‘Ne komşu ne de kapımızı çalacak çocuk kaldı’

İZMİR - Bayramı buruk karşılayan Müslüman Suriyeli mülteciler, savaştan önceki bayramları özlemle anıyor. Vahide Faruk, “Ne bayram kaldı, ne kapısını çalacağımız bir komşu, ne de şeker almak için kapımızı çalacak bir çocuk” sözleri ile yaşamlarını özetledi.

Ülkelerindeki savaş nedeniyle Türkiye’ye gelmek zorunda kalan binlerce Müslüman mülteci Ramazan Bayramını buruk karşılıyor. İzmir’in Torbalı ilçesinde çadırda ve depolarda yaşamak zorunda bırakılan mülteciler, bayramın kendileri için bir anlam ifade etmediğini, çalınacak bir kapıları dahi olmadığını ifade etti.

‘KİMSESİZLİĞİME KİMSESİZLİK EKLENDİ’

Suriye’den 2 yıl önce ailesi ile Türkiye’ye gelen Vahide Faruk, tek göz odalı bir evde yaşadığını ve insan yerine dahi konulmadığını söyledi. Savaştan önce kendi elleri ile inşa ettikleri evlerinde komşuları ve akrabaları ile geçirdikleri bayramları anımsayan Faruk, “Suriye’de iken ekonomik sıkıntımız yoktu. Koyunlarımız vardı. Her gün cümbür cemaat onları otlatırdık. Ama şu an başımızı koyacak doğru düzgün bir yerimiz dahi yok. Türkiye benim için karanlık bir yüz. Burada kimsesizliğimize kimsesizlik eklendi” diye konuştu.

‘NE BAYRAM KALDI NE KOMŞU’

Yaşamak için geldikleri Türkiye’de saldırılarla karşı karşıya kaldıklarını belirten Faruk, her günün kendileri için daha da zor geçtiğini söyledi. Her günlerinin belirsiz olduğu topraklarda “Neyin bayramı” diye duygularını aktaran Faruk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yüzümüzün en çok güldüğü günlerdi bayramlarımız. Yemekler yapardık, ekmeklerimizi tandırlarda pişirirdik, gelenlere ikram ederdik. Şimdi ise ne bayram kaldı, ne kapısını çalacağımız bir komşu, ne de şeker almak için kapımızı çalacak bir çocuk. Sadece ölüm bırakıldı. Umarım gelecek bayram kendi topraklarımda olurum başkada bir beklentim yok bu hayattan.”

‘ÜLKEMDEKİ BAYRAMLARI İSTİYORUM’

Ailesi ile bir depoda yaşamak zorunda kalan Muhammet Kadir de, tarlalarda zor şartlarda 47 lira karşılığında çalıştığını vurgulayarak, “Kaldığımız yerin banyo ve tuvaleti dahi yok. Böylesi bir yaşamda nasıl bayramı kutlarım. Ülkemdeki bayramları istiyorum. Burada kimse yok. Kime gideceğiz ki ya da kim bize gelecek ki" dedi. Eşi Bediha ise, “Söyleyin bu acılarda kimin bayramı, kimin şekeri” diyerek yaşadıklarına isyan etti. Yaşam koşullarına sitem eden ve ülkesindeki bayramları özlemle anan Berxwedan Eli ise, “Böylesi şartlarda kimin aklına bayram gelir ki” diye belirtti.