ANKARA - Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ABD ziyareti sırasında korumaların saldırısına maruz kalan grup içerisinde yer alan ABD vatandaşı Seyid Rıza Dersimi, saldırı talimatının bizzat Erdoğan tarafından verildiğini belirterek, kendilerine saldıran birinin "Siz Kürtlere dünyayı dar edeceğiz" dediğini kaydetti.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesi sonrası gittiği Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç’ın resmi konutu önünde protesto gösterisi yapan gruba, ABD Türk Büyükelçiliği ve Erdoğan'ın korumaları saldırmıştı. Daha önce de Erdoğan'ın 2016 Nükleer Güvenlik Zirvesi sırasında gitti Brookings Enstitüsü'nde göstericilere sert müdahalede bulunulmuş ve gazeteciler dışarıya çıkartılmıştı.
Korumaların protestoculara yönelik saldırısı dünya kamuoyunda yer alırken, ABD'li yetkililerden de saldırıya ilişkin ciddi tepki geldi. Birçok siyasetçi ve senato üyesinin de kınadığı saldırıda korumaların şiddetine maruz kalan ABD vatandaşı Seyid Rıza Dersimi (61), dihaber'e saldırı gününü anlattı.
'AMACI YAPTIĞI ZULME ABD'Yİ DAHİL ETMEK'
Kendisini insan hakları aktivisti olarak tanımlayan Dersimi, 15 kişilik bir grup olarak "Free Demirtaş" (Demirtaş'a Özgürlük" yazılı iki pankart ve bir Amerikalı dostlarının da YPG bayrağı taşıdığını söyledi. Dersimi, neden böyle bir eylemi gerçekleştirme gereği duyduklarını ise şöyle anlattı: "Erdoğan diktatör, Erdoğan faşist, Erdoğan her türlü zulmü ve zorbalığı yapıyor. Kürdistan'da şehirleri yerle bir etti. Taybet Ana'nın cenazesi günlerce yerde kaldı, yine küçük bir kızımızın gömülmesine izin vermediler, günlerce annesi buz kalıpları ile korumaya çalıştı. Erdoğan'ı protesto amacımızın hepsini sayarsak günleri alır. DAİŞ ile savaşan tek bir örgüt var o da YPG'nin de içinde olduğu Demokratik Suriye Güçleri. Bu anlaşmayı bozmaya geliyorlardı. Erdoğan'ın ABD'ye gelmesi Kürtlere saldırı ve düşmanlık üzerinden geliştiği için protesto ettik. Erdoğan'ın ABD'ye gelmesinin tek amacı Kürtlere yapılacak zulmün geliştirilmesi idi. Geliş amacı kendi yaptığı zulme ABD'yi de dahil etmek. 'Kürtleri ne kadar boğarsam, ne kadar sıkıştırırsam o kadar iyi' mantalitesi ile geldi."
'TALİMAT BİZZAT ERDOĞAN'DAN GELDİ'
Saldırıya ilişkin Türk medyasında yayınlanan haberlere değinen Dersimi, "Bizimkisi barışçıl bir gösteri idi. Karşımızda ise zaten Erdoğan'ın haydutları vardı. Vahşi bir şekilde yerde kafama vurdular. Elinde megafon olan ve yerde tekmelenen benim. Talimat bizzat Erdoğan'dan geldi. Erdoğan'ın talimatı olmadan o saldırgan güruh saldıramaz zaten. Biz caddenin karşısındayız, Türk Büyükelçiliği'nin önünde Sheridan Circle var. Biz o meydanın, caddenin karşı tarafındayız. Bizim polisle de herhangi bir çatışmamız yok. Polis bizi oraya yönlendirdi bir oraya gittik. Oraya gider gitmez bunlar bize ana avrat küfretmeye başladı. El kol hareketi yaptılar, parmak hareketleri yaptılar ve küfürler ettiler. Öncelikle provoke edenler de onlar, sonrasında saldıranlarda onlar. Bu videolarda da sabittir. Biz tamamen demokratik bir eylem için oradaydık" dedi.
