DİYARBAKIR - Yüksekova'da 2014 yılında 3 askerin vurulmasıyla ilgili dönemin Başbaşkanı Ahmet Davutoğlu'nun "Failler yakalandı" dediği, ancak olay sırasında birinin Muğla'da diğerinin ise kargo şirketinde olduğu ortaya çıkan iki gence, 2'şer kez ağırlaştırılmış müebbet, 1'er kez müebbet ve 38'er yıl hapis verildi.
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 25 Ekim 2014’te 3 askerin silahlı saldırı sonucu yaşamını yitirmesinin ardından olayın faili oldukları iddiasıyla tutuklanan, ancak soruşturma süresince tüm deliller lehine olunca bu suçlamada aklanan Ersin Ayvalık ve Karani Tekin hakkında bu süreçte açılan davada skandal zinciri yaşanmasına rağmen rekor cezalar yağdırıldı. Davada tüm somut deliller, olay yeri görüntüleri, açık ve gizli tanık beyanları lehlerine olmasına rağmen fezleke ve iddianameyi hazırlayan polis, savcı Gülen Cemaati soruşturmasında tutuklu bulunmasına rağmen 6 Nisan’da Van 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında mahkeme heyeti, iki gencin her birine 2’şer kez ağırlaştırılmış, birer kez müebbet ve 38’er yıl hapis cezası verdi.
BİRİ MUĞLA’DA DİĞERİ KARGODAYDI
Şu anda Van T Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Ersin Ayvalık, 25 Ekim 2014’de yaşanan olaydan yalnızca birkaç saat sonra kilometrelerce uzaklıktaki Muğla Bodrum’da çalıştığı Voyage Hotel’de gözaltına alınarak ilçeye getirilirken, Karani Tekin ise ilçede yapılan bir ev baskınıyla gözaltına alınmıştı. İki gencin gözaltına alınması sonrası dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu canlı yayında “Üç askerimizi şehit eden katilleri yakaladık” iddiasında bulunurken, hükümete yakın medya da bu iddiayı manşetlerine taşımıştı. Ancak henüz iki genç gözaltındayken Dicle Haber Ajansı’nın (DİHA) ulaştığı bir kargo şirketinin güvenlik kamerası kayıtlarında, Tekin’in olay saatinde olay yerine yaklaşık 500-600 metre uzaklıktaki kargo binasında oturur vaziyette sırasını beklediği ortaya çıktı. Ayvalık’ın ise olay saatinde bin 600 kilometre uzaklıkta, Muğla’da bulunması da söz konusu iddiaları yalanlıyordu.
Bunun üzerine gözaltı süreleri sona eren 2 genç 30 Ekim 2014’te serbest bırakılmalarına rağmen gece boyu adliyeden çıkmalarına izin verilmemiş, gecenin ilerleyen saatlerinde tekrar gözaltına alınmışlardı. Ertesi gün apar topar çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak, cezaevine konulmuştu. Görüntülerde açıkça aklanan Tekin ise defalarca dilekçe vermesine rağmen 2.5 yıldır Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuluyor.
‘FAİLLER YAKALANDI’ SÖYLEMİ Mİ TAHLİYEYİ ENGELLEDİ?
Başından geçenleri anlatan Ayvalık, olayı Bodrum’da televizyon izlerken öğrendiğini belirterek, “Her yıl olduğu gibi o yıl da Bodrum’a çalışmaya gitmiştim. Olay yaşandığı günlerde oradaydım. Olaydan birkaç saat sonra pansiyona operasyon yapıldı ve hiçbir şey denilmeden Hakkâri TEM’e getirdiler. Burada çırılçıplak soyularak işkenceye maruz kaldım. Kafama torba geçirildi. 3 gün boyunca ‘failsin’ denilerek işkence ettiler. Sonra ilişkimin, alakamın olmadığı açığa çıktı. Hakkımızda tahliye kararı verdiler. Ancak o zamanki avukatım yanıma gelerek ‘Tahliyen kolay olmayacak’ dedi. Ben ‘Niye’ diye sorunca, başbakanın ve medyanın iddialarından bahsetti. Kolluk kuvvetleri, böyle önemli bir olayda onları boşa çıkarmamak için tahliyeye rağmen bizi bırakmadı. Sonra yüzümüze formalite tutuklama kararı okundu” iddiasında bulundu.
EMNİYET ‘ÖRGÜTLE BAĞI YOK’ DEDİ
Ayvalık, aynı soruşturma kapsamında haklarında yakalama kararı bulunan F.K ve F.A adlı iki firarinin, dosyalarının ayrıldığını belirtti. Bu yıl 8 Mart’ta görülen duruşmada mahkeme heyetinin kendisi hakkında emniyetten bilgi istediğini söyleyen Ayvalık, gelen yazıda, “Ersin Ayvalık’ın hiçbir örgütle ya da bir suçla bağlantısı yoktur” cevabı verildiğine dikkat çekti.
