KOCAELİ – Adalet Yürüyüşü başladığı günden beri kortejin ilk sıralarında yerini alan kadınlar, ortaklaştıkları “Adalet” talepleri ile birlikte yolları arşınlıyor. Haksızlığa uğrayan bütün çocuklar ve kadınlar için yürüyen de var, Nuriye Gülmen ve Figen Yüksekdağ için yürüyen de.
Ankara'dan İstanbul'a başlatılan Adalet Yürüyüşü 22’nci gününde devam ederken, Türkiye’de en büyük adaletsizliği yaşayan kesimlerin başında gelen kadınlar, ilk günden bu yana kortejin ilk sıralarında yerini alıyor. Kimi ilk günden kimisi de daha sonra yürüyüşe dahil olmuş; kimi de kırık koluna rağmen adalet yollarını arşınlıyor. Yaşlısından gencine, emeklisinden işçisine, çocukları ve torunları ile yürüyüşe katılan kadınlar “Adalet” yazılı dövizler taşıyor.
ORTAKLAŞTIKLARI NOKTA ADALET
Kimi işinden olabilmeyi göze almış akademisyen, kimi feminist, kimi ekonomist, kimi de KHK ile işinden ihraç edilmiş yüzlerce kamu emekçisi arkadaşına destek olmak amacıyla yürüyüşe katılan KESK üyesi kadınlar. Tüm bu kadınların ortaklaştıkları tek nokta ise adalet. Kendi yaşamlarındaki adaletsizliğe gönderme yapan kadınlar, kendi talepleri yanında aynı zamanda adaletsizliğe uğramış kadınlar, çocuklar ve hayvanlar için de yürüyor.
GÜN SONUNDA TÜM YORGUNLUK BİTİYOR
Hepsinin verecek cevabı, söyleyecek sözü olan bu kadınlar mola aralarında da taleplerini dile getirmekten bir an olsun vazgeçmiyor. Yaptıkları şakalar, çektikleri halaylar ise gün sonunda kat ettikleri yolun yorgunluğunu almaya yetiyor. Giydikleri spor ayakkabılar, taktıkları morları ile korteje renk veren bu kadınlarla yürüyüş boyunca sohbet edip neden adalet yürüyüşündeki yerlerini aldıklarını soruyoruz.
‘YÜRÜYÜŞLE BİRAZ DAHA CESARET ALDIK’
Yürüyüşe Kocaeli ilinden katılan ve bir kadın olarak Türkiye’de yaşamanın zorluklarına dikkat çeken Yeter Şiret (40), “Artık kimliğimizi saklamaya başlayacağız gibi geliyor. Giyimimizde, kuşamımızda, kendimizi ifade etmemizde hatta iktidarın istediği gibi düşünmüyorsak; yani biraz daha hem kadın olarak hem insan olarak kendimizi saklıyoruz. Bu yürüyüş iyi oldu, biraz daha cesaret aldık, biraz daha bir arada olunca güçlü olduğumuzu fark ettik” diye ifade etti.
Yürüyüşün üçüncü gününde olan ve sadece kadınlar için değil çocuklar, hayvanlar için de yürüdüğünü söyleyen Nurcan Kuşçu (35), “Muhalefeti kabul etmeyen, yönetimi tek başına diktaya götüren biri var başımızda. Git gide kadına şiddetin arttığı, taciz ve tecavüz gibi, üzerinizdeki kıyafetten dolayı başınıza birçok şeyin geldiği bir ülkede yaşıyoruz artık. Buna karşı yürümek istedim ve tabi ki yürümeye de devam edeceğim” dedi.
‘HAKSIZLIĞA UĞRAYAN BÜTÜN KADINLAR İÇİN YÜRÜYORUM’
Kadınların git gide ev içine kapatılmaya çalışılan bir süreci yaşandığını belirten Kuşçu, yürüyüşe katılma nedenlerini ise şöyle sıraladı: “İnsanlar işlerinden atılıyor, kadın olduğu için düşünebileceğimiz her türlü sıkıntıyı yaşıyor. Milletvekili de olsa, kadın bu ülkede sorun yaşıyor. Tamamen cinsiyetçi bir bakış açısı var ve bundan tamamen rahatsızım. Cinsiyetçi bakış açısının tamamen sona ermesini istiyorum. Giyiminden dolayı tacize uğrayan ve dayak yiyen kadınlar için yürüyorum. Düşüncelerinden dolayı şu anda cezaevlerinde yatan kadınlar için yürüyorum. İşinden atılan ve şu an açlık grevinde ölüme yatan kadınlar için yürüyorum. Haksızlığa uğrayan bütün kadınlar için yürüyorum”
‘ZORLA EMEKLİLİĞE TEŞVİK EDİLDİĞİM İÇİN YÜRÜYORUM’
Çocukluk arkadaşları ile yürüyüşe katılan belediye çalışanı ve işinden çıkarılan Dilek Ağırkaya (52) da, “Oradan oraya sürüldüğüm ve zorla emekliliğe teşvik edildiğim için yürüyorum. Adalet istiyorum. Adaletli bir ülkede yaşamak istiyoruz. Yürüyüşe bugün katıldım. Harika görüyorum ve çok hoşuma gitti” diyerek taleplerini sıraladı. Evliliği boyunca çalışmak istediği halde evde oturmak zorunda kalan Ayşegül Çağlı Erdem (52), kendi için yürüdüğünü ve yaşından kaynaklı işsiz kaldığı için yürüdüğünü söyledi.
