İSTANBUL - Genel meclis toplantısında konuşan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, sokaklardaki "Hayır" sesine kulak verilmesi gerektiğini belirterek, "Sokaklarda çıkan 'Hayır' sesi Türkiye'yi özgürleştirecek bir 'Hayır'dır” dedi. HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu da, 1 Mayıs’ın “Hayır”cıların bayramı haline gelmesi gerektiğini söyledi.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 7'nci dönem 3'üncü Olağan Genel Meclis toplantısını İstanbul Taksim Hill Otel'de gerçekleştirdi. Toplantıya, HDK Eş Sözcüleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Onur Hamzaoğlu, genel meclis üyeleri ve HDK bileşenleri katıldı.
Toplantının açılışında konuşan HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, haksız, hukuksuz ve şaibeli bir referandumu geride bıraktıklarını belirtti. Koçyiğit, "15 yıllık AKP iktidarı süresince ayrı bir devlet kurumları oldu. Son olarak YSK de iktidarın himayesine girdi. Devletleşen AKP ile karşı karşıya olduğumuzu net bir biçimde görüyoruz. Halk iradesiyle iktidara gelen bir iktidardan bahsetmek mümkün değildir. Devletleşen AKP gibi yeni siyasal rejimi toplumsallaştırmak gibi bir hedefi var. Faşizmi kurumsallaştırmak hedefindeler. AKP'nin siyasi toplum ideolojisini topluma yaymak gibi bir hedefi vardır" dedi.
'SOKAKTAKİ SESE KULAK VERİLMELİ’
Referandum sonrası demokrasi güçlerinin bir araya gelerek önemli bir gücü ortaya çıkardığını kaydeden Koçyiğit, referandum sonuçları demokratik Türkiye'nin oluşması için güçlü bir sokak hareketinin ortaya çıkardığını vurguladı. Referandum sonrası CHP'nin takındığı tutumu eleştiren Koçyiğit, "CHP toplumsal dinamiği pasifleştirmek istiyor. Yeni devlet düzeninde kendisine yer açmak ve ana muhalefet olmak için kendisine yer açmaktadır. Yeni süreçte CHP'ye ve ana muhalefete bir faydası olmayacaktır. Her parti sokaktaki sese kulak vermesi gerekir. Aksi tutumlar iktidarın daha fazla cesaretlendirilmesine yol açar" diye konuştu. CHP'ye çağrıda bulunan Koçyiğit, "Size oy verenlere bir kez daha kulak kabarttınız. Olmanız gereken yer, kurumlar arasında mekik dokumak değil sokaktaki insanların yanında olmaktır" dedi.
'ÇOCUK BAYRAMINDAN SÖZETMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR'
Referandum sonrası Türkiye'nin demokratikleşmeye ihtiyacı olduğunu belirten Koçyiğit, "Demokratik anayasa mücadelesini yürütmeliyiz. Tekçi anayasaya karşı çoğulcu ve demokratik bir anayasa mücadelesi vermeye devam etmeliyiz" diye belirti.
23 Nisan Çocuk Bayramı’na da değinen Koçyiğit, "Dünyada tek çocuk bayramı kutlayan Türkiye'dir. 2 bin çocuk cezaevinde. Birçok bebek annesiyle birlikte cezaevlerinde ve cezaevleri koşullarında büyümektedir. Bu da Türkiye'nin ikiyüzlülüğünü göstergesidir. Barışlar, Ceylanlar ve bir taraftan da saraylarda ağırlanan çocuklar... Çocuk işçiliğinde öndeyiz. Gerçek anlamda bir çocuk bayramından söz etmek mümkün değildir" diye kaydetti.
'ANADOLU KATLİAMLAR SİLSİLESİYLE RENKSİZLEŞTİ'
24 Nisan 1915'te başlayan Ermeni Soykırımı'na da dikkat çeken Koçyiğit, "250 tane aydın, şair ve tehcir süreciyle birlikte soykırım başlatıldı. 1915'ten bu yana hakikat ile yüzleşemedik. Devlet mekanizmaları neler yaşandığını açığa çıkarmadı. Ama aydınlardan, katledilenlerin yakınlarından dinleyerek, bu süreci biraz daha aydınlattık. Bu bir soykırımdır. Anadolu renksizleşti. Anadolu renkliliğini katliamlar silsilesiyle kaybetti" şeklinde konuştu.
