İzmir’deki Alevi örgütleri: Dün Dersim bugün Şengal ve Rojava

İZMİR - Dersim Katliamı dolayısıyla açıklamalarda bulunan Kürt Alevi temsilcileri, katliam geleneğinin Rojava ve Şengal’e yönelik hava saldırısı ile sürdüğünü dile getirdi. Alevi temsilcileri aynı zamanda saldırıyı “Gecikmiş” olarak değerlendiren CHP’ye de tepki göstererek, partinin 37 ve 38’deki sorumluluğu hatırlatıldı.

Dersim Katliamı yıldönümü dolayısıyla açıklamalarda bulunan Kürt Alevi temsilcileri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Şengal ve Rojava’ya yönelik yapılan hava saldırısının tarihin tekrarı olarak değerlendirdi. Aynı zamanda saldırıyı “Gayet normaldir, gecikmiştir. Olumlu görüyoruz” sözleriyle gören Cumhuriyet Halk Partisi’ne (CHP) de tepki gösteren temsilciler, 1937-1938 Dersim Katliamında yaşananların bugün Rojava ve Şengal ekseninde Kürtlere dayatıldığını belirtti.

İzmir Demokratik Alevi Dernekleri Eşbaşkanı Hüseyin Ozan, 4 Mayıs 1938 tarihinde başlatılan Dersim Katliamının ne ilk ne de son olduğunu söyledi. Belirlenen politikalar dahilinde o günden bugüne bu soykırımım projesinin devam ettiğini vurgulayan Ozan, “Bu bağlamda topraklarımız neredeyse insanlardan arındırıldı. İnsanlarımız göç ettirilmiştir. Topraklarımızın büyük bir bölümü yasak bölge ilan edilmiştir. Doğamız talan edilmektedir. Maalesef bu soykırım projesi devam ediyor. Osmanlının son dönemlerinde ortaya çıkan İttihat ve Terakki Cemiyeti ile bunların ikinci meşrutiyeti ile tek tipçi yönetim ortaya sokuldu. O günden bugüne bütün Anadolu ve Kürdistan bir halklar mezarlığına çevrildi. Milyonlarca insan yok edildi. Trajik bir şekilde bu çatışmalar günümüze kadar geldi” ifadelerini kullandı.

‘BUGÜN DE ROJAVA VE ŞENGAL’

İnsanların ve kentlerin günümüzde de yok edildiğine dikkat çeken Ozan, şöyle devam etti: “Yakın bir Tarihte hem Şengal ve hem de Rojava’ya hava saldırısı yapıldı. Gerçekten bu müdahale savaş başladığından beri bölgedeki gerici, insan düşmanı güçler eli ile sürekli devam etmekteydi. Ezidîler de Aleviler gibi mazlum bir halktır. Acaba hükümet ne ister Ezidîlerden. Rojavada mazlum Kürt halkı, Ezidî inancı, diğer halklarla birlikte demokratik bir birliktelik inşa etmek istiyor. Soykırımları yaşayan Kürt Alevileri olarak biz bu saldırıları kınıyoruz. Her defasında Kürtlere yönetilen bu saldırıları Alevilere yöneltilen bu saldırıları CHP de destekledi. Zihniyetini biliyoruz tek tipçi zihniyetin babasıdır. Çok katı statükocu bir tutum içerisindedir. Hükümetin bu saldırılarına onay ve destek vermekte hata yapmaktadır. Bunun farkında olmalıdır” diye konuştu.

‘CHP BİZİ ŞAŞIRTMIYOR’

Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği yönetim kurulu üyesi ve Yazı İşleri Müdürü Ali Ekber Coşkun da, dün Dersim’de yaşananların bugün Şengal ve Rojava’da yaşatılmak istendiğine dikkat çekerek şunları söyledi: “1938’de devlet eli ile Dersim Katliamı gerçekleştirildi. 80 yıl sonra bile devlet anlayışının halklar için hiç bir şey değiştirmediği halklar nezdinde katliamların sürekli gündemde olacağı ortaya çıkmıştır. İşte Rojava bölgesinde yaşanan ve Ezidîlere yönelik başlatılan daha sonra Irak ve Suriye’deki hakların katliamlarına yol açan esasında emperyalist bir soykırımın güncellendiğini görüyoruz. Halkların burada yapması gereken Rojava’daki inşaya destek olmak olduğuna dikkat çeken Coşkun, “Bu yönde özgürlükçü demokrat anlayışlara ortak hareket edip bu zihniyete karşı durmak gerekiyor. CHP kendisini zaten devletin partisi olarak tanımlıyor. Devlet benim, ben devletim noktasından hareket ediyor. İslamcı kesimler ile yaşadıkları iktidar çatışması onlar için ne kadar sıkıntı olursa olsun onlar her zaman devletin bekasından yana. Bu nedenle CHP başında hangi kimlikte olursa olsun o yönetimin için o düşünce değişmeyecek. CHP’nin söylemleri bizi şaşırtmıyor.”