İSTANBUL - Gazeteci Hrant Dink cinayetine dair açılan davanın duruşmasında tanıklar, “Hedef Şahıslar Programı”nı anlattı. Tanıkların programa dair her hangi bir şey bilmediklerini beyan etmeleri dikkat çekti.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetine dair açılan davanın 45’inci duruşmasının üçüncü oturumu İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı. Başka davalardan tutuklu bazı sanıklar ise SEGBİS ile duruşmaya katıldı.
Duruşmada tanık olarak tutuksuz sanık Sabri Uzun’dan önce İstihbarat Daire Başkanı Muzaffer Erkan dinlendi. Erkan, Dink için “Hedef Şahıslar Programı” işletilmesi gerektiğini dile getirerek, koruma talebinin ilk olarak ilden gelmesi gerektiğini söyledi. Erkan, “Can güvenliği söz konusu olduğunda koruma önceliklidir. Daire başkanlığı da inisiyatifini kullanabilir” dedi. Mahkeme başkanını “Yılmazer ile ne zaman çalıştınız?” sorusuna, Erkan, “Biz o dönem Güneydoğu üzerinde çalışmalar yaptık ve çok başarılı çalışmalar yaptık” diye yanıtladı.
'DİNK KORUNMALIYDI'
Erkan’ın ardından duruşmada söz alan Ali Fuat Yılmazer, “2001'de arşiv sistematiğini ben geliştirdim. Uygulamayı ben başlattım. Dink talebine bakılmadan korunmalıydı” dedi.
'ÇOK FAZLA KULLANILMAYAN PROGRAMDI'
Yılmazer'in ardından başka suçtan tutuklu olan eski İstihbarat Daire Büro Amiri İlhan Murat Kulalar, SEGBİS üzerinden tanık olarak dinlendi. “Hedef Şahıslar Programı”na ilişkin Kulalar, “Çok fazla kullanılmayan bir program olarak hatırlıyorum. Bütün bilgi ve belgelerin bir yerde toplanmasını hedefleyen bir programdır” dedi.
‘DİNK İLE İLGİLİ EVRAK GÖRMEDİM’
Kulalar’ın ardından İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube eski memuru Hüsametin Yaman, tanık olarak dinlendi. Yaman, C şubesine gelen evraklardan sorumlu olduğunu dile getirerek, “Hrant Dink ile ilgili bir evrak gelmedi” dedi. Yılmazer, “18 yıl C şubedeydin. Büro memurlarının işlem yaptığı evrakı görmemesi mümkün mü?” sorusuna da Yaman, “Mümkün değil” diyerek yanıt verdi.
‘İLDEN GELEN TALEPLERİ ÜSTLERİMİZE İLETİYORDUK’
Daha sonra dönemin İstihbarat Daire Başkan Yardımcısı Ömer Şen, tanık olarak dinlenmeye başladı. Şen, “Hedef Şahıslar Programı”na dair bilgisinin olmadığını söyledi. Daha sonra dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı memuru Hasan Hüseyin Koca tanık olarak dinlenmeye başlandı. Koca, beyanlarında “Ben yeni başlamıştım. Hedef Şahıslar Programı yeni kurulmuştu ben başlamıştım. Ben sadece belge getirip-götürüyordum. İlden gelen talepleri üstlerimize iletiyorduk. Başkada yaptığımız bir şey yoktu” dedi.
‘SABRİ UZUN ARACILIĞI İLE TASFİYE EDİLDİM AMA ISPAT EDEMEM’
Koca’nın ardından İstihbarat Dair Başkanlığı İKK Şube Müdürü Adnan Taşdan tanık olarak dinlendi. Taşdan verdiği tanıklık beyanında, "Hedef Şahıslar Tamimi'ni daire başkanının talimatıyla yaptığımızı hatırlıyorum" dedi. Taşdan, mahkeme başkanı Horasan'ın emniyetteki FETÖ yapılanmasını sorması üzerine, "Gülen cemaatinin emniyetteki faaliyetini teşkilatta herkesin bildiği kadar biliyordum. Gruplaşma vardı" yanıtını verdi.
Bunun üzerine söz alan sanık Ali Fuat Yılmazer, "Cemaat Sabri Uzun aracılığıyla mı 2003'te sizi tasfiye etti" diye sordu. Taştan ise, "Evet ama bunu ispat edemem" şeklinde cevapladı.
Duruşma, verilen aranın ardından yarın devam edecek.