‘ÇOCUKLAR İÇİN YÜRÜYÜŞTE YER ALDIM’
Halkevci Kadınlar’dan Cemile Gültepe, bir kadın olarak hakları ve kadına karşı şiddetin son bulacağı bir ülke umut etmek adına yürüyüşe katıldığını dile getirerek, “Tecavüzcülerin bir an önce gerekli cezaları alması adına, kadının konuşma ve hatta kahkaha atma özgürlüğünün engellenmesine karşı olduğum için yürüdüm. Kadınlar şu anki iktidar tarafında kapalılar ve açıklar diye ikiye ayrılıyor. Herkes tercihinde özgürdür, ancak kimse tercihini karşısındakine dayatmamalıdır. Bugün çocuklar için de yürüyüşte yer aldım ve yer almaya da devam edeceğim” dedi.
‘AÇLIK GREVİNDE OLAN NURİYE GÜLMEN VE YÜKSEKDAĞ İÇİN YÜRÜYORUM’
Açlık grevinde olan akademisyen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı hatırlatan Gültepe, devamında şunları dile getiriyor: “Bizler burada yemeğimizi yiyoruz, ama sevgili Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevindeler. Tercihlerine ve ilkelerine saygı duyuyorum ve öyle ya da böyle olsa gönlümüz onlarla ve onlar için de buradayım. Ayrıca, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ yoldaşımızın davasının ne derece hakkaniyetli olduğunu da gördük. Onun için de buradayım. Kadınlar için adalet, çocuklar için adalet, diğer canlılar ve hayvanlar için adalet diyorum.”
‘KENDİMİZİ SAVUNABİLMEK İÇİN YÜRÜYÜŞE KATILDIM’
Yürüyüşe 3 gündür eşlik eden mühendis Neşe Okur, kadınların böylesi bir yürüyüşe katılmasının son derece önemli olduğunu söyleyerek, “Kadınlar madem adaletsizliğe uğruyor, en çok kendilerini onlar savunmalılar. Haklarımızı başkaları değil biz kendimiz savunmalıyız. O yüzden bu yürüyüşte yer aldım” diye konuştu. Filolog Nurcan Saygılı (55) da, her şeyden önce adaletsizliği yaşayan kadın ve çocukların özgürlüğü için yürüdüğüne vurgu yaptı.
‘EKONOMİK EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK İÇİN YÜRÜYORUM’
Nefes nefese kalırken yakaladığımız ekonomist Zübeyde Yalçın (32) ise, son süreçte ülkede yaşanan ekonomik krize dikkat çekti. Gelirler arasındaki adaletsizliğe değinen Yalçın, erkek ile özdeşleştirilen ekonominin aksine ilk kurucusunun kadın olduğunu söyledi. Yalçın son olarak, ekonomik eşitlik ve özgürlük için yürüdüğünü belirtti.
‘HAYVANLARIN UĞRADIĞI ŞİDDETE KARŞI ADALET İSTİYORUM’
Yürüyüşe Antalya’dan katılan ve 10 gün boyunca üzerinde “Hayvanlara adalet” yazılı döviz ile yürüyen çevreci Sinem Aksoy (35) ise, “Hayvanların uğradığı şiddete karşı adalet istiyorum. Kadınların şort giydiği için acı çektiğini, dövüldüğünü biliyorum. Parka gittiği için dövüldüğünü biliyorum. Bunun için adalet istiyorum. Biz aslında adalete susadık. Adaleti özledik. Bu ülkenin acılarının dinmesini istiyorum ve bu yüzden de bu özlemimizi ve hasretimizi gideceğiz. Yolun sonu özgürlük ve adalettir” diye konuştu.