TSK PERSONELİ TANIK: OLAY YERİNDE GÖRMEDİK
Daha sonra tutuklama gerekçesi olarak ilçede 19 Temmuz 2014’te K.U. isimli uzman çavuşun yaralanması olayının gösterildiğini öğrendiklerini anlatan Ayvalık, soruşturma süreci için şunları söyledi: “Süreç içerisinde mahkemeye 3 görgü tanığı katıldı. Biri ilçe esnafı 2 de TSK personeliydi. Görgü tanıkları beni olay yerinde görmediklerini beyan etti. Olay yeri görüntüsü var, ama görüntülerde ben yokum. Yeni eklenen ifadelerin hiçbiri de aleyhime değil. TSK personeli de beni olay yerinde görmediklerini söyledi. Esnaf ve yaralı müştekiyi kendisinin alıp polislere teslim ettiğini ve bizi orada göremediğini beyan etmiştir.”
GİZLİ TANIK BTY17: TAM BİR SENARYO
Dosyadaki gizli tanık “BTY17BÇMDY12”nin tam bir senaryo olduğunu söyleyen Ayvalık, “Bu kodlamayı cezaevinde olan B.B. adlı bir gencin üzerine yapmışlar. Güya benim üzerime ifade vermiş. Bu genç cezaevindeyken bir gün gardiyanlar kendisine iddianame götürüyor, ‘Sen bu dosyada gizli tanıksın’ diyorlar. O da dilekçe verip gizli tanık olmadığını söyledi. Duruşmaya da kendisi bizzat katılıp kendisinin böyle bir şeyden haberi olmadığını mahkeme heyetine aktardı. Üstelik BTY17’nin ifadesini 24.02.2014’te alınmış gibi gösteriyorlar ama B.B. o tarihte bir buçuk yıldır cezaevindeydi. Öyle acele bir kurgu ki oyun açığa çıktı. Bunların belgeleri de dosyada mevcuttur” diye anlattı.
İMZASI GEÇENLER FETÖ’DEN TUTUKLU
Dosyada imzası geçen polis, hâkim ve savcıların Gülen cemaati soruşturmasından tutuklu bulunduğuna vurgu yapan Ayvalık, “Karar okunan mütalaaya göre verildi, ama fezlekeyi hazırlayan polis, fezlekeyi iddianameye çeviren savcı hepsi şu an FETÖ’den tutuklu. Avukatımın verdiği bilgilere göre darbe başarılı olsaydı önceki mahkeme başkanı ‘Van Bölge İmamı’ olacakmış. Ancak bunların mütalaasıyla karar verildi. Şimdi adalet tecelli mi etti?” diye sordu.
REKOR CEZALAR
Tüm yargılama sürecinde defalarca “hukuki cinayet” işlendiğini anlatmaya çalıştıklarını belirten Ayvalık, şöyle devam etti: “Olayla ilgimin olmadığını açıkça gösteren bunca somut delil varken iddia makamı hiçbir iddiasını kanıtlayamadı. Görünen o ki bu kararı 2014’te başbakan ve havuz medyası vermiş. Bu davada adaletsizlik diz boyu. Adaletin daniskası var. Bana yönelik tek suçlama ‘yumruk attı’. Güya bu doğru. Bir yumruğun cezası bu kadar mı? Tüm deliller lehimimize iken aleyhte tek bir somut delil yokken bu skandal cezaları verdiler. Cezaları neye verdiklerini dahi algılayamıyorum. 302 diyeceğim ama onun içini dolduracak somut delil yok, onlardan beraat verdi.”
Verilen bu ‘hukuksuz’ cezalara itiraz edeceklerinin altını çizen Ayvalık, “Sözde kamuoyunun vicdanını rahatlamak için bu cezaları verdiler. Eminim ki er geç bu dosyada beraat olacağım. Üst mahkemeler muhakkak ki bozacaktır. Sırf failler veya fail bulunamadı diye bizi ‘günah keçisi’ yapıp verilen bu cezalar haksız ve hukuksuzdur. Dosyayı ülke dışına çıkarma niyetim yoktur ancak mevcut hukuksuzluk devam ederse AİHM’e kadar taşıyacağız. Adalet er ya da geç tecelli edecektir” diyerek, hukuk ve insan hakları kuruluşlarından yardım çağrısında bulundu.
Nedim Türfent - dihaber