‘Yerinden demokratik özerk yönetimler olmalı'

İSTANBUL - Yeşil ve Sol Parti Eş Sözcüsü Eylem Tuncaeli, merkezin değil yerelin yetkilerinin artırılması gerektiğini belirterek, "Yerinden demokratik özerk yönetimler olmalı. Yaşadığım yere ilişkin kararları benim vermem gerekir, başkasının değil" dedi.

Yeşil Sol Akademi'nin Cezayir Toplantı Salonu'nda düzenlediği sempozyumun ikinci oturumu, "Kent ve kırsal ekolojinin politikası" başlığıyla devam etti. Moderatörlüğünü Yeşil Sol Parti İstanbul Yöneticisi Yasemin Kipkurt'un yaptığı oturumda, Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu üyesi Hasan Yüksel, akademisyen Murat Cemal Yalçıntan, Yeşil ve Sol Parti Eş Sözcüsü Eylem Tuncaeli konuşmacı olarak katıldı.

Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu üyesi Hasan Yüksel, Carettepe'deki direnişi sinevizyon gösterimi eşliğinde anlatarak, Artvin'de 4 bin 406 hektarlık alanın maden sahası olduğunu belirtti. AKP dönemine kadar var olan sorunların hukuk yolu ile çözüldüğünü ifade eden Yüksel, "Halk sürekli kazanıyordu bu davalarda. Ruhsatlar iptal edildi. Yürütmeler durduruldu. Kazanılmış yüzlerce mahkeme var. Türkiye genelinde akşam bir genelge çıkarılıyor ve bununla da madencilik izni yürüyor. 2015'te verilen HES, maden gibi alanlarda 33 bin ÇED'i 30'u geri gelmiş diğerleri onanmış. Köyde ev yapsan proje istiyor ama bir ili yok edecek yere proje istemiyor. Artvin ve çevresinde 170 HES projesi var" diye konuştu.

'BİZİ HAKLI GÖREN HAKİMLER SÜRGÜN EDİLDİ'

Carettepe'de 30 yıldır direndiklerini dile getiren Yüksel, "Cengiz İnşaat, nereye el attıysa orayı talan etti. Türkiye'yi talan tarlasına çevirdi. Artık, hukuk işlemiyor. Hukuk ile baktık olmuyor. Direnişlere başladık. Ağaçların kesilmemesi için nöbet tuttuk. Daha sonra nöbet yerimizi yaşam alanına çevirdik. Kanunsuzlar ordusuna karşı sokaklarda direnmeliyiz. 242 gün nöbet tuttuk. Ama sürekli taciz ediliyorduk. Elimizde sopa ile direnişimiz devam ediyordu. Ormanları kesenler dava edilmiyor ama ormanların kesilmemesi için direnişte olan insanlara dava açıldı. Biz orada yaşadığımız için sürekli ordaydık" dedi.

'TOKİ'LER YENİ BİR SINIF YARATMADA ARAÇ OLARAK KULLANILDI'

İstanbul'un yoksul kesimlerindeki kişilere "kentsel dönüşüm"lere ile ilgili gönüllü danışmanlık yapan akademisyen Murat Cemal Yalçıntan, "Depremi fırsat olarak gördük. AKP iktidarı ile birlikte çeşitli şüphelerimiz oluştu. Depreme yönelik önlemleri beklerken, duble yollar, TOKİ'ler geldi. TOKİ, bambaşka çalıştı. Yeni bir sınıf yaratmada bir araç olarak kullanıldı. Kentlerde yenileme adı altında gerileme yapıldı. Yenileme alanları, Tarlabaşı, Sulu Kule gibi yerlerde tarih yok edildi" dedi. "Kentsel dönüşümler" ile kentlerin fiziki yenilenmesinden öte ekonominin ve tüketimin yeniden kurgulanması olarak değerlendirdiğini belirten Yalçıntan, "İstanbul yaklaşık 100 mahallesi dönüşüm tehlikesi altındadır. Bu mahalleler örgütlü bir direniş içerisindedir" diyerek, mahallelerde direniş içerisinde olan derneklerin örgütlülüklerine dikkat çekti.

'EKOLOJİK BİR BELEDİYE'

Yerel yönetimler konusunda değerlendirme yapan Yeşil ve Sol Parti Eş Sözcüsü Eylem Tuncaeli ise, "Merkezin yetkilerinin kısıtlandığını ve yerinden yönetim mekanizmalarının geniş yetkililer ile donatılması gerekir" dedi. Tuncaeli, "Ekolojik yerel yönetim, belediyecilik olmalıdır. Çevreci değil ekolojik bir belediyecilik olması gerekir. Kent nufüsü küçülmelidir. Bu kadar kentleşmeler eşitsizlik ve şiddeti beraberinde getiriyor. Yabancılaşmayı beraberinde getiriyor. Yerinden demokratik özerk yönetimler olmalı. Yaşadığım yere ilişkin kararları benim vermem gerekir, başkasının değil" diye ifade etti.