Kayıp yakınları öldürülen Kürt işverenleri andı

DİYARBAKIR / İZMİR - İHD Diyarbakır ve İzmir şubeleri ile kayıp yakınları tarafından “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla düzenlenen eylemlerde, 3 Haziran 1994’te gözaltına alınıp katledilen Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay ile 12 Eylül 1994'te Ankara’da kaybedilen Kenan Bilgin’in hikayeleri anlatıldı.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları, “Kayıplar bulunsun, failler yargılansın” şiarıyla düzenledikleri eylemin 434’üncü haftasında şube binasında bir araya geldi. Gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının bulunduğu pankartın açıldığı eylemde, aileler kayıp yakınlarının fotoğraflarını taşıdı. Kayıp yakınları, 3 Haziran 1994’te gözaltına alınıp katledilen Kürt iş insanları Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın faillerinin yargılanmasını istedi.

Eylemde açıklama yapan İHD Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Yalçın, faili meçhul kayıpların, ansızın evlerinden veya yol kenarından alındığını, bugüne kadar hiçbir failin yargılanmadığını ifade etti.

‘FAİLLAER CEZASIZLIK POLİTİKALRIYLA AKLANIYOR’

Yalçın, 1994’te JİTEM tarafından kaçırılan iş insanları Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın işkenceyle katledildiğini hatırlatarak, geçen zamana rağmen faillerin hala yargılanmadığını hatırlattı.

Konuşmanın ardından Yıldırım, Buldan ve Karay’ın kayıp hikâyesini İHD Diyarbakır Şubesi Kayıp Komisyonu üyesi Adnan Örhan okudu. Örhan, “3 Haziran 1994 günü sabah 04.30’da, Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay İstanbul’un Yeşilyurt ilçesindeki Çınar Otel’den ayrılırken, kurşungeçirmez yelek giyen ve silah taşıyan 7 veya 8 kişi yanlarına yaklaştı. Söz konusu kişiler kendilerini polis olarak tanıttıktan sonra üst araması yaptı, sonra da Buldan, Yıldırım ve Karay’ı zorla arabalara bindirerek otelin önünden ayrıldı. Aileleri durumu öğrenir öğrenmez Bakırköy Cumhuriyet Savcısı ve Yeşilköy Polis Karakolu’na başvurdu. Savcılık ve polis Buldan, Yıldırım ve Karay’ın gözaltına alınmadığını söyledi. Aynı gün Savaş Buldan’ın erkek kardeşi Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdu ve Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın, kendilerini polis memurları olarak tanıtan kişilerce kaçırıldıklarını belirterek şikâyetçi oldu. Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın bedenleri gözaltına alındıkları yerden 270 kilometre uzakta olan Bolu iline bağlı Yığılca köyünde bulundu. 3 Haziran 1994 günü akşam saat 21.00 civarında İsmail Taşcan isimli bir kişi, Bolu’daki Yığılca Jandarma Karakolu’nu arayarak balık avlamak için gittiği göl yakınındaki alanda üç cansız beden gördüğünü bildirdi.”

DAVA DOSYASI DEVAM EDİYOR

1996 yılında Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın zorla kaybedilerek öldürülmesinin, MİT tarafından hazırlanan Susurluk Raporu’nda yer aldığını hatırlatan Örhan, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde hala devam eden davanın 10 Nisan 2015 tarihli duruşmasında ifade veren eski MİT Kont-Terör Dairesi Başkanı Mehmet Eymür’ün, haber elemanı Tarık Ümit’in kendisine verdiği “Öldürülecek işadamları listesi”ni açıkladığını belirtti. Bu listedeki isimler arasında Savaş Buldan, Adnan Yıldırım ve Hacı Karay’ın da bulunduğunu söyleyen Örhan, “Mahkemede bu listenin Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı arşivlerinde ‘Müteahhit Çizelgesi’ adıyla yer aldığı da ortaya çıktı. Aralarında Buldan, Yıldırım ve Karay’ın da bulunduğu 18 kişinin öldürülmesinden sorumlu tutulan 19 sanığın yargılanmasına Ankara’da devam ediliyor” dedi.

Okunan hikâyenin ardından kayıp yakınları 5 dakika oturma eylemi yaptı.

İZMİR’DE KENAN BİLGİN’İN HİKAYESİ ANLATILDI

İHD İzmir Şubesi, “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” sloganı ile yaptıkları eylemin 385'incisinde kayıpların akıbetini sormak için Konak Meydanı Eski Sümerbank önünde açıklama yaptı. “Kayıplar belli failler nerede” ve gözaltında kaybedilenlerinin fotoğraflarının basılı olduğu pankartı açan kayıp yakınları, 12 Eylül 1994'te Ankara Dikmen'de otobüs durağından sivil polislerce gözaltına alınıp kaybedilen Kenan Bilgin’in akıbeti sordu.

Eylemde açıklama yapan İHD Şube Yöneticisi Ahmet Çiçek, yıllardır kayıpların akıbetini hükümetlerden sorduklarını belirterek, yürütülen hukuksal mücadelede davaların büyük çoğunluğunun cezasızlıkla sonuçlandığını ifade etti.

GÖZALTINDA KAYBEDİLDİ

Eylemde bu hafta 12 Eylül 1994'te Ankara Dikmen'de otobüs durağından sivil polislerce gözaltına alınıp kaybedilen Kenan Bilgin’in akıbetini sormak için bir arada olduklarını belirten Çiçek, bütün girişimlere rağmen Bilgin'in faillerinin bulunmadığını ve davasının zaman aşımı ile yüz yüze kaldığını belirtti. Çiçek, "Kenan Bilgin’in kardeşi İrfan Bilgin kimliğini açıklamayan bir kişi tarafından üç defa arandı ve kendisine ağabeyinin üç diğer kişiyle beraber Gölbaşı'nda tutulduğu, gördüğü işkenceler sonrasında durumunun ciddi olduğu söylendi. 15 Kasım 1994'te gelen son telefonda ağabeyinin başka bir yere götürüldüğü bilgisi verildi. 3 Ekim 1994'te ailenin avukatı Meclis İnsan Hakları Komisyonu’yla bağlantıya geçti ve olayla ilgili basına yazılı bir metin gönderildi" dedi.

ZAMANAŞIMI İLE KARŞI KARŞIYA

Çiçek,. Başsavcılıktan 10 Ekim'de gelen cevapta Kenan Bilgin adında birinin gözaltı kayıtlarında görünmediği bilgisinin verildiğini söyledi.

Türkiye’de bir sonuç alamayan Bilgin ailesinin başvurusu sonucu AİHM’in 17 Ekim 2001'de verdiği kararda Türkiye’yi mahkum ettiğini belirten Çiçek, Türkiye’de ise görülmesi beklenen davanın zamanaşımı tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu söyledi.

Açıklamanın ardından 5 dakikalık oturma eylemi yapıldı.