Açlık grevlerine destek artıyor: Avukatlar yerlerde sürüklenerek darp edildi

HABER MERKEZİ - KHK ile ihraç edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın Ankara’nın göbeğinde 65 gündür, çocuğunun cenazesini isteyen Kemal Gün'ün ise Dersim’de 78'inci gününe giren açlık grevlerine destekler artıyor. İzmir'de Gülmen ve Özakça'ya destek veren avukatlar yerlerde sürüklendi, 3 avukat gözaltına alındı.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, işe iade talebiyle başlattığı açlık grevi 65’inci gününe girerken, ülke genelinde destekler artarak devam ediyor. Eğitim Sen İskenderun Şubesi, şube binasında düzenlediği basın toplantısına çok sayıda kişi katıldı. Eğitim Sen Şube Başkanı Ali Karadaş, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından haksız yere on binlerce emekçinin ihraç edildiğini hatırlattı.

Ülkenin üzerine karabasan gibi çöken bu hukuksuz uygulamalar nedeni ile kamu emekçileri aileleri birlikte zor koşullarda yaşamaya mahkum edildiğini söyledi. Ankara’nın göbeğinde işini geri almak için 65 gündür Gülmen ve Özkaça’ın açlık grevinde olduğunu hatırlatan Karadaş, “Hukuksuz uygulamalara karşı direnen arkadaşlarımızın sonuna kadar yanında olacağız ve direnişlerine güç vereceğiz” dedi.

GEZİ DİRENİŞÇİLERİNDEN EYLEME DESTEK

İşlerini geri isteyen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça ile askerlerce öldürülen oğlunun cenazesini isteyen Kemal Gür'ün açlık grevleri kritik eşiğe ulaştı. Eylemcilerde ciddi sağlık sorunlarının baş göstermesi ile birlikte destek eylemleri de artmaya başladı.

Polisin sabah saatlerinde eyleme müdahale etmesi destekleri çoğalttı. Gezi direnişi sırasında gözünü kaybeden Muharrem Dalsüren, kritik aşamaya giren açlık grevlerine destek amacıyla Pazar günü Yüksel Caddesi'nde eyleme katılacağını açıkladı. Eylemcilerde hayati riskin başladığını kaydeden Dalsüren, eyleme Gezi direnişi sırasında yaralanan arkadaşlarının da destek vereceğini bildirdi.

HDP: YAŞAM HAKKINA SAYGI GÖSTERİLSİN

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Merkez Yürütme Kurulu da, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça için yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, “Yaşamıyla hukuksuzluğa direnenlerin talepleri kabul edilsin” denildi.

Açıklamada, “Bu gidişe hiç kimse sessiz kalamaz, kalmamalıdır. Hükümet başta KHK olmak üzere Anayasa'ya, hukuka ve insan haklarına aykırı tüm uygulamalara ve kararlara derhal son vermelidir” denildi. Açıklamada ayrıca, “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın açlık grevini yürüttüğü meydana saldırılmanın demokrasiye ve insan haklarına, hakkını arayanlara ve onlarla dayanışma içinde olanlara yapılmış bir saldırıdır” denildi.

‘HÜKÜMET YAŞAM HAKKINA SAYGI GÖSTERSİN’

Yaşam hakkına saygı göstermesi için hükümete kanadına çağrı yapılan açıklamada, “Uluslararası demokratik sözleşmelere, temel insan haklarına ve hukuk ilkelerine uymaya davet ediyoruz. Bir an evvel Nuriye Gülmen, Semih Özakça ve KHK'ler ile hukuksuz olarak, herhangi bir belgeye veya yargı kararına dayanmaksızın işten atılan on binlerce kamu emekçisi işlerine iade edilmelidir. KHK zorbalığına ve hukuksuzluğuna son verilmelidir.Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın mücadelesi ile dayanışmak, insanca çalışma ve yaşama mücadelesinin, demokratik direnişin bir parçasıdır" ifadelerine yer verildi.

AVUKATLAR YERLERDE SÜRÜKLENDİ: 3 GÖZALTI

İzmir Valiliği önünde bir araya gelen Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi bir grup avukat, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumuna dikkat çekti. Avukatlar, “Nuriye Gülmen ve Semih Özakça yalnız değildir” dövizleri eşliğinde slogan atmaya başladı. “Faşizme karşı omuz omuza” sloganı atarak Valilik merdivenlerine gelen avukatlara polis sert bir şekilde müdahale etti. Polisin müdahalesi sırasında bir grup kadın avukat merdivenlerden yuvarlanırken, bazıları polislerce yerlerde sürüklendi.

