ANKARA - Referandum sonuçlarına itiraz eden yüzlerce kişi "Referandumdan çıkan ‘Evet’ oyunu gayri meşru göstermeye çalışarak ve bu yönde insanları sokağa davet etmek” suçlamasıyla gözaltı alınıyor. Hukukçular, böyle bir suçlamanın hukukta yeri olmadığını söyledi.
Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) “Standartlara uygun yapılmadı, oylar yeniden sayılsın” dediği referandumun sonuçlarını protesto eden yüzlerce kişi gözaltına alındı. Birçok kentte protestolar sürerken, gözaltına alınan göstericiler, “Referandumdan çıkan ‘Evet’ oyunu gayri meşru göstermeye çalışmak ve bu yönde insanları sokağa davet etmekten” suçlanıyor.
İstanbul’da söz konusu suçlamayla önceki gün 38 kişi, dün de Haziran 2015 yılından itibaren tam 31 kere sitesi engellen sendika.org’un bürosu basılarak editörü Ali Ergin Demirhan gözaltına alındı. Aynı gerekçeyle Siirt'in Eruh ilçesinde 16 HDP’li sandık görevlisi, evlerine yapılan polis baskınla gözaltına alındı. HDP Muş Milletvekili Burcu Çelik de Muş'taki seçim ihlallerini paylaştığı basın açıklamasından hemen sonra tutuklandı.
‘HALKI KİN VE DÜŞMANLIĞA TAHRİK ETMEK SUÇUNA KILIF UYDURULUYOR’
Halkevleri Hukuk Dairesi'nden avukat Sercan Aran, gözaltıların gerekçesi olan “Referandumdan çıkan ‘Evet’ oyunu gayri meşru göstermeye çalışarak ve bu yönde insanları sokağa davet etmek” suçlamasının hukukta yer almadığına dikkat çekti. Bu ibarenin “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” suçuna kılıf uydurmak olduğuna ifade eden Aran, “Hem ifade hürriyetinin hem basın hürriyetinin bir gereği olan ve kamuoyunda da yoğun şekilde tartışılan bu duruma tahrik suçunun hem maddi hem de manevi unsurunun oluşmadığı kanaatindeyim. Ortada bir suç yokken bir suç yaratmaya çalışıyorlar” şeklinde konuştu.
‘YAŞANANLAR, OYLARINA SAHİP ÇIKMAK İSTEYENLERİN TEHDİT EDİLMESİDİR’
“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek”suçlamasının tutuklanmayı gerektirmediğini ifade eden avukat Aran, şunları kaydetti: “Suçun üst sınırı 3 senedir. Şu andaki mevcut infaz rejimi dikkate aldığınızda, velev ki haklarında dava açılıp yargılanma olsa ve 3 yıllık bir ceza alsalar dahi bunun ceza infaz rejimi kapsamında bir yatarı da yok. Ama ona rağmen operasyonlar yapılıyor, gözaltılar yapılıyor. Bir ceza yargılaması yapıldığında bu şahıslar zaten beraat edecekler ya da beraat etmeseler dahi alt sınırdan ya da düşük cezalar alacaklardır, paraya çevrilecektir bu cezalar. Bunun şimdi bu şekilde yapılarak hayır çalışmasını yapanların, oylarına sahip çıkmak isteyenlerin tehdit edilmesidir. ‘Eğer siz kendi oyunuza sahip çıkarsanız sonunuz bu olur’ demeye getiriliyor.’”
REFERANDUM ÖNCESİ DE SONRASI DA EŞİTSİZLİK
Referandum sürecinde hükümetin "Hayır" çalışması yapan birçok siyasi parti ve demokratik kitle örgütüne baskı uyguladığına dikkat çeken Aran, bu saldırgan kişilerin herhangi bir yasal işleme tabi tutulmadığını söyledi. Aran, “Evet diyenlerin saldırılarına baktığımızda bu saldırıyı gerçekleştirenlere hiçbir şekilde uzun süreli gözaltı ve tutuklama ya da bir hüküm çıkmazken, ‘Hayır’ cephesinden birçok tutuklama oldu. Referandumdan bir hafta önce Okmeydanı’nda Evetçiler, Hayır çalışması yapanlara saldırdı, bu saldırıda 4 halkevi üyesi tutuklandı. Hem darp edildiler hem de üzerine tutuklandılar.”
‘SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR İKTİDAR HALİ YOK’
“Referandum öncesi de sonrası da devam eden kesintisiz bir baskı sistemi var” diyen Aran, Başbakan Binali Yıldırım’ın “Referandum özgür bir ortamda gerçekleşti” sözlerine tepki gösterdi. Aran, "Hem biz Halkevleri Hukuk Dairesi olarak hem de diğer kurumların yayınladığı raporlarda bariz bir şekilde insanlar Hayır çalışması yaparken defalarca engellendi ama buna rağmen belli bir sonuç çıktığını düşünüyorum” dedi.
Aran ayrıca “Sürdürülebilir bir iktidar hali yok” diyerek, iktidarın elindeki tek kozun baskı olduğunu ifade etti. Aran, “İktidar bir kriz içerisinde ve bu krizi aşamıyor, bu kriz sürekli olarak derinleşiyor. Ekonomik kriz hakeza derinleşiyor. İşsizlik yoksulluk sürekli artıyor. Bunu bastırabilmenin tek yolu var, iktidar bu sorunları çözmek yerine kendisine yönelen tepkileri baskılamaya çalışıyor. Bastırmayı gözaltı, tutuklama, işkence ile sağlıyor” değerlendirmesini yaptı.