin okunmasıyla devam edilen duruşmada Irmak, 6 saat boyunca Kürtçe savunma yaptı. Yargılamanın yapıldığı mahkemeye 1500 kilometre uzaklıktaki cezaevinde savunma yapmasının adil yargılanma ve savunma hakkının ihlali olduğunu belirten Irmak, kendisi hakkında hazırlanan fezlekeler ve iddianameyle yasama hakkının ihlal edildiğini ve siyasete müdahale edildiğini söyledi. Hakkında hazırlanan 23 fezlekenin tamamının yaptığı konuşmalardan oluştuğuna dikkat çeken Irmak, "Milletvekilinin en temel hakkı söz söyleme hakkıdır. İddianamede söylenen sözlerinin Meclis Başkanlığı'ndan sorularak böyle konuşma yapılıp yapılmadığının sorulmasını istiyorum. Şayet böyle bir konuşma yapmış isem derhal mahkemenizce düşme (Dava) kararı verilmesi gerekir. Ancak önce milletvekili olarak yasama sorumsuzluğumun tespit edilmesini istiyorum" dedi. Ardından söz alan Irmak'ın avukatı Reyhan Yalçındağ Baydemir, yasama dokunulmazlıklarının Anayasaya aykırı bir şekilde kaldırıldığını ifade ederek, yargılamanın durdurulmasını talep etti. Mahkeme heyeti, dokunulmazlıklarının kaldırılmasının yasaya uygun olduğu gerekçesiyle Irmak ve avukatlarının talebini reddetti.
‘TUTUKLANMAMIZLA HAKKARİ HALKININ YÜZDE 84’Ü CEZALANDIRILDI’
Talebin reddedilmesi ardından savunmasına kaldığı yerden devam eden Irmak, Milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasının hukuki değil siyasi bir karar olduğunu ifade ederek, "4 Kasım 2016 tarihinde iktidar partisinin talimatı olduğu artık çok açık olan eş zamanlı bir operasyonla HDP milletvekilleri gözaltına alınarak adeta bir darbe gerçekleştirilmiştir. Birçok ilde arkadaşlarımızın kaldığı evlerin kapıları kırılarak, tartaklanarak, işkence edilerek, saygısız ve hakaretvari tutum ve sözlerle karşılaşarak, kimi milletvekili arkadaşlarımızın elleri ters kelepçelenerek gözaltına alındık. Askeri helikopterle savcılıkların bulunduğu illere götürüldük. 4 Kasım Türkiye'nin siyasi ve hukuki tarihinde bir kara leke, demokrasinin katli ve devlet ayıbı olarak geçecektir. Tek merkezden alınan talimatla eş zamanlı olarak gerçekleşen bu operasyon, elbette hukuki değil siyasi bir operasyondur. Türkiye'nin her tarafından temsil ettiğimiz haklara, inançlara, kadınlara, kimliklere, gençlere gözdağı verme, sindirme amaçlı bir operasyon olduğu açıktır. Dolayısıyla tutuklu olan ve yargılanan yalnız bizim fiziki varlığımız değil, Türkiye halklarının demokrasi umudu, özgür bir gelecek ve barış hayalidir aynı zamanda. 4 Kasım günü yaşananlar, 1994 yılının 2 Mart'ında DEP milletvekillerinin meclisten yaka paça çıkarılarak gözaltına alınması, yıllarca tutuklu bırakılmaları darbesinin tekrarıdır” dedi.
‘DTK İLLEGAL BİR YAPILANMA DEĞİL’
Devletin 3 ana unsurunda biri olan yasamanın üyesi olduğunu ancak devletin diğer bir gücü olan yargı tarafından yargılandığını dile getiren Irmak, seçimlerde yüzde 84 oyla seçilmiş olan 3 Hakkari milletvekilinin de tutuklu olarak yargılanması nedeniyle, Hakkari halkının yüzde 84'ünün de cezalandırıldığını ifade etti. Irmak, yargılamaktan korkmadıklarını ancak yargının siyasi iktidarın baskısı altında olduğunu söyledi. DTK'de yürüttüğü faaliyetlerinin iddianamede suçlama konusu yapılmasına dikkat çeken Irmak, DTK'nin toplumun birçok kesimini içerisinde barındıran, demokratik bir toplumun işleyişine katkı sunmayı hedefleyen platform olduğunu vurguladı. Irmak, "DTK illegal veya kriminal bir yapılanma olmadığı gibi hiç bir söylem ve açıklamasında şiddet çağrısı ya da taraftarlığı yapması söz konusu değildir. Her tür faaliyeti açık, şeffaf kamuoyunun bilgisi dahilindedir. Ayrıca 2011 yılında mecliste grubu bulunan 4 siyasi eşit temsille oluşturduğu Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na DTK'nin kurumsal olarak anayasa önerilerini sunduğunu, bu önerilerin TBMM resmi sitesinde halen yer aldığını hatırlatmak isterim. Dün resmi resmi olarak muhatap olarak alınan bir platform kısa süre zarfından nasıl yaşa dışı hale gelir. Yargı siyasete göre değil yasalara göre karar vermelidir” diye konuştu.
