ŞIRNAK - TİHV Cizre Temsilcisi Doktor Serdar Küni'nin yargılanmasını takip eden REDDRESS Direktörü Carla Ferstman, kararın adil olmadığını belirterek, diğer doktor ve sağlık çalışanları üzerinde korku yaratacağını ifade etti.
Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi’nde Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Cizre Temsilcisi Doktor Serdar Küni hakkında açılan davanın dün görülen ikinci duruşmasını takip eden REDDRESS Direktörü Carla Ferstman ve Uluslararası Savaş Karşıtları Aktivisti Andreas Spek, yargılamanın adil yapılmadığını belirtti. Ferstman ve Spek, Küni hakkında herhangi bir delil bulunmamasına rağmen 4 yıl 2 ay cezalandırılmasının doktor ve sağlık çalışanları üzerinde bir korku yaratacağını ifade etti.
'TANIKLAR ZOR ŞARTLAR ALTINDA DOLAYLI İFADE VERMİŞ'
Küni'nin mahkum edilmesine ilişkin savcılığın sunduğu kanıtlar hakkında şüphelerinin olduğunu belirten REDDRESS Direktörü Carla Ferstman, delillerin dayandırıldığı tanıkların ifadelerinin kötü şartlar altında alındığını vurguladı. Tanıkların gizli olmasından kaynaklı savunma makamının herhangi bir müdahale yapamadığını dile getiren Ferstman, tanıkların zor şartlar altında verdikleri ifadelerde bile direk bir anlatım yerine dolaylı ifadelerinin olduğunu vurguladı. Mahkemenin yazılı kararını henüz görmediklerini ifade eden Ferstman, ancak verilen cezanın hangi delillere dayandırıldığı konusunun anlaşılmadığının altını çizdi.
'HAKİMLER VERDİKLERİ KARARDAN ŞÜPHELİ'
İstinaf mahkemesinin farklı bir karar almasını beklediklerini dile getiren Ferstman, "Yerel mahkeme bir yandan Küni'yi tahliye etti diğer yandan 4 yıl 2 ay ceza verdi. Bizim açımızdan bu bir çelişkidir. Hâkimler aslında verdikleri karara ilişkin kendilerinin de bir şüphesi var" dedi. Türkiye'nin AİHM sözleşmesine uymasının bir gereklilik olduğunu hatırlatan Ferstman, "AİHM'de halen devam eden adil yargılanmaya ilişkin pek çok dava var. Eğer bölgesel mahkeme de aynı kararı verirse AİHM'in bu yargılamanın adil olmadığına karar vereceğini düşünüyorum" dedi.
‘HİÇBİR ŞEKİLDE YARGILANMAMALI’
Küni'ye ilişkin hazırlanan iddianamede somut bir delilin olmadığını ifade eden Uluslararası Savaş Karşıtları Aktivisti Andreas Spek de, verilen ceza ile mahkemenin adil yargılama ilkesini ihlal ettiğini belirtti. Mevcut gizli tanıkların mahkemeye dahi getirilmediğini kaydeden Spek, tanıkların ifadelerinin işkence altında alınmasının endişe verici olduğunu ifade etti. Küni'nin hiç bir şekilde yargılanmaması gerektiğinin altını çizen Spek, "Küni bir doktor olarak görevini yapmıştır. Onun görevi hiç bir ayırım gözetmeksizin herkesi tedavi etmektir. Doktor hastaya karşı polisin tavrı içerisine giremez" dedi.
‘İŞGAL ALTINDA GİBİ HİSSETİM’
Bölgede karşılaştıkları tabloya da değinen Spek, çok yoğun güvenlik önlemleri ile karşılaştıklarını kaydetti. Oluşturulan kontrol noktalarının geçici gibi görünmediğini ifade eden Spek, "Yasal olarak böyle olmadığını biliyorum ancak işgal altındaki bir bölgeye geçtim gibi hissetim. Bu kontrol noktaları toplum ve güvenlik güçleri arasında büyük kopukluğun olduğuna işarettir. Burada yaşayan herkes sanki potansiyel düşman olarak görünüyor. Demokratik toplum böyle kurulamaz" dedi. Geçen yıl Cizre'de büyük bir yıkıntı ile karşılaştıklarını hatırlatan Spek, Şırnak'ın komple dümdüz edildiğine dikkat çekti.