ŞENGAL - Şengal Katliamı öncesi ve sonrası Êzidî toplumundaki değişimi anlatan Demokratik Özerk Meclisi Kültür ve Sanat Komitesi üyesi Heso İbrahim, “Öcalan’ın fikirleri ile devrim yaşadık. Eskiden sokağa çıkamayan kızlarımız bugün mevzilerde kendi savunmasını yapıyor” dedi.
Şengal Demokratik Özerk Meclisi Kültür ve Sanat Komitesi üyesi Heso İbrahim, Şengal Katliamı öncesi ve sonrası Êzidî toplumundaki değişimi anlattı. Özerklik ilan etmeye doğru gittiklerini belirten İbrahim, Öcalan’ın fikirleriyle tanıştıktan sonra sanattan siyasette, inançtan yaşama, devrim yaşadıklarını söyledi.
200’ÜN ÜZERİNDE ÖĞRENCİYE EĞİTİM
Şair ve besteci İbrahim, 4 kişi ile başladıkları Kültür ve Sanat Komitesinin bugün dev bir kuruma dönüştüğünü dile getirerek, Êzidî çocuklarına müzik, tiyatro, halay ve def dersleri verdiğini söyledi. İbrahim, şimdiye kadar 200’ün üzerinde çocuk eğittiklerinin bilgisini paylaştı. Eğitim alan çocukların Şengal Katliamı yıldönümü, Çarşema Sor bayramında ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın doğum günlerinde hünerlerini sergilediklerini söyledi.
MÜZİKTE TEMA DEĞİŞTİ
Êzidî müziğinin daha çok ölüm, ferman gibi konularını işlediğine dikkat çeken İbrahim, değişimi şöyle anlattı: “’Bazı meyveler bahar, bazı meyveler de sonbahar da olgunlaşır’ işte bizim de böyle bir şey. Şimdi bizim şarkılarımız devrim şarkılarıdır. Bundan önce şarkılarımız genelde ölüm, gurbet, ihanet yani fermanların toplumda yarattığı hastalıklar ve biraz da aşk üzerine olurdu. Bir dönemde sessizlik üzerine oldu. Nasıl ki bir insan gelip sana zulüm edecek ve senin gücün yetemeyecek, sessiz kalacaksın, bu temalı şarkılarımız vardı. Şimdi ise devrim zamanıdır bu toplumun, bu yüzden şarkılarımız devrim şarkıları şeklinde gelişiyor. Örneğin, ‘Vurun kız kardeşlerim, vurun erkek kardeşlerim, Unutmayın Rojava'yı her zaman hatırınızda olsun, unutmayın ve düşmanınızı düşürün’ sözlerini içeren şarkılar yaptım.”
KIRIMLARA MARUZ KALAN ÊZİDÎLERİN SANATI ZENGİN
Êzidîlerin kültür ve sanat birikimine de değinen İbrahim, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şengal'in sanatçıları zengindir. Bunun nedeni de Êzidî halkımızın fermanlarla ve çeşitli siyasetlerle kırıma uğratılmış olması. Toplum kendini kalem ve yazı konusunda ilerletememiş, tarihini yazamamış ama sadece kendi sanatçı kişiliği ile o fermanı şimdiye taşımıştır. Sözlü olarak stranlarla taşımıştır, bir örnek vermek gerekirse; Şengal hakkında onlarca folklorik stran söyleniyor. Bu stranlar Osmanlıdan, Kuzey Kürdistan'dan, İslam halifelerinin Kürdistan'a gelişleri, Kürtlerin nasıl direndiğini vs. hepsinden bahsediyor. Örneğin Delala Musil diye bir stran var, uzun ve acıklı bir strandır. Kıza bir bahtsızlık yapılır ve bir cinayet işlenir. Yazılı değildir ama dinlediğinizde yarım saat süren hikâyeyi tüm ayrıntıları ile anlarsınız. Yine örnek vermek gerekirse, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Şeyh Mirza'nın hikayesi ve stranı var. Tarihini bilmem ama onu zindana koyduklarında, Şeyh Mirza'ya dinini değiştirmesi durumunda paşalık vereceklerini söylerler, o da askerin hançerini alır 20'ye yakın kişiyi öldürür ve şehit olur. Bu tüm ayrıntıları ile stranda mevcut.”
‘TOPRAK ANNEMİZDİR’
Bugün Şengal’de yaşananların da Êzidî tarihine yazılacağını vurgulayan İbrahim, “Yazdığım şiirler ve bestelediğimiz şarkılar da gelecekte bu şarkılar gibi bu toplumda yerini alacak. Sadece Şengal'in şehitleri için yazmadım, Şengal'de sadece Êzidî savaşçılar şehit olmadı, Kürdistan'ın dört bir yanından burada savaşçılar şehit oldu. ‘Özürlük için canını feda ettin, bayrağı kaldırmak için kanını döktün, ülke senin ile benim annemdi, sana sütünü helal etti’ diyorum bir şiirde. Arkadaşlarım ‘Şengal annemdir’ olsun dediler şarkıya. Ben ‘Hayır, ülke senin ile benim annemdi’ olmalı dedim” diye konuştu.