‘YASAMA GÖREVİMİ YERİNE GETİRMEK İÇİN TAHLİYEMİ İSTİYORUM’
‘Özyönetim’in demokratik bir hak olduğunu, Selçuklular ve Osmanlı devletleri döneminde Kürtlerin yerel özerkliğinin tanındığını hatırlatan Irmak, ‘Özyönetim’ ile ilgili dünyada geçmiştin günümüze var olan ‘Özyönetim’ deneyimlerine işaret etti. Irmak, "Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’nın Türkiye'nin çekince koymadığı 3 ve 4'üncü maddeleri de tek başına bugün tartışılan 'özyönetim' kavramını meşrulaştırmaktadır. Buradaki sorunun kanaatimce halkların da yönetime karşı yetkin ve etkili olma hakkının bir hak olarak görülmesidir” diye kaydetti. Kadın etkinliklerine katılmasının iddianamede suçlama konusu yapıldığını dile getiren Irmak, şiddete, kıyıma ve ayrımcılığa karşı her kadının mücadele etmeyi, söz söylemeyi yaşamsal bir ilke ve varoluşsal bir tutum olarak benimsediğini vurguladı. Çalışma arkadaşları olan ve Şırnak’ın Silopi ilçesinde katledilen Kürt Kadın siyasetçi DBP PM Üyesi Seve Demir, Silopi İlçe Yöneticisi Pakize Nayır ve Fatma Uyar’ın öldürülmesine tepki göstermesinin doğal olduğunu belirterek, “Bu kadınların ‘Terör örgütü üyesi’ olduğu tanımı kesinlikle gerçeğe aykırıdır” diye kaydetti. Irmak son olarak iddianamede suçlama konusu yapılan konuşma ve açıklamaların yasama sorumsuzluğu ve dokunulmazlığı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Irmak, vekili olduğu Hakkari ilinin daha fazla mağdur edilmemesi ve yasama görevini yerine getirmek için tahliyesini talep etti.
‘AYM VE AİHM İHLAL KARARI VERMEDEN TAHLİYE EDİLMELİ’
Irmak’ın ardından davanın esası hakkında mütalaasını okuyan savcı, Irmak’ın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti. Ardından savunma yapan Avukat Reyhan Yalçındağ Baydemir, davada müvekkilinin siyasi parti faaliyetlerinin yargılandığını vurguladı. Müvekkilinin milletvekili seçildiği dönemde 2011 yılında cezaevinde olduğunu, Anayasa Mahkemesi kararıyla 2013 yılında tahliye edildiğini hatırlatan Yalçındağ, 2016 yılında seçilen müvekkilinin dışarda olmasına rağmen bu kez de tutuklandığını söyledi. Yalçındağ, AİHM ve Anayasa Mahkemesi bu konuda ihlal kararı vermeden müvekkilinin tahliyesini istedi. Avukat Erhan Ürküt ise, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın, İstanbul için özerklik istediği yönündeki sözlerini hatırlatarak, özerklik talebinde bulunan müvekkilinin ise tutuklandığına dikkat çekti. Avukat Banu Güveren ise iddianamenin ideolojik bir dille yazıldığını belirterek, müvekkilinin tahliyesini istedi.
Savunmaların ardından kısa bir ara veren mahkeme heyeti kararını açıkladı. Mahkeme, kuvvetli suç şüphesini gösteren somut delillerin varlığını gerekçe göstererek, Irmak’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme heyeti davayı Temmuz ayına erteledi.