İHD'den 1915 çağrısı: Soykırım inkarına son verin

ANKARA - İnsan Hakları Derneği, Ermeni Soykırımı'nın 102'nci yıldönümünde, "Artık yeter! Adalet ve hakikat için Ermeni Soykırımı inkarına son verin" çağrısı yaptı.

İnsan Hakları Derneği (İHD), Ermeni Soykırımı’nın yıl dönümü vesilesiyle yazılı açıklama yaptı. Katliam öncesi İstanbul Ermeni Patrikhanesi’nin verilerine göre, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaklaşık 2 milyon Ermeni yaşandığına Anadolu’da 2 bin 925 Ermeni yerleşim yeri bulunduğuna işaret edilen açıklamada şunlar aktarıldı:

NE KADAR ERMENİ VARDI?

“Buralarda yaşayan Ermeni cemaatlerinin bin 996 okulu, 173.000 erkek ve kız öğrencisi, 2.538 kilise ve manastırı vardı. 1915’te başlayan soykırım ve sonrasında hatta Cumhuriyet dönemindeki politikalar sonucunda bu yerleşim yerlerinden geriye hiçbiri kalmadı. Kalanlar artık Ermeni yerleşimi değildi. 60 bin civarında olduğu tahmin edilen bugünkü Ermeni nüfusu, en yoğun olarak İstanbul olmak üzere, büyük çoğunlukla üç büyük şehre dağılmış olarak yaşıyor. Devlet Ermenileri imha etmekle kalmadı. İzlerini de sildi. Bugün Ermenilerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde onlardan iz bulamazsınız. Kiliseler doğa koşullarının tahribine bırakılmakla kalmadı, topa tutularak, dinamitlenerek yıkıldı. Anadolu’daki okulların hiçbiri artık yok.

Soykırım’da sadece insanlar kitleler halinde katledilmedi, okulları, kiliseleri, mezarlıkları, manastırları, işyerleri ile tüm bir toplumsal yapı yok edildi.”

'NÜFUSUN YÜZDE 20’Sİ SOYKIRIM İLE BİNDE BİRE DÜŞÜRÜLDÜ'

1915’te başlayan süreçte Hıristiyan halkları, Süryaniler, Nasuriler, Ezidiler, Keldaniler ve Rumların da soykırıma uğradığına işaret edilen İHD açıklamasında, 20’inci yüzyılın başında Türkiye sınırları içinde her beş kişiden birinin yani nüfusun yüzde 20’sinin Hıristiyan, Yahudi ya da Êzidi gibi farklı dinsel inançlara sahip olduğu ancak bu nüfus oranının binde 1’in altına düştüğüne yer verildi.

SOYKIRIM AYNI ZAMANDA TALAN, YAĞMA, HIRSIZLIKTIR

İHD bugünkü koşullarda Türkiye’deki gayri Müslim nüfusunun 17 milyona çıkması gerektiğini kaydederek, “Soykırım aynı zamanda soygun, talan, yağma, muazzam bir hırsızlık. Hırsızlık soykırım kurbanlarının, değeri hesaplanamayacak boyutlardaki taşınmaz mallarıyla, işlikler, bağlar, bahçeler, tarlalar, konaklar, evler, hastaneler, manastır ve kilise arazileriyle de sınırlı değil.

BUGÜNKÜ YOLSUZLUK DÜZENİNDE SOYKIRIM YAĞMASI VAR

Bu en bilinen boyutuna ek olarak hırsızlık, üzerinde az konuşulan, az bilinen bir şeyi, düpedüz katledilen Ermenilerin bankalardaki hesaplarına, değerli eşya kasalarına el konulmasını da içeriyordu. Soygunun bu boyutunun tutarı 1915 yılının parasıyla 22 milyon dolar olarak hesaplanıyor. Ermeni Soykırımı 102 yıldır inkâr ediliyor. İnkârın, insanlığa karşı işlenmiş bu akla hayale sığmaz suçun gizlenmesinde bu büyük hırsızlığın da payı var. Bugünkü hırsızlık ve yolsuzluk düzeninin dibinde soykırımın büyük yağması yatıyor.

İnkâr, sadece ‘Ben yapmadım’ demek değil. İnkâr, ‘Yaptık çünkü hak etmişlerdi’ demek. Televizyonlarda devlet erbabının, inkârcı tarihçilerin, ‘Saygın aydın ve yazarlar’ın, yüzleri kızarmadan soykırımı meşrulaştırmaları, yapılanı aklamaları demek. Türkiye toplumunun ağırlıklı kesiminin bu söylenenlere inandığını, hatta bunu duymak istediğini bilmenin güvenine sahip olmak demek.

Bu yüzden Ermeni Soykırımı’nın 102. yıldönümü olan 24 Nisan 2017 günü, İnsan Hakları Derneği’nin tüm şube ve temsilciliklerinde aynı anda bir kez daha var gücümüzle haykırıyoruz:

Artık yeter! Adalet ve hakikat için Ermeni Soykırımı inkarına son verin” ifadelerine yer verdi.