PKK’den tutuklanan öğrencilerin itirazı ‘FETÖ’ye takıldı

ANKARA - Kasım 2016'da “PKK üyeliği” gerekçesiyle gözaltına alınıp tutuklanan ve halen hakim karşısına çıkmayan üniversite öğrencilerinin tutukluluk haline yapılan itiraza hakimlik bu kez “FETÖ üyeliği" şüphesiyle başvuruyu reddetti.

Ankara’da Kasım 2016 tarihinde gözaltına alınıp tutuklanan 3 üniversite öğrencisi hakkında yürütülen yargı sürecinde, Türkiye’nin hukuk tarihine geçecek bir skandal yaşandı. Evlerine yapılan baskınla gözaltına alınan Şehriban Zuğurli, Ruken Türemiş ve E. D. isimli öğrenciler, Şırnak halkıyla dayanışmak ve üniversitede düzenlenen açıklamaya katıldıkları gerekçesiyle tutuklandı.

25 Kasım’dan bu yana tutuklu bulunan öğrencilerin uzun tutukluluk süreleri ve aylar geçmesine rağmen iddianamenin hala hazırlanmamasına karşı avukatlar, geçtiğimiz günlerde itiraz başvurusunda bulundu.

Başvuruyu değerlendiren Ankara Sulh Ceza Mahkemesi’nin ret kararındaki bir ayrıntı hukuk sisteminin içerisine düştüğü hali de gözler önüne serdi. Hakimlik, “PKK üyeliği” gerekçesiyle tutuklu bulunan öğrencilerin “FETÖ üyeliği” şüphesiyle tutukluluk halinin devamına karar verdi. Hakimliğin kararında, “Tüm şüphelilerin dosya içeriğine göre silahlı terör örgütü olan FETÖ/PDY üyesi olduklarına dair deliller bulunduğu, suçların niteliği, mevcut delil durumu, kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut olguların bulunması, şüphelilerin kaçma şüphesi altında olduğunu gösteren somut olguların bulunması” gerekçe gösterilerek, CMK’nin 108. maddesi uyarınca tutukluluk hallerinin devamına karar kılındı.

KOPYALA YAPIŞTIR

“FETÖ şüphesi” iddiasıyla tutukluluk halinin devamı yönünde haklarında karar verilen öğrencilere soruşturma aşamasında sadece Şırnak halkıyla dayanışmak amacıyla düzenlenen konsere katılmaları ve üniversite yerleşkesindeki bir basın açıklamasına katılmaları yöneltilmişti.

Toplamda 15 kişinin yer aldığı soruşturma kapsamında 3 öğrenci tutuklu yargılanıyor. Avukat Gulan Çağın Kaleli, tutukluluk süreci ve sonrasında hakimlik kararındaki gerekçeye işaret ederek, “Esasında yalnızca bu gerekçe dahi oldukça özensiz bir soruşturma ve kovuşturma sürecinin yürütüldüğünü, tutuklamanın artık bir tedbirden çok ‘cezalandırma’ amacı taşıdığının göstergesidir. Her dosya kendine özgüdür ve yargı merci, her dosya için ayrı ayrı özen yükümlülüğünü dikkatle yerine getirmek zorundadır. Aksi halde kişinin adalete olan inancını ciddi bir şekilde sarsacaktır. Bu nedenle kopyala-yapıştır gerekçelerle tutukluluğun gözden geçirilmesi kararı veren mahkemeler daha dikkatli olmak zorundadır” dedi. Eğitim hakları aylardır gasp edilen öğrencilerle ilgili olarak özensiz bir kovuşturma yürütüldüğüne dikkat çeken Kaleli, aylar sonra hazırlanan 102 sayfalık bir iddianamede delil olarak yalnızca ev aramalarında “el koyma” kararı verilen kitapların yer aldığını aktardı.

'TUTUKLULUK SKANDAL BİR KARARLA SÜRDÜRÜLÜYOR'

Avukat Şevin Kaya ise, öğrencilerin dosyalarında somut hiçbir delil bulunmamasına rağmen aylardır süren tutuklamalarla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, tutukluluk halinin ise skandal bir kararla sürdürüldüğüne işaret etti.