ŞIRNAK - Cizre'deki sokağa çıkma yasağı döneminde onlarca kişinin öldürüldüğü 3 bodrumun bulunduğu bölgeye TOKİ konutlarının yapımına başlandı. Henüz çocuklarının cenazelerini bulamayan aileler, “Devletin önceliği konut yapmak değil cenazeleri teslim etmek” diyerek tepki gösterdi.
Şırnak'ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 ile 2 Mart 2016 tarihleri arasında ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında ağır hasan gören birçok ev yıkılarak yerlerine TOKİ konutları inşa edilmeye başlandı. Cudi Mahallesi’nde yasak döneminde ambulans beklerken öldürülen 150 kişinin kaldığı 3 bodrum da yeni konutların yapılacağı merkezlerden birisi. Yanmış ve vücut bütünlüğünün kalmadığı onlarca cenazenin çıkarıldığı bodrumlar, ailelerin tüm itirazlarına rağmen yıkıldıktan sonra inşaat alanına çevrildi.
KAZI ÇALIŞMASINA BAŞLANDI
Biskon Yapı İnşaat Şirketinin üstlendiği 105 milyar TL’lik ihale kapsamında, bölgede 604 konut ve 120 adet ticari işyeri yapılacak. 31 Ocak 2018 tarihinde tamamlanması beklenen ilk etap için bölgenin etrafı çevrilirken, bazı alanlarda kazı çalışmasına başlandı. Özellikle bodrumların bulunduğu alan üzerinde ilk etapta inşaatta çalışacak işçiler için yemekhane ve yatakhane yapılacak.
EVLERİNDEN AYRILMAK İSTEMİYORLAR
Proje kapsamında daha önce hakkında yıkım kararı bulunmayan ve yasak döneminde zarar görmeyen evlerin de yıkılıp yerine yeni konutların yükseleceği öğrenildi. Bu evlerin yıkımı için ise Şırnak Çevre Şehircilik Müdürlüğü ailelere imza vermeleri için baskı kurduğu belirtildi.
Yasaktan 5 ay önce eski evini yıkıp yerine yenisini yapan Murat Arslan adlı yurttaş, evinin sağlam olduğunu ifade ederek, yeni konutların yaşam biçimine uygun olmayacağını ve kendi bahçeli evinde kalmakta ısrar edeceğini belirtti.
KIZININ CENAZESİ HENÜZ BULUNMADI
Bodrumlarda çocuklarını kaybeden aileler de henüz bulunmayan cenazelerinin üzerinden yükselecek konutlara tepkili. Defalarca kan örneği vermelerine rağmen birinci bodrumda bulunan kızı Hacer Arslan'ın cenazesinin teslim edilmediğini aktaran Hezne Arslan, devletin önceliğinin konut yapmak yerine cenazeleri teslim etmek olduğunu belirtti. Kimsesizler mezarlığında bulunan 35 cenazenin DNA'ları ile kendi DNA’larının uyuşmadığını belirten anne Arslan, kızının cenazesinin hala bölgede olabileceğini düşünüyor.
UNUTURMAYA ÇALIŞIYORLAR
İkinci bodrumda oğlu Tahir Akdoğan'ı kaybeden Hazal Akdoğan ise, o enkazların bir “tarih” olduğunu vurgulayarak, devletin yaptıklarını unutturmaya çalıştığını kaydetti. Yaşananların asla unutulmayacağını ifade eden anne Akdoğan, “O kadar ölümün üzerine yaşam inşa edilmemeli” dedi.