'KÜRT İRADESİNİ BÖLMEK İSTEDİ'
Türkiye'de gerçek manada demokratikleşmenin yaşanması amaçlanıyorsa Kürt halkına ses vermek gerektiğini vurgulayan Koçyiğit, "Referandumda Kürtler üzerinde manipülasyonlar yaratılmaya çalışıyor. ‘Kürtler Evet oyu verdi’ sözleri, bir manipülasyondur. Ablukanın olduğu yerlerde yüzde 70 'Hayır' çıktı. Geriye kalan oylar ise korkutma ve güvenlik güçleri yanı sıra vali, kaymakam ve diğer kamu kurumlarının baskısıyla verildi. Bu manipülasyonlar ile AKP ve Saray, Kürt iradesini bölmek istedi ama Kürtler bu politikaları boşa çıkardı. AKP buradan ders çıkarmalıdır. Manipülasyonla Kürtler, sosyalistler ve diğer halklar arasında çomak sokulmak istendi. Ne Kürtler ne Aleviler ne de sosyalistler kendi aralarındaki demokratik birliği yıkmayacaktır. Özerk Kürdistan demokratik Türkiye'den bir adım geri atmayacaktır" dedi.
'SOKAKTAN ÇIKAN HAYIR TÜRKİYEYİ ÖZGÜRLEŞTİRECEK'
Ortaya çıkan referandum sonucuyla Türkiye'nin artık yönetilemeyeceğine dikkat çeken Koçyiğit, "Toplumun her kesimden itirazlar yükseldi. 1982 Anayasası nasıl meşru olmadıysa, Tayyip Erdoğan'ın sopalı anayasası da meşru değildir. 1982 Anayasası'na karşı nasıl mücadele ettiysek, buna da karşı da mücadele edeceğiz. Sokaklarda çıkan 'Hayır' sesi Türkiye'yi özgürleştirecek bir 'Hayır'dır. AKP'nin sonunu getirecek bir 'Hayır'dır" diye konuştu. Koçyiğit, sokakta ortaya çıkan demokratik hareketliliğinin örgütlenmesi gerektiğini vurguladı.
HAMZAOĞLU: REFERANDUM MEŞRU DEĞİLDİR
Referandumda yaşanan hak ihlallerine ilişkin değerlendirmelerde bulunan HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu da, "Metin, çoğulcu bir şekilde hazırlanmadı. Metin, Erdoğan ve Bahçeli'nin metnidir. Bundan kaynaklı meşru değildir. OHAL ortamında ‘Hayır’ çalışmalarına yönelik engellemeler yapıldı. Vali, kaymakam ve diğer kurumlar 'Evet' için çalıştı ve 'Hayır' çalışmalarını engelledi. YSK'nin tarafsız olmayışı seçimin en başında başladı. Bundan kaynaklı da bu referandum meşru değildir" diye ifade etti.
'HAYIR BLOĞUNU BÖLMEMEK GEREKİR'
Referandum çalışmalarında partilerin çalışmalarını da değerlendiren Hamzaoğlu, "MHP ilk kez bölündü. CHP sönük bir kampanya gerçekleştirdi. AKP ve MHP kampanyalarla toplumu ikiye böldü. HDP ve HDK ise var olan imkanlar dahilinde güçlü bir çalışma sergiledi" dedi. Referandum sonuçlarının Türkiye'deki siyasi atmosferi değiştirdiğini kaydeden Hamzaoğlu, "Hayır’ın meşruiyeti öyle bir hale geldi ki 'Evet'in üstüne çıktı. Bu bloğu bölmemek gerekir. Seçmenin yüzde 49 ‘Hayır’ verdiği paket yasallaşacaksa eğer Türkiye'de korku imparatorluğu kurulacaktır" diye belirti.
‘1 MAYIS HAYIRCILARIN BAYRAMI HALİNE GELMELİ’
1 Mayıs İşçi Bayramı'na da vurgu yapan Hamzaoğlu, "1 Mayıs 2017 'Hayır'cıların bayramı haline gelmelidir. Bu bayramı dostlarımızla birlikte kutlamalıyız ve düşmanlarımıza bunu göstermeliyiz" dedi.
Konuşmaların ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti. Toplantı, örgütsel durum değerlendirmesi, faaliyet raporlarının okunması, referandum sonrası açığa çıkan "Hayır" mücadelesi, 1 Mayıs, HDK çalıştayı ve planlamanın ele alınmasıyla son bulacak.