ANKARA - Türkiye'deki mevcut gerilimin devam etmesi halinde toplumsal kutuplaşmanın kalıcı hale geleceği uyarısında bulunan Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, bunun önüne geçmek için hükümetin üstüne düşeni yapması gerektiğini söyledi.
15 Haziran darbe girişimi sonrası kamuda ihraç edilen 100 bin öğretmenin durumuna dikkat çeken Eğitim Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, Türkiye’deki gerilim politikasını sürmesi halinde toplumsal kutuplaşmanın kalıcı hale geleceğini söyledi.
Darbe girişimi sonrası çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) İle devletin; sendikalara, meslek örgütlerine, basına ve siyasi partilere yönelik baskıları artırmasına ilişkin endişelerini paylaşan Karaca, sürecin hukuksuz olduğunu ifade etti. Buna karşı direneceklerini yineleyen Karaca, “Eylül ayından beri yaptığımız çalışmalarda sadece kendi üyelerimize değil, haksızlığa uğrayan, mağdur olduğunu düşünen başta binlerce kamu çalışanı olmak üzere diğer kurumlara da bir biçimiyle yaptıklarımızla örnek olduk” diye konuştu. Kaos ortamının tırmandığını vurgulayan Karaca, “İlk etapta eğitim çalışanları açığa alındı, sürgün edildi ya da ihraç edildi. Büyük bir kısmının haklarını araması, dava açma süreci bile başlatılmadı, yani hukuk bir biçimde devre dışı bırakıldı” dedi.
‘DEVLET SALDIRILARINI ARTTIRDI’
Muhalefete yönelik baskılara tepki gösteren Karaca, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milletvekillerin gözaltına alınıp tutuklama süreci ve en son dernek ile meslek kuruluşların kapatılmasıyla da bir başka noktaya devrilmiş oldu. Siyasi partilere ve milletvekillerine yapılan müdahalelerin içerisinde de ne yazık ki hukuku göremiyoruz. Bir biçimiyle sübjektif suçlamalar; yaklaşımlar, yaratılmak istenen algı operasyonu üzerinde hedef haline getirildiklerine tanık oluyoruz. Çünkü daha düne kadar bu kapsamdaki tartışmaların hukuk, insan hakları çerçevesinde ya da en geniş boyutunda düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde yapıla gelen etkinlik ve çalışmalar olduğunu görüyoruz. Yönelim değişince de sanki bunlar düne ne kadar yapılan bu haklar az da olsa, eksikte olsa geldiğimiz süreçte suç kapsamına dönüştürülmeye çalışılıyor.”
'MÜHÜR DARBENİN BİR PARÇASI'
Karaca, İçişleri Bakanlığı kararıyla faaliyetleri durdurulan derneklerin çalışmalarına yönelik adli ve idari bir soruşturma olmadığına dikkat çekerek, “darbe sürecinin yeni yönelimin bir parçası olan bu tutum yeni hukuksuzluklar ile ortaya çıkıyor” dedi.
'TEPKİLERİMİZİ DİLE GETİRECEĞİZ'
Karaca, şöyle devam etti: “Ne yazık ki sendika üyeleri ve kurumlar neyle suçlandığını, neyle itham edildiğini bilmeden, ödetilen bedelin kendi cephesinden yanlış olduğunu ortaya koymaya çalışıyor. Özellikle bizim demokratik hakkın kullanılması çerçevesinde düne kadar söylediklerimizi bu günde söylemeye devam edeceğiz. Haksız hukuksuz KHK’lerle açığa alma, meslekten çıkarma, kurumların, derneklerin kapatılmasına dönük tepkilerimizi ortaya koymaya devam edeceğiz. Bu kapsamda haksızlığa uğrayan kişi ve kurumaların yanında olmaya devam edeceğiz.”
'BARIŞ ORTAMI YENİDEN SAĞLANMALI'
Tek çözümün sorunların diyalog yoluyla çözüme kavuşturulması olduğunu dile getiren Karaca, barış ortamına yeniden dönülmesini istedi. Dernek ve sivil toplum örgütlerin mühürlenmesine tepki gösteren Karaca, özellikle Gündem Çocuk Derneği gibi çocuk ölümlerine dikkat çeken, çocukların eğitim hakkıyla ilgili sorunları gündeme taşıyan kurumların kapatılmasını protesto etti.
'OHAL BİTİRİLMELİ'
Günümüzde kapatılan kurum ve kuruluşlara büyük ihtiyaç olduğunu da dile getiren Karaca, şunları söyledi: “Her türlü kurumun yasal haklar çerçevesinde özgürce çalışma olanakları yaratılmalı. OHAL süreçleri hızla bitirilmeli ve ülke normal koşullarına geri döndürülmelidir. Burada sorumluluk siyasal iktidardadır. Eğer bu gerilim devam ederse Türkiye’de körüklenen toplumsal kutuplaşma çok daha kalıcı hale gelecektir. Bunları önüne geçmek için hükümetin üstüne düşeni yapması gerekiyor.”