Soylu'dan Gülmen ve Özakça açıklaması: Yiyorlar, içiyorlar, yerlerine gidiyorlar

NKARA - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, tutuklanan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın "DHKP-C’ye bağlı oldukları” iddiasını sürdürerek, "Yiyorlar, içiyorlar, ertesi sabah 9'da oradaki yerlerine gidiyorlar” dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 78 gündür açlık grevinde olan, önceki gün tutuklanan Semih Özakça ve Nuriye Gülmen hakkında açıklamalar yaptı. Ankara Vilayetler Evi'nde düzenlenen Vilayetler Hizmet Birliği Genel Kurulu'nun açılış töreninde konuşan Soylu, "Bunlar terör örgütü adına birçok eylemin altına imza atmışlar" diye konuştu.

Soylu, "Yiyorlar, içiyorlar, ertesi sabah 9'da oradaki yerlerine gidiyorlar. Doktora muayeneye gidiyorlar, kendi istedikleri gibi rapor vermedi diye doktoru hedef gösterip linç etmeye çalışıyorlar" görüşünü öne sürdü.

Soylu, Nuriye Gülmen'in OHAL'den sonra 25 kez, Semih Özakça'nın da 19 kez gözaltına alındığını söyleyerek, "Bu suç kariyeri olan kişiler, çocuklarımızın geleceğine şekil vermeye uygun kişiler mi? Biz okullarda terörist yetiştirilsin istemiyoruz" dedi. Soylu'nun açıklamaları şöyle:

‘GÜLMEN’İ ŞİRİN GÖSTERİYORLAR’

"Nuriye Gülmen'i zamanında Fehriye Erdal'a yaptıkları gibi şirin gösteriyorlar. Böyle bir mağduriyetler, şirinlikler. Ben size Nuriye Gülmen'in kim olduğunu söyleyeyim. DHKP-C'nin açık alan yapılanması içinde olduğu gerekçesiyle hakkında arama kararı çıkarılıyor. Daha sonra yakalanıyor, gözaltına alınıyor, tutuklanıyor, 1 Nisan 2015'te salındıktan sonra örgüte yönelik bir operasyon sırasında yeniden gözaltına alınıyor. 10 Nisan 2015'te açığa alınıyor. Arkadaşlarımız uzun bir liste vermişler. Afiş asma, örgüt adına çalışma, örgüt adına açıklama yapma ve bunların ötesinde birçok şey. Bu anlattıklarım OHAL'den çok önce. DHKP-C'nin memur yapılanması, devrimci memur hareketi içerisinde yer aldığı bütün raporlarda yazıyor.

‘AKŞAM YİYORLAR, İÇİYORLAR, SABAH ORAYA GİDİYORLAR’

Bu mu şimdi akademisyen? OHAL'den sonra 25 kez gözaltına alınmış. Sonra greve başlamışlar. Yiyorlar, içiyorlar, ertesi sabah 9'da oradaki yerlerine gidiyorlar. Doktora muayeneye gidiyorlar, kendi istedikleri gibi rapor vermedi diye doktoru hedef gösterip linç etmeye çalışıyorlar. Meclis'teki iki parti de bunlara sahip çıkan, bunları mağdur gibi gösteren bir anlayış ortaya koyuyorlar. Böyle bir kişiye devletin neden maaş verdiğini, çocuklarımızın eğitimlerini bunlara mı teslim edeceğiz?

‘ÖZAKÇA ÇOK KEZ EYLEMLERE KATILMIŞ’

Diğeri kim, öğretmen. Semih Özakça. Biraz suç kariyerinden bahsetmek istiyorum. DHKP-C adına eylemlere çok kez katılmış. Direnme eylemleri nedeniyle gözaltına alınmış. Açlık grevine başladığı günden itibaren de toplam 19 kez gözaltına alınmış. Bu kariyer, çocuklarımızın eğitimini emanet ettiğimiz bir öğretmen için normal mi? Böyle davaları olduğunu bildiğiniz öğretmene evladınızı teslim eder misiniz? Bu suç kariyeri olan kişiler, çocuklarımızın geleceğine şekil vermeye uygun kişiler mi? Biz okullarda terörist yetiştirilsin istemiyoruz. Bu eylemlere destek veren DHKP-C ile aşırı sosyalist gruplar adına yurt dışında eylem yapılması da çok can sıkıcı. Türkiye'de böyle bir şey yok. Kanada'da eylem yapılıyor. Fransa'da, Brüksel'de etkinlikler düzenleniyor, stantlar açılıyor. Bunların derdi ne? Bunların Türkiye'nin menfaati için Beyaz Saray'a gittiği görülmüş mü? Hayır.”