'GÖSTERİNİN İZNİ ALINMAZ'
Amerikan Anayasası'nın birinci maddesinde "Konuşma özgürlüğü" olduğunu ifade eden Dersimi, Türk Büyükelçisi'nin protestoyu "İzinsiz gösteri" şeklinde tanımlamasına tepki gösterdi. Dersimi, şunları aktardı: "Siz istediğiniz zaman istediğiniz yere gidersiniz barışçıl protesto edersiniz. Bunu gider kongrenin de Beyaz Saray'ın da önünde yaparım, buna kimse engel olamaz. Bu benim temel hakkımdır. Türk büyükelçisi kaç senedir burada, bilmemesi mümkün değil. İzin almak gibi bir sorun yok. 'Gösteri izinsiz' demek saçma bir şey çünkü zaten gösterinin izni alınmaz. Eğer bir yerde 100 kişiden fazla iseniz izin alırsınız. 100 kişiden fazla iseniz ona göre önlem alınması için başvuru yaparsınız."
'AMAÇLARI ÖLDÜRMEKTİ'
Kendilerine önce sivil grubun saldırdığını ardından ise yaklaşık 50 kişilik koruma ordusunun şiddetine maruz kaldıklarını vurgulayan Dersimi, saldırı anını şu şekilde anlattı: "Bir tek kafama vuruyorlardı. Amaçları beni öldürmekti. Başka da bir amaçları yoktu. Bunların kahramanlık anlayışı ile dünyadaki kahramanlık anlayışı arasında dağlar kadar fark var. İkinci saldırıda da yanımızda bir Êzidi kadın arkadaşımıza saldırdılar. Ben de ister istemez o kadın arkadaşımızı korumaya çalıştım. Kafasından tutup yumruk attılar. Yere düşürüp tekmelediler. Ben onu koruyayım derken 4-5 kişi üzerime çullandı. Kalkamadım bir daha yere uzandım. Başladılar tekrar tekmelemeye, ben kafamı korumaya çalışıyorum ki bir beyin kanaması olmasın. Arada kaç dakika geçti bilmiyorum. O vurmalar sırasında bazı şeyleri hatırlayamıyorum. Sonra videodan gördüm. Sesler kesildi, kafamı kaldırdım baktım her tarafım kan. Üstüm başım kan. Burnum yırtılmış, dudaklar patlamış, bir dişimi kırmışlar, üç dişim de sallanıyor. Daha sonra koluma iki tane polis girdi ve beni kenara taşıdır ama o arada da bu grup hala saldırmaya çalışıyorlardı."
'BU ADAMLARIN SORUNU İNSANLIKLA'
Kendisini tekmelerken hakaretlerde bulunan şahsın parmak sallayarak, "Siz Kürtlere dünyayı dar edeceğiz. Türkiye'nin dışında nereye giderseniz gidin, gelir orayı size cehenneme çeviririz" dediğini belirten Dersimi, "Bu bir ahlaksızlıktır, bu adamların sorunu insanlıkla ilgili" diye belirtti.
'HUKUKİ SÜREÇ BAŞLAYACAK'
Saldırıda mağdur olanlar olarak bir araya geldiklerini kaydeden Dersimi, "Biz vazgeçtik desek devlet vazgeçmeyecek. Bu Amerikan yasalarının çiğnenmesidir, devletin kendi soruşturması var. Elbette mağdur olan arkadaşlarla bir araya geliyoruz. Bir iki hafta içerisinde mahkemeye başvurulacak" diyerek hukuki süreç hakkında da bilgi verdi.
Kendilerine yapılan saldırıların Türkiye'de Kürtlere yapılan saldırının yanında çok hafif kaldığına işaret eden Dersimi, Amerikalıların Erdoğan'ı DAİŞ ile olan ilişkisinden dolayı "İslamofaşist", "İslami Terör" ve "Gestapo" şeklinde tanımladıklarını ifade etti.
Selami Aslan - Dihaber