Muğla Üniversitesi öğrencileri: YSK’yi çalıp ‘Evet’i çıkarttılar

MUĞLA - Yüzde 69.29 “Hayır” oyunun çıktığı Muğla’daki gençler, YSK’nin almış olduğunu karara karşı protestoların devam edeceğini, direnişten başka bir yolun kalmadığını, sokaklarda “Hayır” barikatlarını öreceklerini söyledi.

Geçtiğimiz Pazar günü oylanan referandumda Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kanuna aykırı bir biçimde mühürsüz zarfları geçerli sayması yönündeki kararına tepkiler çığ gibi büyüyor. Tepki gösteren kentlerden biri de resmi olmayan referandum sonuçlarına göre yüzde 69.29’luk “Hayır” oyu çıkaran Muğla.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencileri “YSK’nin çalındığını ‘Hayır’ın ‘Evet’e çevrildiğini belirterek sokaklarda ‘Hayır’ı büyüteceklerini söyledi.

‘DİKTATÖRLÜK ANAYASASI GEÇMEYECEK’

Meşru olmayan seçime karşı tepki verdiklerini ve bu tepkilerinin devam edeceğini dile getiren Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencisi olan Öğrenci Kolektifleri üyesi Bülent Çöçü, “Sandığı tanımıyoruz. Muğla’da da kitlesel protestolar oluyor. Devam edip sokaklardan vazgeçmeyeceğiz” dedi. İktidarın “Hayır”cılara yönelik baskılarının artacağını, “Hayır” bildirisi dağıtanların gözaltına alınmasının bu baskıların habercisi olduğuna vurgu yapan Çöçü, “İktidara şunu söylüyoruz; Gençlik olduğu sürece hiç bir zaman diktatörlük anayasası bu memlekette geçilmeyecek. Bu sandıkta olduysa sokakta hiçbir zaman olmayacak” diyerek tepkilerin artarak devam edeceğinin altını çizdi.

‘MECLİSTE Kİ ‘HAYIR’CILAR MECLİSTEN ÇEKİLMELİ!’

YSK’nin yaklaşık 2 buçuk milyon mühürsüz oyu kabul ettiğini belirten Muğla Üniversitesi Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencisi olan Emrah Ürün de, “Ortada bir yandaşlık var. Direk tek adamlığı yürürlüğe soktular. ‘Biz bu halkı tanımıyoruz biz kendi isteğimizle bir şekilde bunu soktuk’ demeye getiriyorlar. O zaman biz de şunu diyoruz; Ne tek adam olsun ne de AKP hükumeti olsun. Bu sistemi kabullenmeyeceğiz” dedi. Meclis’te “Hayır”ı oluşturan partilerin Meclis’i tanımamalarını, Meclis’ten geri çekilmesi gerektiğini vurgulayan Ürün, “Alternatif meclisler geliştirilebilir. Ben Muğla’nın Kötekli semtinde yaşayan biriyim. Benim durumuma neden Ankara karar veriyor. Yerelden başlayarak halk meclisleri oluşturulmalıdır” diye konuştu.

‘BİRAN ÖNCE SEÇİMLER İPTAL EDİLMELİ’

Muğla Üniversitesin’de “Hayır” bildirisi dağıtan 2 öğrencinin sokakta ırkçı gruplar tarafından darp edildiğini hatırlatan 29 Ekim’de çıkartılan KHK’larla ihraç edilen Anestezi Uzmanı Demet Çöçü, şunları söyledi: “Bu saldırıların devam edeceğini biliyoruz. Çünkü faşistler örgütlenerek karşımıza çıkmakta. Bu ülkeyi bu hale getiren AKP hükümetidir. Çünkü şaibeli bir oranla ‘Evet’ çıkarttı. Kin ve intikam söylemleri ile hareket ediyor. Bunun halka yansıması bu şekilde olacak. Barış, özgürlük istedikçe bunlar daha çok saldırıya geçeceklerdir. Biz bunlar karşısında sinmeyeceğiz. Herkesin her gün sokaklarda olup korkmaması lazım. Seçimlerin iptal olması lazım. Sonuçlar birbirine çok yakın bundan dolayı iktidar daha barışçıl seçenekler sunarak dilini yumuşatmalı. CHP’nin ve HDP’nin seçimi tanımayarak Meclis’ten çekilmelidir. Biran önce eyleme ve pratiğe geçilmeli.”