Yaşanan arbede sırasında Emel Diril, Gül Kireçkaya, ÇHD Genel Sekreteri Nergis Tuba Aslan isimli 3 kadın avukat gözaltına alındı. Gözaltına alınan avukatlar,İl Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen avukatların arkadaşları da emniyet binası önünde toplanırken, gözaltındaki avukatların avukatları ile görüşmesine izin verilmedi.

Emniyet önündeki bekleyiş devam ediyor.

VAN'DA AÇLIKGREVİNE BAŞLANACAK

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile mesleklerinden ihraç edilen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın başlattığı açlık grevinin 65’inci gününde, Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK) Van Şubeler Platformu konuya dair toplantı düzenledi. Şube binasında düzenlenen toplantıda konuşan SES Şube Eşbaşkanı Sezer Örenç, Gülmen ve Özakça’nın açlık grevinin kritik aşamaya geldiğine dikkat çekerek, “Meclis’e 500 metre mesafede 10 Mart’tan buyana arkadaşlarımızın başlatmış olduğu ve 65’inci gününe giren direnişlerine hükümetin kulak tıkaması kabul edilebilir bir durum değildir” dedi. Gülmen ve Özakça’nın sağlık açısından kritik seviye olan 45’nci günü geride bıraktığını ve kendilerinde Wernicke-korsakoff belirtilerinin görüldüğünü hatırlatan Örenç, “Nabız ve tansiyon bozukluklarının görüldüğü, hemogram ve biyokimya değerlerinin kötüleştiği de vurgulanmıştır” diye belirtti.

‘TALEPLER KARIŞILANMAZSA SÜRELİ DÖNÜŞÜMLÜ AÇLIK GREVİ BAŞLATACAĞIZ’

Gülmen ve Özakça’nın talepleri karşılanmadığı taktirde 15 Mayıs’tan itibaren sendika binasında dönüşümlü süreli açlık grevine başlanacağını paylaşan Örenç, benzer eylem ve etkinliklerle dayanışmayı yükselteceklerini belirtti.

‘YETKİLİLER GEREKENİ YAPMALIDIR’

Dersim’de oğlunun cenazesini almak için 78 gündür açlık grevinde olan Kemal Gün’ün de sağlık sorunlarına değinen Örenç, “Kemal Gün’ün sağlık sorunları arttı ve görme kaybı başladı. Temel insan haklarından faydalanıp cenazesinin tarafına teslim edilmesi hususunda yetkililer gereğini yapmalıdır” diyerek, duyarlılık çağrısında bulundu.

‘SAĞLIK HİZMETELERİNİN TİCARİLEŞMESİ ÖNEMLİ SORUNLAR YARATIYOR’

SES Van Şubesi Kadın Sekreteri Mesude Demir ise, Hemşireler Haftası dolayısıyla açıklama yaparak, hemşirelerin sağlık hizmetlerinin yürütülmesi ve sürekliliğinin sağlanmasında önemli bir yere sahip olduğuna dikkat çekti. Sağlık hizmetlerinin ticarileşmesi ve sağlık sisteminin bu dönüşüme paralel olarak yapılandırılması nedeniyle hemşirelerin önemli sorunlar yaşadığını dile getiren Demir, şunları aktardı: “Hemşirelerin sorunları artık daha fazla göz ardı edilemeyecek bir noktaya gelmiş bulunmaktadır. Öncelikle, sağlıkta dönüşüm programı ile yaygınlaştırılan güvencesizlik sonucunda aynı okulu bitiren, aynı işi yapan, aynı unvana sahip kişilerin farklı özlük ve mali haklara sahip olması kesinlikle kabul edilir bir durum değildir.”