‘BEN ŞENGAL’İM, ÖCALAN’A BORÇLUYUM’
“Helbasta Şehîdan” olan şirine ilişkin de bilgi veren İbrahim, şunları dile getirdi: “49 şehidin isminin geçtiği bir şiir yazdım, Şengal ihanete uğradığından itibaren başlayan bir şiir bu. Şimdi toplumumuzda bazı insanlarımız ‘Bize Kürtler ihanet etti’ diyor. Fermandan önce bizler Kürt dediğimizde sadece Başurê Kurdistan'e tanıyorduk. Bizler Bakur, Rojava ve Rojhilat Kürtlerini oranın sömürgeci devlet isimleri ile tanımlardık. Türkiye, Suriye ve İran Kürtleri derdik. ‘Bize Kürtler ihanet etti’ sözüne karşı şiirim ‘Hayır’ diyor. Şiirimde ‘İhanet rüzgarının güllerini döktüğü ilk değil, yeter artık Kürtlük ismini kullanma’ diyorum. ‘Hayır ben Şengal, Kürdistan'ın anasıyım’ diyorum. ‘Hain hep haindir, yüreğini yakmasın, etrafımda binlerce gerilla ve Apocu’ diyor ve tüm şehitlerin ismini anıyorum. En sonunda da ‘Ben Şengal'im, Öcalan’a borçluyum. Bu şehitler hatırına ben Kürdistan'ım’ diyorum.”
DIŞARIDAN GELEN TEHLİKE KADINLARI KAPATTI
Êzidî toplumunda kadının rolü geçmişe oranla düşmesinin nedenlerine de değinen İbrahim, şunları söyledi: “Kadının rölü Êzidî toplumunda önemli bir seviyedeydi. Fakat Şengal'de kadınlar geride kaldı. Niçin? Fermandan önce Şengal'in bazı çarşılarına kızlarımız özgür bir şekilde çıkamıyordu, çünkü DAİŞ fikri vardı. Biz kızlarımızı okula göndermekten korkuyorduk, kızlarımız yaşları 12'e geldiğinde kaçırılıyordu. Mesela Xanasor'da Musullu bir Arap öğretmen 14 yaşındaki öğrencisini Musul’a kaçırdı ondan sonra Xanasor'da hiçbir kız okula gidemedi, korktu aileler. Kadının geri kalması Êzidî toplumunda yok aslında, dışarıdan gelen tehlikelere karşı kadınlar zaman içinde kapalı bir hal aldı.”
‘KIZLARIMIZ PKK’YE GİTTİĞİ GİBİ PEŞMERGEYE GİDEMEZDİ’
İbrahim, Êzidî toplumunun Öcalan’ın fikirleri ile tanıştıktan sonraki değişimi kendi ailesi üzerinden verdiği örnekle anlattı: “Öcalan'ın fikirlerini felsefesini tanıdıktan sonra bunun bizim felsefemiz ile çok yakın olduğunu gördük. Toplumumuzun birçok düşüncesi örtüştü. Artık kızlarımız, kadınlarımız bugün kendi öz savunmalarını yapıyor. Kızlarımız aynı düşünce ile Peşmergeye gidemezdi çünkü, zihniyet farklıydı. Şehit Berivan bizim kızımızdı, Bakur dağlarında yaşamını yitirdi. Eskiden eşim sokağa çıkamazdı ama bugün meclis oluşmuş, toplantıya gidiyor, halkı için gece gündüz çalışıyor. Özgürlük hareketinin eşim üzerinde ciddi bir etkisi var, şimdi özgür bir yaşam sürüyor, yoldaşlarına selam verip alıyor.”
‘DOĞRU YOL ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜK HATTIDIR’
Öcalan fikirlerinin tüm Kürtler ve insanlık için olduğunu vurgulayan İbrahim, sözlerini şöyle tamamladı: “Tüm Kürdistan'a, Kürtlere şunu söyleyebilirim. Öcalan'ın bu özgürlük hattını iyi anlayın. Kürtlük için doğru yol budur. Yine herkes kendi din ve inancı gereğince yaşasın ama Öcalan'ın fikir ve felsefesi insanlık için en ideal olanıdır. Bir de Êzidîlere şunları söylemek istiyorum; dostunuzu düşmanınızı iyi öğrenin. Kimin dostu, kim düşmanı olduğunu iyi bilmeli. Kim yaralarını sarıyor, kim yaralarını deşiyor bunu bilmelerini istiyorum. Umut ediyorum ki her insan kendi kültürüne ve inancına sahip çıksın.”
Selami Aslan - dihaber