DİYARBAKIR - Aralarında tutuklandıktan sonra görevinden uzaklaştırılan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Fırat Anlı'nın da bulunduğu 5'i tutuklu 51 kişi hakkında açılan davada 2 kişi tahliye edilirken, Anlı için tahliye kararı çıkmadı. Anlı, savunmasında tanık olması gereken davada tutuklu ‘sanık’ olmasını 24 yıllık bir hukukçu olarak izah edemediğini söyledi.
Aralarında 30 Ekim 2016'da tutuklanarak görevinden uzaklaştırılan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Fırat Anlı'nın da bulunduğu 5’i tutuklu toplam 51 sanık hakkında açılan davanın yargılamasına devam edildi. Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sanıklar, Dicle ilçesinin Kurşunlu Köyü'nde 2015 yılında inşa edilen "Şeyh Sait Şehitliği" için yapılan cami, yasevi, misafirhane, sondaj kuyusu, altyapı ve üst yapı inşaatında çalıştıkları ve yardım ettikleri, mezarlıkta kurulan "Demokratik Direniş Çadırı" eylemine katılmak ile suçlanıyor. Sanıklar hakkında 7 ayrı suçlama nedeniyle açılan davada, sanıkların 1 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası isteniyor. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Anlı'nın ise, mezarlık inşaatına yardım ettiği, basın açıklaması ve yürüyüşlere katıldığı gerekçesiyle hakkında 2'şer kez ağırlaştırılmış ömür boyu hapis, 31 yıldan 99 yıla kadar hapsi isteniyor. Tutuklu sanıklar Abdullah Bal, Mehmet Saltabaş, Nadir Bingöl, Necat Akyüz ile DAİŞ’in 2014 yılında saldırdığı Kobane’de yaralanarak tedavi için geldiği Türkiye’de tutuklanan Selahattin Dilek’in (Sofi) katıldığı duruşmaya, Anlı tutuklu olduğu Elazığ T Tipi Cezaevi'nden SEGBİS üzerinden katıldı. Duruşmada 16 tutuksuz sanıkta hazır bulundu.
MAHKEME BAŞKANIN SÖZLERİ SALONDA GÜLÜŞMELERE NEDEN OLDU
Aralarında Diyarbakır Barosu Başkanı Ahmet Özmen'in de bulunduğu çok sayıda avukat da destek için duruşmaya katıldı. Duruşmaya, DTK Eş Başkanı Leyla Güven, DBP Eş Genel Başkanvekili Gülcihan Şimşek, HDP Milletvekilleri Meral Danış Beştaş, Feleknaz Uca ve İmam Taşçıer, HDP ve DBP il yöneticileri yanı sıra, çok sayıda sanık yakını izleyici olarak katıldı. Bazı sanıkların kimlik tespiti ardından başlayan duruşmada tutuksuz yargılanan sanıkların ifadesine geçildi. Mahkeme başkanın tutuksuz yargılanan sanıklara, "Mezarlığa taş, tuğla, kum, çakıl götürdün mü?" şeklindeki soruları salonda gülüşmelere neden oldu. "Demokratik Çözüm Çadırı" eylemine katıldığı iddiasıyla davada tutuksuz yargılanan Cemal Abdulnasır Sert isimli sanığın ifadesinin alınmasına sıra gelmesi ile birlikte mahkeme başkanı "İddianamede senin hakkında 'örgüt üyeliği' ve 'örgüt propagandası'ndan suçlanıyor. Ama hakkında bir fiil yok. Sana söyleyeceğim bundan ibaret" şeklindeki sözleri mahkeme salonunda gülüşmelere neden oldu. Sert ise, savunmasında çadır eyleminin yapıldığı yerin askeri karakola 200 metre uzaklıkta olduğunu belirterek, ziyaret ettiği çadırla ilgili 4 kez daha ifade verdiğini söyledi. Tutuksuz yargılanan sanıklar üzerlerine atılı suçlamaları reddederek, haklarında beraat kararı verilmesini talep etti.
