Açlık grevini sonlandıran tutuklular için tavsiyeler

İZMİR - Cezaevlerinde açlık grevini 64’üncü günde sonlandırılan tutukluların hastanelerde gruplar halinde tedavi altına alınırken, doktor Zeki Gül, hastanelerde uygulanacak tedavinin yöntemi ve tutukluların kişisel olarak yapması gerekenlere ilişkin tavsiyelerde bulundu.

Cezaevlerinde süresiz dönüşümsüz açlık grevini 64’üncü gününde sonlandıran tutuklular, hastanelerde tedavi altına alınmaya başlandı. Şakran T2, T3, T4 ve Kadın cezaevinde bulunan tutuklular guruplar halinde Yeşil Yurt Atatürk Devlet Hastanesine kaldırıldı. Açlık grevinin sonlanması ile ilgili uygulanacak tedavinin son derece önemli olduğunu dile getiren Doktor Zeki Gül, uzun süre açlık grevinde olan tutukluların sağlık kurumlarında ve hastanede yapılması gerekenler ile kişinin kendine dikkat etmesi gerektiğini söyledi.

‘MUTLAKA YETERLİ DOZDA VİTAMİNLER VERİLMELİ’

B1, B6, B12 ve gerekiyorsa B4 vitamini yeterli dozda verilmesi gerektiğine dikkat çeken Gül, “Özellikle şekerli serum takılıyorsa muhakkak günde 1000 mg B1 vitamini öneriyoruz. TTB’nin hazırladığı raporlarda ve geçmiş deneyimlerde bu tedavi yönteminin ne kadar önemli olduğunu bize gösterdi. Ancak bu tedavi yöntemlerinin dışında multi vitaminlerde eklene biliniyor ve tüm tedavi süreçlerinin bir hekim denetiminde yapılması son derece önemli, Burada sorunun daha az olacağını tahmin ediyoruz” uyarısında bulundu.

‘GEREKLİ BİLGİLERİ GÜNNCELLENMİŞ HALİYLE GÖNDERDİK’

Türk Tabipler Birliğinin (TTB) bu anlamda ilgili kurumlara, cezaevi yönetimlerine ve cezaevi hekimlerine güncellenmiş bilgi kılavuzlarını gönderdiğini ifade eden Gül, “Özellikle Nörolojik sorunu olanlar bunlardan bazıları görmede odaklama, çift görme ayakta duramama, denge sorunu yaşayanlar daha ciddi izlenmesi gerekiyor. Olmamasını temenni ettiğimiz ancak Wernike dediğimiz beyinle ilgili kalıcı ola bilecek hastalıklar olmasının önlemini ala bilmek adına bu gibi vakalara daha titiz yaklaşmak gerekir” diye konuştu.

‘KAN TAHLİLLERİNİN ACELE YAPILMASI GEREK’

Tedavi sürecinin ardından her şeyin hemen normale dönmediğini vurgulayan Gül, şöyle devam etti: “Tedavi sürecinin ardından tutukluların daha temkinli yaklaşması gerekir. Her şeyi yememeleri gerekir. Yağlı yemeklerden ve bir süre sindirimi zor olan katı aşırı acılı ve baharatlı yiyeceklerden ve asitli içeceklerden uzak durmaları gerekir. Özellikle bu tasfiyeleri herkes yapıyor ancak açlık grevlerinde olan kişilerin daha dikkatli bir şekilde yapmaları gerekiyor. Yemeklerin 3 ana öğün şeklinde 6’ya bölünmüş vaziyette yiye bilirler bu durumu birazda diyetmiş gibi düşünmek lazım. Ancak 60 günü aşkın açlık grevinde olan birinin muhakkak kan tahlillerinin mümkün olduğunca çabuk yapılması ve bu işlemlerinin en kısa sürede yapılması gerekiyor. Böbrek ve karaciğer fonksiyonlarına bakılması, iyi olur.”

‘TUTUKLULAR AŞIRI TUZDAN ÇEKİNMLERİ GEREKİR’

Tıbbın temel kurlarından birinin “Hastalık yoktur hasta vardır” olduğunun altını çizen Gül, açlık grevinde olan hiç kimseyi hasta olarak görmediklerini ancak eylemlerini sonlandırıp ve kendi rızaları ile tedavi sürecine başlayan insanların artık kendilerinin hastası olduğunu ve ona uygun bir yaklaşım sergilenmesi gerektiğini söyledi. Açlık grevine giren tutuklular nasıl ki eşit girmiyorsa, açlık grevi sonlandığında da eşit bir şekilde çıkmadıklarını sözlerine ekleyen Gül, “Özellikle tedavi süreci boyunca aşırı tuzdan kaçınmaları lazım cezaevinde bir süre sonra diyet yemekleri çıkacak bu yemekleri mutlaka tüketmeleri gerekiyor. Bunların tadı çok kötü ola bilir ama onların sağlıkları bakımından faydalı olacaktır” diye konuştu.

Öte yandan Zindanlarla Dayanışma İnisiyatifinin aktardığı bilgilere göre, tutukluların hayati tehlikesinin olmadığını ve tedavi sürecinin tamamlanmasını beklendiği ifade edildi.