Mavi Marmara davasının düşürülmesi talep edildi

İSTANBUL - Gazze'ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine yönelik İsrail askerlerinin gerçekleştirdiği ve 10 kişinin hayatını kaybettiği saldırıya ilişkin görülen davanın duruşmasında savcı, Türkiye ile İsrail arasında imzalanan anlaşmayı gerekçe göstererek davanın düşürülmesini istedi.

Gazze'ye insanı yardım götüren Mavi Marmara gemisine yönelik saldırıyı gerçekleştirerek 10 kişinin ölümüne, 490 kişinin de yaralanmasına neden oldukları gerekçesiyle dönemin İsrail Genelkurmay Başkanı Rau Aluf Gabiel Ashknazi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Eliezer Alfred Marom, İstihbarat Başkanı Amos Yadlin ve Hava Kuvvetleri Komutanı Avishay Levvi hakkında açılan davanın 21’nci duruşması görüldü. Haklarında yakalama kararı çıkarılan isimlerin yokluğunda İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, çok sayıda müşteki ve avukatları hazır bulundu.

Duruşma Mahkeme Başkanı Maksut Karakulak’ın bir önceki celse müşteki avukatları tarafından yapılan ‘reddi hakim’ talebinin İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini belirtmesiyle başladı.

Yine bir önceki celse müşteki avukatlarca talep edilen Türkiye ve İsrail arasındaki anlaşmanın mahkeme dosyasına ulaştığını aktaran mahkeme başkanı, gelen evraka göre anlaşmanın 9 Eylül 2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdiğini ifade ederek, imzalanan anlaşmanın gönderilen Türkçe metnini okudu.

SAVCI DAVANIN DÜŞÜRÜLMESİNİ İSTEDİ

İsrail Devleti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında imzalanan bu anlaşmanın 9 Eylül 2016 tarihinde yürürlüğe girmesi ile Türkiye'nin yargılama hakkından vazgeçtiğini söyleyen duruşma savcısı Hüseyin Aslan ise, “Anlaşmanın 4. maddesi bizim için yargılama koşuludur. Bundan sonra davanın devam etmesi mümkün değildir” diyerek davanın düşürülmesini istedi.

‘HAK ARAMA HÜRRİYETİ İHLAL EDİLİYOR’

Bu talep üzerine söz alan müşteki avukatı Selçuk Kar, anlaşmanın maddelerinin incelenmesi halinde verilen tazminatın himmet tazminatı olmadığını, bir lütuf tazminatı olduğunu, yok sayılması gerektiğini söyledi.

Müşteki avukatı Kaya Kartal da, anlaşmanın bir “af” niteliği taşıdığını söyleyerek, “Af niteliğinde olursa bu davayı düşürebilir. Bu nedenle mahkemenizin bu anlaşmayı iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürmesini istiyoruz. Bu anlaşma ile hak arama hürriyeti ihlal edilmektedir. Yaşam hakkı, işkence görmeme hakkı gibi temel insan hakları normlarını çiğneyen bu anlaşmanın yok sayılarak davaya devam edilmesini istiyoruz” dedi.

Anlaşmanın TBMM'de kabul edilerek yürürlüğe girdiğini belirten Mahkeme Başkanı, müşteki avukatların anlaşmanın iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne götürülmesi talebini reddettikten sonra duruşmaya ara verdi.