‘SAĞLIK ALANINDA EN FAZLA ŞİDDETE HEMŞİRELER MARUZ KALIYOR’

15 Temmuz darbe girişimi ardından yürürlüğe konulan OHAL ve KHK’ler ile binlerce ebe, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının kamudan ihraç edildiğini hatırlatan Demir, bu durumun hem psikolojik hem de fizyolojik yüklerini kat be kart arttırdığını vurguladı. Sağlık alanında şiddete en fazla maruz kalan kesimin ebe ve hemşireler olduğunu dile getiren Demir, “7 gün 24 saat hizmet verilen kamu sağlık alanında başta biz ebe ve hemşireler olmak üzere tüm sağlık emekçileri olarak depresyon, anksiyete bozuklukları, tükenmişlik sendromu ve fiziksel sağlık sorunları ile yüz yüzeyiz. Sağlık hizmeti sunulan tüm alanlarda ebe ve hemşirelik mesleğinin ‘ağır ve tehlikeli işler’ kapsamına alınarak derhal harekete geçilmesi gerekmektedir” şeklinde konuştu.

İSTANBUL’DA GÜLMEN VE ÖZAKÇA İÇİN AÇLIK GREVİ

İstanbul'da, KHK ile ihraç edilen ve hala görevinde bulunan kamu emekçileri, 65 gündür açlık grevinde olan akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça'ya destek olmak için Bakırköy Özgürlük Meydan'ında bir günlük açlık grevi başlattı. "OHAL ve KHK saldırılarına karşı 'işimi istiyorum' talebi ile açlık grevindeler, Nuriye ve Semih için açlık görevindeyiz" pankartının açıldığı eylemde, sık sık "Zafer direnen emekçinin olacak", "Yaşasın açlık grevi direnişimiz" ve "Nuriye, Semih yalnız değildir" sloganları atıldı.

KESK İstanbul Şube üyesi Nursel Tanrıverdi, 15 Temmuz'da yaşanan darbe girişimini "Allah'ın bir lütfu” olarak tanımlayan siyasi iktidarın, ülkede yaşanan krizi kendi siyasi krizleri doğrultusunda kullandığını belirterek, "Darbe girişiminin hemen ardından ilan edilen ve arka arkaya uzatılan OHAL ile ülkede anayasa rafa kaldırılmış ve adeta ülkede terör estirilmiştir" dedi.

'HERKES 'TERÖR' YAFTASINI TADACAK'

Tanrıverdi, bu süreçte emekçilerin de tarihsel bir saldırıyla karşı karşıya kaldığını söyleyerek, "Böylesi bir saldırı da ancak tarihsel bir direnişle püskürtülebilirdi. Bu çerçevede akademisyen Nuriye Gülmen, Ankara Yüksel Caddesi'nde bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde 'İşimi Geri İstiyorum' talebiyle direnişe başladı. Kısa bir süre sonra da ihraç edilen öğretmen Semih Özakça da bu direnişe katıldı. Bugün açlık grevlerinin 65'inci günündeIer. Yapılan direniş hükümet ve ona bağlı kurumlarda görmezden gelinmeye devam ediliyor" şeklinde konuştu.

'KEMAL 78 GÜNDÜR GREVDE'

"Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için diyerek" çıktıkları yolda ellerinin ve yüreklerinin arkadaşları için kenetlendiğini belirten Tanrıverdi, "Şu an ülkenin her tarafında onlar için eylemler var. Herkes tek bir noktaya kilitlendi. Talebiniz talebimizdir. 'Yaşatacağız sizi' diyoruz. Şu an çok kritik bir aşamadalar. Ne arkadaşlarımız, ne bizler kendimize zarar verme merakındayız; ama unutulmasın açlık grevleri, yasa koyucunun hakim gücüne toplumsal bir karşılık verildiğinde bu tahakkümün yarattığı adaletsizlikten, eşitsizlikten doğar. İşte bunun bir diğer örneği de Kemal Gün. Oğlunun cenazesini almak içim, evet yanlış duymadınız, sadece oğlunun cenazesini alabilmek için 78 gündür açlık grevinde" dedi.

HALLAC-I MANSUR' UN SÖZLERI GÜNÜN ÖZETI

"Unutmayın cehennem acı çektiğimiz yer değildir, acı çektiğimizi kimsenin duymadığı yerdir" diyerek Hallac-ı Mansur'un sözlerini hatırlatan Tanrıverdi, şu sözlerle konuşmasını sonlandırdı: "Bizler, ihraç edilen kamu emekçileri olarak, biliyoruz ki bu direnişin sonunu hep beraber yazacağız, Çünkü biz haklıyız ve biz kazanacağız. Birleşeceğiz, mücadele edeceğiz ve kazanacağız."

Açıklamanın ardından meydanda kurdukları çadırda açlık grevine gecen emekçiler, yarın saat 14.00'te eylemlerine son verecek.