ANLI: BELEDIYECİLİK FAALİYETİDİR
Ardından söz alan Fırat Anlı, daha önce yaptığı savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, şu anda mahkemede olmaması gerektiğini, SEGBIS üzerinden ifade vermesinin yargılamalardaki yüz yüze ilkesine aykırı olduğunu söyledi. İddianamede birbiriyle ilgisi olmayan iki hususun bir araya getirildiğine dikkat çeken Anlı, DİSKİ'nin Diyarbakır'daki 2 bin yerleşim yerinde içme suyu için açtığı su ve sondaj kuyusu çalışmalarının yargılama konusu yapılmasını kabul etmediğini söyledi. Anlı, DİSKİ yöneticileri, muhtarlar ve köy sakinleriyle birlikte Kurşunlu köyünde içme suyu çalışması için yaptıkları ve belediyenin basın bülteninde, haberlerde çıkan ziyaretin belediyecilik faaliyeti olduğunun altını çizdi. Tanık olması gereken davada ‘sanık’ olarak yargılanmasını anlamakta zorluk çektiğini ifade eden Anlı, katıldığı basın açıklaması, panellerde yaptığı ve şiddet içermeyen konuşmaların "örgüt propagandası" olarak gösterilmesi kabul edilemez olduğunu dile getirdi. Anlı, konuşmalarında en doğal hakkı olan ifade özgürlüğü hakkını kullandığını belirterek, konuşmalarında geçen ‘özerklik’ , ‘özyönetim’ hakkında bir önyargı olduğuna işaret ederek, İstanbul için özerklik isteyen Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş hakkında soruşturma açılmadığını ancak kendilerine açıldığını söyledi. 24 yıllık hukukçu olarak kendisi hakkında açılan dava hakkında hukuki değerlendirme yapamadığını vurgulayan Anlı'ya, Mahkeme Başkanı’nın "neden" sorusuna, “Bu davada ifadem alındığını ve dava dosyasında yeni bir delil olmasına rağmen tutuklu yargılanmamı izah edemiyorum” şeklinde cevap verdi.
Başka bir davadan tutuklu olan Selahattin Dilek ise, avukatı hazır olmadığı için savunma yapmadı.
'İŞİD'İ LANETLEMEK İÇİN YAPILAN BASIN AÇIKLAMASINDA ÖRGÜT PROPAGANDASI YAPMAK İLE SUÇLANIYOR'
Sanık savunmaları ardından, görüşünü açıklayan duruşma savcısı, kuvvetli suç şüphesi ve delillerin toplanamamış olmasını gerekçe göstererek, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti. Ardından söz alan Anlı'nın avukatı Mehmet Emin Aktar, davada farklı tarihlerde birbiriyle hiç bir ilgisi olmayan olayların bir araya getirilerek iddianame hazırlandığına dikkat çekerek, müvekkili Anlı'nın DİSK'in Kurşunlu köyünde yaptığı sondaj kuyusu ve su deposunun inşaatını yerinde incelemek yaptığı ziyaret nedeniyle yargılandığını söyledi. Anlı'nın, DAİŞ'in yaptığı saldırıları protesto etmek için düzenlenen basın açıklamasına katıldığı için "örgüt propagandası yapmak" ile suçlandığını ifade eden Aktar, "İŞİD'in yaptığı katliamları lanetlemek için yapılan açıklamasında nasıl örgüt propagandası yapılar" diye sordu. Aktar, müvekkilinin asılsız ve hukuksuz iddialarla mağdur edildiğini, bu mağduriyete bir an önce son verilmesi için hakkında tahliye kararı verilmesini talep etti.
Aktar'ın savunması ardından mahkeme heyeti, SEGBİS sisteminde yaşanan teknik sorun nedeniyle duruşmaya bir saat vermesi ardından devam etti. Avukatların savunmalarından müvekkillerinin hakkındaki suçlamaların asılsız olduğu, üzerlerine atılı suçlamaları işlemediklerini belirterek, müvekkilleri hakkında tahliye kararıyla birlikte beraat kararı verilmesini talep etti.
Avukat savunmaları ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, kuvvetli suç şüphesi, adli kontrol tedbirinin yetersiz kalacağı gerekçesiyle, tutuklu Fırat Anlı, Abdullah Bal ve Mehmet Saltan’ın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme başka bir davadan tutuklu olan Selahattin Dilek hakkında savunmasının alınmamış olması, tutuklu olduğu davadan tahliye olması durumunda kaçacağını gerekçe göstererek hakkında tutuklama kararı verdi. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Meclis üyesi Nadir Bingöl ve Necat Akyüz hakkında tahliye kararı veren mahkeme, duruşmayı Temmuz ayına erteledi.