İSTANBUL - Savaşların çocuklar üzerinde çok ciddi psikolojik bozukluk ve kalıcı travmalar yarattığını belirten İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Elif Akdağ Göçek, travmaların genlere işlediğini belirterek, “Her şeyden önce kesinlikle savaşların son bulması gerekiyor” dedi.
Balkanlardan Ortadoğu’ya, Afganistan’dan Latin Amerika’ya kadar dünyanın pek çok coğrafyasında süren din, dil, mezhep ve paylaşım savaşlarının özelikle çocuklar üzerinde büyük bir tahribata yol açtığını kaydeden İstanbul Bilgi Üniversitesi öğretim görevlisi Yrd. Doç. Dr. Elif Akdağ Göçek, yaratılan travmaların genlere işlediğini savundu.
‘TRAVMALAR GENLERE İŞLENİYOR’
Günümüzün en büyük sorunu olarak yaşanan savaşları işaret eden Göçek, su sonuçta ne fazla çocukların etkilendiğini hatırlattı. Göçek, “Nedense tüm dünya çocukların ne kadar etkilendiğini hiç aldırmıyor, hiç fark etmiyor. Hatta bu savaşta çocukları kullanıyorlar” diyerek çocukların travmalar ile baş edemedikleri için çok ciddi psikolojik sorunlar yaşayabildiklerini ifade etti. Savaşın etkisinde kalan çocukların beyinlerinde değişimlerin başladığını belirten Göçek, ilerleyen zamanlarda çocuklarda flashback (geçmişe dönüş) denilen savaş zamanında gördüğü sahnelerin tekrar uykularında ve bilinçaltlarında gidip gelerek ömür boyunca kendi dünyalarında iç savaşa başladıklarını söyledi.
Bununda ötesinde daha da korkuncu travmaların genlere işlendiğini sözlerine ekleyen Göçek, şöyle devam etti: “Savaşa katılmış ya da savaş ortamı görmüş dedeleriniz varsa onların yaşadığı travmalar bizlere de aktarılabilir. Dünyanın öbür ucunda olan çarpışmalar daha sonra bize nesiller arası aktarımlarla etkilemeye devam ediyor. Bence halende bunun ürünlerini yaşıyoruz. Dünyada bu kadar kızgın ve savaşı seven insanların olması birazcık soy ağacına baktığınızda çok ciddi olarak travmalarla yüklü insanlar olduğunu gösteriyor.”
‘TRAVMA YAŞAYANLARI KUCAKLAMALIYIZ’
Bunun bir örneğinin de İsrail’de mevcut olduğunu ifade eden Göçek, şunları dile getirdi: “İkinci Dünya Savaşı’ndaki ailelerin başına gelenler, kişiler incelendiğinde bunların genetik olarak kodlandığını ve beynin değiştiğini, hormonlarda değişimler başladığını ve dedelerinizden beri aktarılan strese karşı daha az tolerans, daha çabuk sinirlenme, aşırı tepkisellik gibi şeyler aktarılmaya başlıyor.”
İnsan yerine toprağa yatırım yapıldığını, savaştan kaçan insanların haklı olarak büyük şehirlere göç ettiklerini hatırlatan Göçek, “O zaman çok yaralı çocuklarla, çok yaralı bireylerle istediğiniz kadar izole etmeye çalışın. Dokunduğunuz her yerde yaraladığınız bireyler sizle yaşıyorlar. Toplum olarak orada, burada değil el ele bu travmaya mahkum olan ya da yönlendirilenleri bir kere engelleyeceğiz. Böyle olayların olmaması gerekiyor. Çocuklar çok etkilenmişse onları hemen tarayıp, bulup, kucaklayıp tedaviye yönlendirmemiz gerekiyor” diye konuştu.
‘HERŞEYDEN ÖNCE SAVAŞLARIN SON BULMASI GEREK’
Savaş travması yaşayan çocukları da örnek gösteren Göçek, “İleride o çocuk sizin çocuğunuzun sınıf arkadaşı oluyor, damadınız oluyor ve sonra sizin torunlarınızı yetiştiriyor. Kaçışımız yok” dedi. Toplumun bütün kesimlerinin bu konuda duyarlı olması gerektiğini dile getiren Göçek, “Her şeyden önce kesinlikle savaşların son bulması gerekiyor” diye belirtti.
Sadiye Eser - Muhammed Doğru - dihaber