ANKARA - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ile yaptığı görüşme sonrasında açıklamalarda bulundu. "2019 şöyle. Şu başkan olacak bu konular hiç görüşülmedi" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu, Saadet Partisi Genel Merkezi'nde ziyaret etti. İkilinin görüşmesi basına kapalı gerçekleşti. Görüşmenin ardından açıklama yapıldı.
Karamollaoğlu görüşmesi sonrası Kılıçdaroğlu, şunları aktardı: “Türkiye’yi, Ortadoğu’yu, dünyayı görüştük. Düşüncelerimizi karşılıklı paylaştık. Şu konu, çok önemli. Bu memleketin huzura ihtiyacı var. Birlikte yaşamaya ihtiyacımız var. Kavgasız bir Türkiye istiyoruz. Siyasi anlayışımızı bunun üzerine kurarsak, demokratik parlamenter sistemi bu çerçevede güçlendirirsek Türkiye, büyük ölçüde huzura kavuşacaktır. İnsanlar düşüncelerini özgürce ifade edebilmeliler. İnsanlar özgürce yazabilmeliler, konuşabilmeliler. Bu konuda büyük bir görüş birliğimiz var. Pek çok konuda görüşlerimizi birbirimize ifade ettik. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte de umarım karşılıklı görüş alışverişi devam etmiş olur.”
‘KİM BAŞKAN OLACAK KONUŞULMADI’
Kılıçdaroğlu, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. 2019 seçimleri öncesinde, bu diyaloğun sürüp sürmeyeceği ve seçimde ortak aday konusunda beraber hareket edilip edilmeyeceği sorusuna Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi: “Bu konular hiç konuşulmadı. Sadece bir nezaket ziyaretidir; ama Türkiye’nin geleceği konusundaki karşılıklı endişelerimizi paylaştık. Düşüncelerimizi birbirimize ifade ettik. Sayın Genel Başkan, bir şeyden söz etti; o çok önemlidir, adalet. Adaletin olmadığı yerde devlet olmaz. ‘2019 şöyle’, ‘Şu başkan olacak’ bu konular hiç görüşülmedi.”
GÜLMEN VE ÖZAKÇA’NIN AÇLIK GREVİ
Kılıçdaroğlu, açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’ya dair yetkililerle bir görüşme yapıp yapmadığı sorusu için de şunları söyledi:
“Biz, haksız yere görevine son verilen, kapının önüne konulan bilim insanlarına yapılan muameleyi doğru bulmuyoruz. ‘Barış Bildirisi’ni imzaladı, diye bir üniversite hocasının kapının önüne konması kadar yanlış bir şey yoktur. Eğer siz üniversitelerde binlerce kişiyi okutmuş, yetiştirmiş hocaları düşüncelerini beğenmediğiniz için kapının önüne koyarsanız doğru değildir. Açlığa mahkum ederseniz doğru değildir. Kişiyi hayattayken, ölüme mahkum ediyorsunuz. Bu, doğru değil. Oturulup, konuşulması lazım. Yargı, adalet olmadan siyasi otoritenin talebiyle bir kişiyi mahkum etmek, doğru değildir.”