Gazeteciler: Türkiye'de basın cezaevindedir

İSTANBUL - 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü'nün Türkiye'de sadece takvimsel bir güne dönüştüğünü dile getiren KHK ile kapatılan basın-medya çalışaları, "Türkiye'de ifade özgürlüğü ve basın cezaevindedir" dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 3 Mayıs, 1993 yılında Dünya Basın Özgürlüğü Günü ilan edildi. Türkiye'de ise her geçen gün basın özgürlüğü üzerindeki baskılar artıyor. Türkiye'de son bir yılda çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile aralarında Dicle Haber Ajansı (DİHA), Türkiye'de ilk kadın haber ajansı olan Jin Haber Ajansı (JINHA), Özgür Gündem Gazetesi, İMC TV, TV10'un da olduğu yüzlerce basın-yayın organı kapatıldı. Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGC) verilerine göre 168, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) verilerine göre de 159 gazeteci şu anda cezaevinde tutuluyor. Geçtiğimiz günlerde Freedom House (Özgürlük Evi) tarafından 199 ülkenin basın özgürlüğü durumuna ilişkin yayınlanan raporda, Türkiye'ye 163'üncü sırada yer verdi. Yine aynı raporda; basın özgürlüğü açısından "özgür", "özgür olabilir" ve "özgür olmayan" kategorileri arasında Türkiye, "özgür olmayan" ülkeler arasında yerini aldı.

Türkiye'deki basın özgürlüğünü değerlendiren gazeteciler, muhalif basın üzerindeki baskılara ve cezaevinde tutuklu bulunan gazetecilere dikkat çekerek, "Türkiye'de ifade özgürlüğü ve basın cezaevindedir" dedi.

'TÜRKİYE'DE BASIN CEZAEVİNDEDİR'

TV10'nun KHK ile kapatılmasının ardından PİR Haber'de (PİRHA) Haber Müdürü olarak çalışan Turabi Kişin, basın özgürlüğü arttıkça demokrasinin de artacağını belirterek, "Türkiye'de basın özgürlüğü olmadığından dolayı demokrasiden de bahsetmek mümkün değildir" dedi. Türkiye'nin "tekçi zihniyet" üzerine inşa edildiğini vurgulayan Kişin, Kürtler, kadınlar, Aleviler gibi toplumun farklı kesimlerinin sesini kamuoyuna duyuran basın-yayın organlarının kapatıldığını ifade etti. Türkiye'de cezaevinde olan gazetecilerin durumuna dikkat çeken Kişin, "Türkiye cezaevine dönüştürüldü. Belki bir kısım gazeteci cezaevinde değil. Ancak gerçekleri özgürce ifade edebiliyor muyuz? 12 Eylül koşullarında bu kadar gazeteci cezaevinde değildi. Türkiye'de ifade özgürlüğü ve basın cezaevindedir" dedi.

'HER ORTAMA GİRİP ÇIKAMIYORUZ'

15 Temmuz darbe girişimini "Kontrollü darbe" olarak niteleyen Kişin, darbenin ardından Alevilerin kendi imkanlarıyla kurduğu TV10'un da aralarında olduğu yüzlerce basın-yayın organın kapatıldığını hatırlattı. TV10'un kapatılma gerekçesinin hala kendilerine tebliğ edilmediğini kaydeden Kişin, "Kanalımızdaki malzemelere talan kültürüyle el konuldu. Çalışanlarımız aylarca işsiz kaldı. Alevi toplumunun tek kanalıydı. Alevilerin haber alma haklarını elinden aldı. Bu ülkede, devlet tarafından Kürtler nasıl yok sayılıyorsa ve her türlü baskı reva görülüyorsa, devletin Alevilere bakış açısı da Kürtlere baktığı gibidir" dedi. Alevi toplumunun sorunlarını yansıtmak amacıyla PİRHA'nın kurulduğunu belirten Kişin, Alevilere ait basın-yayın kuruluşlarının devlet tarafından "tehlikeli" göründüğüne dikkat çekerek, "Devletin Sünni iktidar baskısı muhalif gazeteciler üzerinde olduğu gibi bizim üzerimizde de var. Her ortama girip çıkamıyoruz" diye konuştu.

