DİYARBAKIR – Bölge kentlerinde zırhlı asker ve polis araçlarının karıştığı ölümlü olayların “kaza” olarak tanımlanamayacağını belirten İHD Genel Başkan Yardımcısı Raci Bilici, söz konusu olayların tek sebebinin OHAL’den cesaret alan kolluk görevlilerin rahatlığı olduğunu söyledi.
Türkiye’de ilan edilen OHAL ile birlikte hak ihlalleri artarak devam ederken, son dönemlerde bölge kentlerinde zırhlı polis ve asker araçlarının ölümlü “kaza”larında da artış yaşandı. 6 Eylül 2016 tarihinden bu yana Dersim, Mardin’in Dargeçit ilçesi, Diyarbakır, Van ve Şırnak’ın Silopi ilçesinde zırhlı polis ya da askeri araçların çarpması sonucu 6 yurttaş yaşamını yitirirken son olarak da Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 85 yaşındaki Pakize Hazar da zırhlı aracın ezmesi sonucu yaşamını yitirdi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Şube Başkanı Raci Bilici, söz konusu “kazaların” OHAL’in araç sürücülerine getirdiği rahatlık nedeniyle yaşandığını belirtti.
‘OHAL DEMEK KEYFİLİK DEMEKTİR’
Bölge kentlerinde 2015 yılında yaşanan çatışmalar ile birlikte devletin kullandığı orantısı güçle birlikte bölge kentlerinde hak ihlallerinin tavan yaptığını belirten Bilici, “Bunun üzerine OHAL’in ilanıyla birlikte bu iş had safhaya ulaştı. OHAL demek keyfilik demektir. OHAL demek Kanun Hükmünde Kararnamelerle ülkeyi yönetmek demektir. Keyfiliğin olduğu yerde hukukun olmadığı, yargının keyfi davrandığını, kolluk görevlilerinin keyfi davrandığını, kanun hükmünde kararnamelerle hareket ettiğinin göstergesidir” dedi
OHAL ile birlikte hak ihlallerinde inanılmaz derecede bir sıçrama yaşandığını belirten Bilici, “Operasyonlarla beraber yaşanan hak ihlalleri devam ediyor ve OHAL’in verdiği keyfilikle birlikte gözaltılar ve tutuklamalar çoğalmaya başladı. Çok sayıda ihraçlar olmaya başladı ve bununla beraber birçok basın yayın kurulu kapatıldı. Birçok resmi toplum örgüt yöneticisi tutuklandı. Belediyelere kayyum atandı. Totale baktığımızda yaşam hakkı ihlali artmaya başladı, düşünce özgürlüğü engellendi bunun yanı sıra işkence kötü muamele çok yaygınlaştı. Cezaevinde olsun dışarda olsun, toplantı gösteri hakkı engellenemez, basın yayın üzerindeki baskılar artmaya başladı. Çocuklara yönelik şiddet, kadına yönelik, toplumsal olaylara müdahale, dolayısıyla demokratik eylemlerin hiçbirine izin verilmiyor. Bu da beraberinde hak ihlallerini getirmeye başladı” değerlendirmelerinde bulundu.
‘TOPLUM HİÇBİR ZAMAN BU KADAR ETKİLENMEMİŞTİ’
OHAL ile birlikte artan keyfilik nedeniyle insanların ülkeyi terk etme derecesine geldiğini vurgulayan Bilici, “Geçmişte yaşanan OHAL dönemlerinde insanlar hakkında soruşturmalar açılırdı. Güvenmedikleri yargı, bağımsız olmayan yargı, yine belgeleri toparlardı ve belgeleri topladıktan sonra bir hükme bağlardı. Bu gün yaşanan onda biri kadar sivil siyaset, legal siyaset, sivil toplum örgütleri, bilim insanları, akademisyen, gazeteciler gibi unsurların hiçbiri bu kadar etkilenmemişti” dedi.
‘İKTİDAR MUHALEFETE YAŞAM HAKKI TANIMAYACAKTIR’
“OHAL’in devam etmesi daha çok hak ihlallerinin yaşanması demektir” diyen Bilici, OHAL’in devam etmesi halinde siyasi iktidarın aksini düşünen hiç kimseye yaşam hakkı tanımayacağını söyledi. OHAL’in tekrardan uzatılmasıyla var olan kırılma ve ayrışmanın daha fazla derinleşeceğini vurgulayan Bilici, “Umuyoruz ki siyasal iktidar bu uygulamadan vazgeçer, olağan duruma geçer ve yapılması gerekenleri yapar” dedi.
‘KAZA OLARAK TANIMLANAMAZ’
Son dönemde artan zırhlı polis ve asker araçlarının karıştığı ölümlü olaylara dikkat çeken Bilici, “Bu yaşanılanlara kaza diyemeyiz. Tek sebebi OHAL’in verdiği keyfiliktir” dedi. Kolluk kuvvetlerinin OHAL nedeniyle dikkatsiz ve özensiz hareket ettiğini vurgulayan Bilici, “Bu ülkede kolluk kuvvetlerine cezasızlık politikası uygulanmaktadır. Özellikle bu bölgede, hukuk dışına çıkan hiçbir kulluk kuvveti hakkında bir soruşturma, kovuşturma başlatılmamış, hiçbiri yargı önüne çıkarılmamış. Bu da birçok kulluk kuvvetlerine cesaret vermiştir. Gerek gözaltında olsun, gerek dışarda olsun işkence ve kötü muamelede bulunur, dışarda da bu tür kazaların olması noktasında keyfi hareket ediyorlar. Aracı kullanması, yaptığı hız, bulunduğu alan itibariyle ne oluyorsa olsun mantığı ile hareket edip birçok ihlale neden oluyorlar. Silopi’de bunu yaşadık, Lice’de bunu yaşadık, daha önce başka kentlerde yaşadık bu tamamıyla OHAL’in ve vermiş olduğu bir rahatlık olduğunu söyleyebilirim” şeklinde konuştu.