İHD: Hakikat komisyonu kurulsun

VAN - Gözaltında Kayıplar Haftası etkinlikleri kapsamında açıklama yapan İHD, faillerin yargılanması istenilerek, faillerin açığa çıkarılabilmesi için kanunla kurulacak bir özel hakikat komisyonuna ihtiyaç olduğunu vurgu yaptı.

İnsan Hakları Derneği Van Şubesi, 17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası nedeniyle şube binasında toplantı düzenledi. Kayıp yakınları ve İHD yöneticilerinin katıldığı toplantıda kısa bir açıklama yapan İHD Şube Başkanı Murat Melet, kayıpların bulunması için başlattıkları mücadeleyi sürdüreceklerini söyledi.

Ardından 18 Ağustos 1992 tarihinde Şırnak’ta çalıştığı kömür ocağından çıkarken gözaltına alınarak kaybedilen Ahmet Ertak’ın oğlu İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi Servet Ertak, açıklama yaptı. İnsan hakları savunucuları olarak her yıl 17-31 Mayıs tarihleri arasında gözaltında ve zorla kaybedilenleri andıklarını hatırlatan Ertak, “Faillerin cezalandırılmasını sağlamak amacıyla sesimizi duyurmak için bir aradayız” dedi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1’inci maddesinin başlığı da “İnsan haklarına saygı yükümlülüğü” ibaresinin bulunduğuna işaret eden Ertak, bu yükümlülüğün, yer, zaman ve konu bakımından devletlerin yükümlülüklerini içerdiğini söyledi.

‘SAVCILAR TOPLU MEZARLAR KONUSUNDA DİRENÇ GÖSTERİYOR’

İHD’nin verilerine göre tespit edilebilen 253 toplu mezarda 3248 kişinin gömülü olduğun tahmin edildiğini dile getiren Ertak, “Bu sayının daha da büyüyeceğinden de endişe edilmektedir. Türkiye’de toplu mezar gerçeği ortaya çıkarılmasına rağmen ilgili savcılıklar toplu mezarların açılmasında BM Minesota Protokolünü ve Kızılhaç’ın ilgili rehberini uygulamakta direnç göstermektedirler. Türkiye’deki en önemli sorunların başında gelen toplu mezarların açılması ve delillerin tespit edilerek faillerin ortaya çıkarılması sorunu bütün yakıcılığı ile devam etmektedir” ifadesinde bulundu.

‘CEZASIZLIKTA POLİTİKA DEĞİŞMEDİ’

Gözaltında kayıplar başta olmak üzere Türkiye’de insanlığa karşı suçların hangi nedenlerle işlendiğinin ve bu suçları işleyen faillerin açığa çıkarılabilmesi için kanunla kurulacak bir özel hakikat komisyonuna ihtiyaç olduğunu vurgulayan Ertak, “Siyasal iktidarın hakikat komisyonu kurmamaktaki ısrarı Türkiye’deki cezasızlığın sürdürülmesi bakımından politika değişikliğine gidilmediğini göstermektedir” dedi.

Ertak, açıklamanın sonunda insan hakları savunucularının ortak taleplerini şöyle sıraladı:

* Bunun için bir yasa çıkarılmalıdır.

* Yasayla hakikatleri araştıracak, geniş yetkilerle donatılmış bir komisyon kurulmalıdır.

* Türkiye, Birleşmiş Milletler Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına dair Uluslararası Sözleşme’nin tarafı olmalıdır.

* Türkiye, ceza kanununda Sözleşmede de belirtildiği gibi zorla kaybetmeyi yasaklayan ve bu suçu bir insanlık suçu olarak niteleyen hükme yer vermelidir.

* Böylelikle zorla kaybetme bakımından zamanaşımının işlemeyeceği garanti altına alınmalıdır.

* Türkiye, kapsamlı bir şekilde kayıplar ve toplu mezarlar konusunda insan hakları ve diğer ilgili sivil toplum örgütleriyle işbirliği ile toplu mezarları ulusal üstü insan hakları belgelerine uygun şekilde ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 86 ve 87.maddelerine uygun şekilde açmalı ve süreç Jordan Prensiplerinde öngörüldüğü gibi işlemelidir.

* Türkiye hızla DNA tabanlı bilgi bankasını oluşturmalıdır.

* Savcılar resen harekete geçmeli ve kayıp vakalarının yaşandığı dönemlerdeki emniyet ve jandarma birimlerinin sorumlularını tespit etmelidir.

* OHAL kaldırılmalıdır. Benzer olayların tekrarının önlenmesi bakımından gözaltına alınan kişilerin avukatları ile görüşmesini engelleyen KHK’ler, yasalar ve diğer düzenlemeler yürürlükten ve uygulamadan kaldırılmalıdır.

* Soruşturma ve kovuşturma makamları kamu görevlilerinin karıştığı olaylar bakımından uyguladıkları cezasızlık politikasından vazgeçmelidir.