'MUHALİF GAZETECİLER DEVLETİN SALDIRISINA MARUZ KALIYOR'

Türkiye'de 8 Mart 2012'de kurulan ve 2016’da çıkartılan KHK ile kapatılan Türkiye'nin ilk kadın haber ajansı olan JİNHA'nın kapatılma sürecini değerlendiren Gazete Şûjîn muhabiri Rojda Oğuz, "JİNHA, medyadaki eril dile karşı Kürt kadın gazeteciliğinin bir sembolüydü. Özellikle Kürdistan ve Türkiye'de yaşayan kadınların sorunlarını şeffaf bir şekilde dile getirdiğimiz için hedef gösterildik ve kapatıldık" dedi. Yaptığı haberlerden dolayı cezaevine konulduğunu ve daha sonrasında da serbest bırakıldığını kaydeden Oğuz, "Türkiye'de gazetecilik bağımsız bir şekilde yapılmıyor" diye ifade etti. Türkiye'de muhalif gazetecilerin devletin saldırılarına maruz kaldığını vurgulayan Oğuz, "Muhabirlerimiz çoğu kez tutuklandı, gözaltına alındı, darp edildi, hakarete uğradı ve basın kartlarımız kırıldı. Toplumun sorunlarını yansıttığımızdan dolayı devletin baskısı da artıyor" dedi. Oğuz, devletin tüm baskılarına rağmen kadınların sorunlarını gündeme taşımaya devam edeceklerini söyledi.

'TÜRKİYE'DE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ VAHİM NOKTADIR'

3 Mayıs'ın Türkiye'de sembolik bir gün haline geldiğini belirten Özgürlükçü Demokrasi Editörü Reyhan Hacıoğlu ise, "Türkiye'de basın özgürlüğü hala sağlanmış değil. Birçok gazeteci cezaevinde. Yine birçok basın-yayın organı kapatıldı. Türkiye'de basın özgürlüğünden bahsetmek hala mümkün değil. Son iki yıldır Kürdistan'da şiddetlenen savaşla birlikte ülkemizde gittikçe geriye giden bir basın özgürlüğü var. 3 Mayıs takvimsel bir güne dönüştü" dedi.

Basının tek sesli olmadığı bir Türkiye istediklerini vurgulayan Hacıoğlu, "Gazetecilerin tutuklu olmadığı, her fikrin kendince fikirlerini dile getirdiği, özellikle Kürt basınına baskıların olmadığı bir gün olmasını dilerdik" diye konuştu. Türkiye'de basın özgürlüğünün her geçen gün daha da kötüye gittiğini belirten Hacıoğlu, basın özgürlüğüne ilişkin Freedom House'nin yayınladığı raporda Türkiye'nin 163'üncü sırada yer almasını değerlendirerek, "Türkiye koşullara baktığımızda iyi bir derece. Çünkü, Türkiye'de yaşanan bir çok ihlal basına yansımıyor. Oysa; Türkiye'de basın özgürlüğü çok daha vahim noktadır" ifadelerini kullandı.

'KÜRDİSTAN'DAKİ SAVAŞI GÜNDEMLEŞTİRDİĞİMİZ İÇİN KAPATILDIK'

Birçok Kürt gazetecinin tecrit koşulları altında cezaevinde tutulduğuna dikkat çeken Hacıoğlu, "Türkiye'de basın özgürlüğünden bahsetmek, ne yazık ki mümkün değil. Çok uzun bir süredir basın özgürlüğü konusunda geriye doğru gidiyoruz" dedi. Kürt basınında çalışan gazetecilerin bölgede yaşanan savaş suçlarını belgelediğinden dolayı gözaltına alındıklarını ve tutuklandığını vurgulayan Hacıoğlu, "Kürdistan'da yaşanan savaşı manşete taşıdığımızda sansür ile karşı karşıya kalıyoruz. Özellikle Özgür Gündem Cizre'de, Nusaybin'de ve Sur'da yaşanan vahşeti, katliamları gündemleştirdiği için kapatıldı. İktidarın topluma dönük zorbalığını teşhir eden muhalif basının ve özellikle Kürt basınına yönelik baskılar daha da arttı" diye kaydetti.