DİYARBAKIR - Muhabirimiz Mehmet Güleş’e ikinci duruşmada 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verilmesini değerlendiren avukatı Resul Tamur, “basındaki farklı seslere, özelikle de özgür basın geleneğine duyulan öfke ve nefret yaklaşmalarından kaynaklı” olduğunu söyledi.
Elazığ Adliyesi’nde haber takibi yaptığı sırada gözaltına alınarak 7 Aralık 2016’da tutuklanan ve 3 Mayıs günü Elazığ 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde karar duruşması görülen muhabirimiz Mehmet Güleş’e, “Örgüt üyesi olma” ve “Örgüt propagandası yapma” suçlamalarından toplam 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verildi. İkinci duruşmada Güleş’in hapis cezasına çarptırılmasına gerekçe olarak ise, haberleri, haber kaynakları ve meslektaşlarıyla yaptığı telefon görüşmeleri ve sosyal medya paylaşımları gösterildi.
‘İLK CELSEDE TAHLİYE VERECEĞİNİ DÜŞÜNDÜK’
Güleş’in avukatı Resul Tamur, “İddianameyi ilk gördüğümüzde tüm iddiaların tamamen gazetecilik faaliyetlerini illegalize etmeye dönük hazırlanmış olmasından dolayı hem öfkelendik hem de bu iddialar karşısında ‘bağımsız yargı’nın ilk celsede Güleş’i serbest bırakacağını düşündük” diyerek yanıldıklarını ifade etti.
‘BU DOSYA HUKUKİ BAKIŞ AÇISINA SAHİP DEĞİL’
Savcının Güleş’in cezalandırılmasını talep etme sebeplerinin tamamen gazetecilik faaliyetleri olduğunu vurgulayan Tamur, ikinci duruşmada gelen tutuklamaya ilişkin, “Bu dosyada, hukuki bakış açısına sahip hiç kimse Güleş’in örgüt üyesi olduğu ve örgüt propagandası yaptığı sonuçlarını çıkaramaz. Mahkemenin bu anlamda vermiş olduğu cezanın hukuki olmadığını, basındaki farklı seslere özelikle de özgür basın geleneğine öfke ve nefretle yaklaşmalarından kaynaklı olduğunu açıkça dile getirebiliriz. Basın özgürlüğü konusunda karar verecek olan hakimlerin sadece kendi sosyal yaşamlarını ilgilendiren haberleri servis eden basın mensuplarını değil aynı zamanda farklı kesimlerin yaşam alanlarını ilgilendiren konularda haber yapan muhalif medyayı da görebilmesi gerekiyor. Gazeteciliğin tanımını Güleş’e verilen cezalar ile belirlemeye çalışan bir yargı pratiği gördük. Oysa gazeteci, kendi yürüttüğü gazetecilik faaliyetleri ile kendisi tanımlamaktadır” diye konuştu.
'CEZA İLE GAZETECİLER SİNDİRİLMEK İSTENDİ'
Güleş’e verilen cezanın diğer gazetecilere mesaj olarak okunması gerektiğini dile getiren Tamur, şöyle devam etti: “Söz konusu ceza Güleş şahsında özgür basına ve tüm muhalif basına verilmiş bir cezadır. Cezadan amaç özellikle pratik alanda çalışan muhabirleri sindirip halkın gerçeklere ilişkin haber almasının engellenmesidir. Bu ceza basının kamu çıkarını ilgilendiren bütün konularla ilgili bilgi ve görüş aktarmasının önüne geçmekte aynı zamanda toplumun da bu bilgi ve görüşleri edinme hakkını önlemek amacıyla alınmış bir karardır.”
Mahkemenin, Güleş’in Fırat Üniversitesi Hastanesine getirilen cenazeleri haberleştirmek için hastanede bulunması, Silopi’deki güncel durumu televizyon kanallarına bağlanıp aktarmasını, aynı ajansta çalıştığı muhabirlerle yaptığı haber içerikli telefon görüşmelerini bir bütün olarak gerçeği çarpıtarak yorumladığını vurgulayan avukat Tamur, servis edilen haber ve fotoğrafların benzeri birçok medya organı tarafından da servis edildiğini hatırlatarak, cezalandırmaya tepki gösterdi.