Güney Koreli Sendikacı: Baskıcı yönetimi değiştirdik siz de başarabilirsiniz

ANKARA – Türkiye’deki baskıcı yönetimi daha önceki yönetimlerine benzeten Güney Koreli sendikacı KIM Ae-Ran, “Biz sendikalar olarak toplumsal muhalefete öncülük ettik ve verdiğimiz mücadeleyle bu baskıcı yönetimi değiştirdik. Türkiye’deki toplumsal kesimlerde bunu başarabilir” dedi.

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) hafta sonu gerçekleştirdiği genel kuruluna Güney Kore’den katılan KPTU Sendikası Genel Sekreteri KIM Ae-Ran, baskıcı rejimlerde emek ve demokrasi mücadelesine değindi. Türkiye’deki baskı rejimini geçmişte kendilerinin de yaşadığını belirten Ae-Ran, “Güney Kore’yi yöneten baskıcı iktidar, 9 yıl boyunca Kuzey Kore’nin varlığını bir korku aracı olarak gösterdi. Yönetim oradaki silahlanmayı gerekçe göstererek bunu hep kitleler üzerinde korku yaratma aracına dönüştürdü. Bu aynı zamanda solu ve sendikaları baskılamanın bir bahanesi oldu” diye belirtti. Sendikacılar ve emek mücadelesi veren kesimlerin çıkarlarının barışta olduğunu vurgulayan Ae-Ran, “Bunun Kuzey Kore ve ABD aracılığı ile yapılmasını istiyoruz. Ama barış mücadelesi yürütmek gerçekten zor. Çünkü hem kapasitemizi aşacak bir enerji gerektiriyor hem de savaş karşıtı mücadele açısından bir enerji gerektiriyor. Şuanda böyle bir enerjiye çok sahip değiliz. Başkaca sıkıntılar da var ülkemizde… Ama biz birlikte yaşamaktan yanayız” diye konuştu.

‘TÜRKİYE’DEN BİLGİ ALMAK ZORLAŞTI’

Türkiye’deki durumun zorluğunu anladığını dile getiren Ae-Ran, toplumun Kuzey Kore gibi kapalı bir hale getirilmek istendiğini söyledi. “Türkiye’den bilgi almanın zorlaştığını” kaydeden Ae-Ran, “Daha çok ETUC ve İTUC gibi sendikalar üzerinden Türkiye’deki emek alanına ilişkin bilgi alabiliyoruz” dedi. Türkiye ile ülkesi arasındaki benzerlik ve farklılıklara dikkat çeken Ae-Ran, şunları söyledi:

SERMAYE’NİN BASKILARI HER YERDE AYNI

“Sendikaların durumuna baktığımızda özellikle sermayenin emekçiler ve sendikalar üzerinde uyguladığı baskılar aynı. Ama Türkiye’deki temel siyasi atmosferin de etkisiyle baskıların daha fazla olduğunu görebiliyoruz. Temel hak ve özgürlüklerde bir baskılama durumu söz konusu Türkiye’de. Kore’de bu kadar sert bir durum yok. Türkiye’de temel hak ve özgürlükler daha fazla baskı altında.

BİZ DE 9 YIL BOYUNCA BASKI SÜRECİ YAŞADIK

Kore’de de 9 yıl boyunca biz bir muhafazakar ve baskıcı yönetim tarafından yönetiliyorduk. Ülkemiz iki kez üst üste Bang hükümeti tarafından yönetildi. Daha baskıcı bir atmosferi, hak ve özgürlüklerin baskılanmasını bizde şiddetli bir şekilde yaşadık. Bu da bir protesto dalgasına neden oldu ve beraberinde yeni seçimleri ve seçimlerde bu hükümetten kurtulmayı beraberinde getirdi. Şimdi yeni hükümetle birlikte durum daha iyi.

BİZ BAŞARDIK TÜRKİYE DE BAŞARABİLİR

Bir önceki hükümette Türkiye’deki gibiydi. Anormal bir hükümetti demokratik yollarla siyaset yapma imkanı yoktu. Daha sonra bir yolsuzluk patlak verdi ve biz bunu eleştirmek yerine bu durumu hükümeti değiştirmenin aracı olarak gördük. Sol güçleri etrafında toplayarak sendikalar bu muhalefetin merkezinde durdu. Bu muhalefette sendikaların önemli bir rolü oldu, sol güçlerin özellikle mücadeleyi yaygınlaştırması için sendikalar ön ayak oldu. Bütün güçleri bir arada mücadeleye sevk etti. Burada da sendikaların ve emek örgütlerinin toplumsal muhalefeti örmekte rolü olmalı. Bu da birleşik bir mücadeleden geçiyor. OHAL bu ülkede 3 ayda bir tekrarlandığını biliyoruz, sendikalar ve toplumun değişik kesimleri OHAL’in ne demek olduğunu gördü, sosyal güçler artık bunu biliyor. Sendikaların rolü merkezi bir örgütlenme gücü olarak çalışmak olmalıdır. Kitleleri merkezi şekilde örgütleyecek bir rol oynayabilir sendikalar.”