İSTANBUL - Hrant Dink Vakfı'nın Tahir Elçi için düzenlediği anma etkinliğinde konuşan eşi Türkan Elçi, eşinin katledilmesiyle topluma umutsuzluk iksiri içirilmeye çalışıldığını söyledi.
Hrant Dink Vakfı, Diyarbakır eski Baro Başkanı Tahir Elçi'yi ölümünün birinci yıldönümü dolayısıyla Leyla Gencer Opera ve Sanat Merkezi’nde düzenlediği etkinlikle andı. Etkinlikte, üzerinde Elçi'nin fotoğrafının bulunduğu Kürtçe ve Türkçe yazılı “Tahir Elçi’nin İstanbul buluşması” dövizi sinevizyon ekranına yansıtıldı. Anma etkinliğine, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Doğan Erbaş, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, HDP İstanbul Milletvekili Garo Paylan, DİSK ve KESK yöneticileri, Tahir Elçi’nin mesai arkadaşları, gazeteci ve akademisyenler katıldı.
Anmada konuşan Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, geçen yıldan bugüne kadar oldukça zor bir yıl geçtiğini belirterek, bu süre zarfında akla hayale sığmaz enteresan hadiseler ve vicdanların kabul edemeyeceği ölümlerin yaşandığını söyledi. Tahir Elçi’nin katledilmesinin bir milat olduğunu ve O’ndan sonra bir türlü huzurlu gün geçiremediğini ifade eden Elçi, “O gitti ve ardından bir kent yıkıldı” diye konuştu.
'SAVAŞIN SES AYARLARI İLE OYNADI'
Elçi, sözlerine şu söyle devem etti: “Tahir, yaşam hakkının kutsallığını çekinmeden, korkmadan yaşamak, yaşatmak, söndü sönecek bir alevin güçsüzlüğündeyken, birileri gelip titrek ışığı üfleyip söndürecekken, ‘savaşlar, çatışmalar, silahlar, operasyonlar bu alandan uzak olsun’ diyerek vicdanının sesini duyurmaya çalıştı. Toplumu kaosun girdabına sürükleyen savaşın ses ayarları ile oynadı. Bu sebeple yaşamak yerine bizlere ölüm tevdi edenlerin tahtasındaki yere oturtuldu.”
“21 yıl yanında olan biri olarak bunu en içten samimiyetimle söylerim ki; o sade ve sadece mazlumların acılarını duyuramamaktan muzdaripti" diyen Elçi,
"Onun tek gayesi hukuk mekanizmasının işlediği, işkencenin olmadığı, kişinin yaşam hakkının kutsa sayıldığı bir ülkeye sahip olmaktı” diye belirtti. Türkan Elçi, eşinin katledilmesiyle topluma umutsuzluk iksiri içirilmeye çalışıldığını söyledi.
'YİTİRİLENLER BİRİLERİ İÇİN BİR RAKAMDAN İBARET'
Taşa sabrı öğretmenin zamanında olduklarını kaydeden Elçi, hayatın her gün bir genç ölümünü birilerinin hanesine borç, birilerinin hanesine ise alacak olarak geçtiğini ifade etti. Elçi gittikten sonra Sur’ların ardında geride kalanların yaşama tutunmak için el arabalarına hayatlarını yükleyerek yollara düştüğünü belirten Türkan Elçi, “İnsanlığın mirası olan tarihi değerler tuzla buz oldu. İşte Tahir’in ‘Halep olacağız’ dediği buydu. İyi bir hukukçu, iyi bir insan hakları savunucusu sadece ihlal edilen hakları dile getirmekle yetinmez insanların emeğiyle, tarihi ile sahip olduğu değerlerin de savunuculuğunu yapar” diye konuştu.