DENİZLİ - Bozkurt Açık Kadın Cezaevi'nde dün akşam çıkan isyan, geçmişte yaşanan hak ihlallerini yeniden gündeme getirdi. 160 kişilik kapasiteli cezaevinde 520 tutuklu kalırken, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, 2009’daki “zorla çalıştırma ve taciz” iddialarını hatırlattı. Bu cezaevinde tahliye olan bir kişi ise, gardiyanların hakaretine dikkat çekti.
Denizli’nin Bozkurt ilçesinde bulunan Açık Kadın Ceza İnfaz Kurumu çocuk koğuşunda 2 gardiyan, 5 çocuğun yaralanmasıyla sonuçlanan isyan cezaevinde geçmişte yaşanan hak ihlallerini yeniden gündeme getirdi. Denizli Valiliği ve Cumhuriyet Başsavcılığı yaşananlar tutuklu ve hükümlülerin kendi aralarındaki “Sigara kavgası” olarak yansıtılsa da cezaevi sık sık ihlallerle gündeme geliyor. Baro Başkanı Müjdat İlhan da, resmi açıklamaları teyit etmekle yetindi.
‘SÜREKLİ HAKARETLERE MARUZ BIRAKILIYORDUK’
Resmi açıklamaların aksine 2009 yılında yoğun hak ihlalleri ile gündeme gelen Bozkurt Cezaevinde, 160 kişilik kapasitesine rağmen 520 kişi tutuluyor. 15 Temmuz sonrası hükümlülerin yanı sıra tutukluların da nakledildiği cezaevinde daha önce kalmış ve güvenlik gerekçesi ile ismini vermeyen eski bir adli hükümlü, yaşadıklarını anlattı. Kasım 2016’da tahliye olan hükümlü, yetersiz besleme yanı sıra kadın gardiyanların hakaretlerine maruz kaldıklarını, tutuklu ve hükümlülere suçlarına göre davranıldığını ifade etti. Bazı katalog suçlardan tutuklu kişilere sürekli cinsiyetçi küfürler yapıldığını ve ayrımcı bir tutumla karşı karşıya kaldıklarını söyledi.
KESKİN: HAK İHLALLERİ UZUN YILLARA DAYANIYOR
Hak ihlalleri üzerine 2009 yılında cezaevinde incelemelerde bulunan İHD Eşgenel Başkanı Eren Keskin ise, şunları aktardı: “Kadınların zorla çalıştırıldıklarını ve lojmanlarda temizlikten çöp toplatmaya, kanalizasyon temizliğinden tekstil işlerine kadar pek çok işte zorunlu görev verildiğini anlatmıştı. 2011 yılında da benzer şekilde bu zorlamaların devam ettiği yönünde şikayetler geliyordu. Bu işleri yapmak istemeyenler ise kapalı cezaevine gönderilmekle tehdit ediliyordu. Benim yaptığım görüşme sonrası da kadınlar tehdit edilmişti. Tacize varan iddialar vardı. Köle gibi çalıştırılan kadınlarla karşılaşmıştım. Cezaevinde insan haklarına aykırı her işi cezaevindeki kadınlara yaptırıyorlardı. Görülen o ki değişen bir şey olmamış. Halen aynı ihlaller devam ediyor. Ancak bu dönemle beraber düşündüğümüzde sadece Bozkurt Cezaevi değil, tüm cezaevleri çok kalabalık. Bu kalabalıkta, bu koşullarda huzurun olması zaten beklenen bir şey değil. Huzursuzluğun olması ve bu kalabalıklarla beraber baskının yoğunlaşması önceden bilinmesi gereken bir şey. Buradaki hak ihlalleri yeni değil. Uzun yıllara dayanan hak ihlalleri bunlar.”