‘HAYIR İÇİN İKİNCİ GEZİ DİRENİŞİ BAŞLAYACAK’

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi öğrencisi olan Öğrenci Kolektifleri üyesi Ezgi Çevik ise, yüzde 51’e yüzde 49’luk oranın AKP’nin yenilgisi olduğunu söyledi. Referandum süreci boyunca “Hayır”cılar üzerinde bir baskı olduğunu aktaran Çevik, “OHAL uzatıldı. Tüm devlet bütçesi ‘Evet’ çalışması için kullanıldı. ‘Hayır’ı savunanlar sokaklara çıktığı anda terörist ilan edildi. Kadınlar üzerinde cinsiyetçi söylemlerde bulunarak bastırılmaya çalışıldı. Devlet bunlara rağmen ‘Hayır’ın gücünü görmüş oldu” dedi. “Hayır” oylarına sahip çıkmak amacıyla başlatılan protestoların Gezi direnişinin ayak sesleri olduğunu vurgulayan Çevik, “Bu fırsat bizim fırsatımız üniversiteli gençler bulunduğu her alanda sokağa çıksın. Diktatörün dediklerini hiçbir zaman uygulamadık. Bu saatten sonra da Meclis’ten geçen hiçbir kararı tanımayacağız. Direneceğiz, ikinci bir Gezi direnişi bu zamanda ‘Hayır’ için artık başlıyor” diye konuştu.

‘YSK’YI ÇALIP ‘EVET’İ ÇIKARTTILAR’

OHAL altında referanduma girdiklerini belirten Cengiz Güngör, Kürdistan’da belediyelere kayyum atanması ve HDP milletvekillerinin tutuklanması ile başlayan meşru olmayan sürecin seçim sonuçları ile devam ettiğini söyledi. AKP iktidarının “YSK’yı çalarak halkların emeği ile ördüğü ‘Hayır’ı ‘Evet’e çevirdiğinin” altını çizen Güngör, devamla şunları söyledi: “Ya direneceğiz ya da faşizmin çöplüğünde yok olup gideceğiz. Bu direnişi ilmik ilmik örüp halkların kendi iktidarını kurması tek çözümdür artık. Kendi burjuva hukuklarını çiğneyenlerden bize haklarımızı vermelerini artık bekleyemeyiz. Biz kendi haklarımızı kendimiz alacağız. Muğla’da biz direnişi örüyoruz. Sokak sokak üniversite, üniversite direnişi örüp sokaklarda ‘Hayır’ barikatlarını oluşturacağız. Ezilenlerin direnişten başka şansı yok. Birlikte olursak bu organize suç örgütünü çok rahat yenebiliriz.”

‘KADINLAR MÜCADELEYİ BÜYÜTMELİ’

Muğla Üniversitesi öğrencisi Arzu Dönmez de, “Hayır” savunucularının “Hayır”ı artık sandıkta değil, sokakta kazanılacağını düşündüğünden dolayı sokaklara çıktıklarını dile getirdi. Kadınlara yönelik baskıların “Evet” ile birlikte daha da arttığını, sosyal medya hesaplarında “Hayır’cı kadınlar bizim helalimizdir” diye “Evet”çiler tarafından paylaşımların yapıldığını aktaran Dönmez, “Kadınlar umutlarını kaybetmeden sokaklarda görünür olmalıdır. Oylamanın tekrardan yapılması ve üstünün kapatılmasını engellemeliyiz. OHAL’i bundan dolayı uzattılar. Türkiyeli ve Kürdistanlı kadınlara çağrımdır bulundukları her alanda mücadeleyi büyütsünler” diyerek konuşmasını sonlandırdı.