'Balyoz Bilirkişileri' davası yeniden başladı

İSTANBUL - Balyoz Davası'nda delil kabul edilen 19 CD ile ilgili eksik ve yanlı bilirkişi rapor hazırladıkları iddia edilen TÜBİTAK eski çalışanı 3 tutuksuz sanığın yargılanması davasında şikayetçi askerler dinledi.

Balyoz Davası'nda delil kabul edilen 19 CD ile ilgili eksik ve yanlı bilirkişi rapor hazırladıkları iddia edilen TÜBİTAK eski çalışanı 3 tutuksuz sanığın yargılanmasına eski hakimin “FETÖ üyeliği”nden tutuklanmasından sonra yeniden başlandı. İstanbul 18. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen 14’üncü duruşmada, şikayetçiler emekli Albay Cemal Temizöz, emekli Albay Kubilay Aktaş, emekli Albay Suat Aytın, emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, emekli Albay Ahmet Küçükşahin ve avukatları hazır bulundu. "Görevi kötüye kullanma" suçundan 1'er yıldan 3’er yıla kadar hapsi istenen firari sanıklar Erdem Alpaslan, Tahsin Türköz ve Hayrettin Bahşi ise duruşmaya katılmadı.

Şikayetçi emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, önceki Hakim İlhan Karagöz tarafından aldatıldığını söyleyerek, "Hakim İlhan Karagöz, beni çağırarak 'Bu konularda bilgili görünüyorsunuz, Balyoz hakkında sizden bilgi almak istiyorum' demesi üzerine duruşma harici salonda görüştük. Balyoz davası hakkında aydınlanmak istiyorum' deyince kendisine Balyoz davası avukatlarınca temyiz duruşmasına sunulmak üzere hazırladıkları dilekçenin kitap olarak basıldığını, iletebileceğimi söyledim. Kitapçığın elimde tek suret olduğunu, iade edilmesini talep ettim ve gönderdim. Hem kitapçığı alamadım, hem de 4 Temmuz tarihli kararını görünce aldatıldığımı anladım. Kendisinden şikayetçiyim" dedi.

Emekli Albay Cemal Temizöz ise süreci başlatanların hepsinin “FETÖ” kapsamında cezaevinde olduklarını iddia ederek, "Balyoz davasında herkes üzerine düşeni yapmıştır. Kılcal damarlara sızarak konumlarını muhafaza edenler kendilerine görev verildiğinde layıkıyla yapmışlardır. Bunlardan biri de TÜBİTAK bilirkişileridir. Bu normal bilirkişi kusuru değildir. Bu davanın da örgütsel olarak değerlendirilmesi gerekmektedir" diye konuştu. Temizöz, davanın Mehmet Baransu, Ahmet Altan'ın yargılandığı davayla birleştirilmesini de talep etti.

Şikayetçi Dursun Çiçek'in avukatı İrem Çiçek ise sanıklar hakkında “FETÖ üyesi olmak” iddiasıyla kuvvetli şüphe olduğu gerekçesiyle kırmızı bülten çıkarılmasına ve tüm malvarlıklarına el koyulmasını talep etti.
Sanıklar hakkındaki yakalama emirlerinin devamına karar veren mahkeme, şikayetçi avukatlarının kırmızı bülten çıkarma, suç duyurusunda bulunma, mal varlıklarına el koyma yönündeki taleplerin ise değerlendirilmesine hükmederek, davayı 1 Haziran 2017 tarihine erteledi.

Davanın geçmişi

TÜBİTAK eski 3 çalışanının yargılandığı davaya bakan 18. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi İlhan Karagöz, 4 Temmuz günü haricen duruşma açarak davanın reddine karar verdi ve 577 sayfalık gerekçe yazdı. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Hakim İlhan Karagöz, "Cebir, şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya kaldırmaya veya bu düzen yerine başka düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasının önlemeye teşebbüs " ve "Silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından tutuklandı.

Davanın 23 Eylül tarihindeki 13’üncü celsesine bakan Hakim Hakan Özer tarafından verilen kararda, duruşmanın 23 Eylül'e bırakılmasına rağmen hakim İlhan Karagöz'ün 4 Temmuz günü arefe günü ve tatil olmasına rağmen saat 13:00 sıralarında adliyeye gelerek haricen duruşma açarak davanın reddine karar verdiğini belirtildi. Hakim İlhan Karagöz'ün 577 sayfalık önceden hazırladığı kısa kararı UYAP sistemine aktardığı belirtilen kararda, davanın taraflarına haber verilmeden celse açıldığı, Ceza Muhakemesi Kanun'undaki (CMK) hiçbir usul kuralına uyulmadığı, söz konusu kararın dosyayla ilgili olmadığı, mahkeme kararı niteliğinde olmadığı da vurgulandı. Ayrıca sanıklar hakkında çıkarılan yakalama emirlerinin kaldırılmadığı, dosyanın karar numarası almadığı, gerekçeli karar yazılmadığı, belirlenen gün dışında duruşma açan hakimin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararıyla görevden uzaklaştırıldığı, tüm bu nedenlerden dolayı 4 Temmuz tarihli 12.celsenin "yok" hükmünde olduğuna karar verildi.