Gazeteci Ertuş Bozkurt: Ulusal birlikle özgürlükler garantiye alınır

İSTANBUL - Kürtler arasında inşa edilecek ulusal birliğin önemine dikkat çeken gazeteci Ertuş Bozkurt, "Kürtler ulusal birliğini sağlarsa özgürlüklerini garanti altına alır" dedi.

Körfez ülkelerinde yaşanan Katar krizi, Federe Kürdistan Bölgesi'ndeki bağımsızlık referandumu, Kürtler arasında inşa edilecek ulusal birlik çalışmaları ve Türkiye'nin olası bir Efrin saldırısını değerlendiren gazeteci Ertuş Bozkurt, Ortadoğu'da Kürtler için tarihi fırsatların yanında tehlikelerin de bulunduğuna dikkat çekerek, "Kürtler ulusal birliğini sağlarsa özgürlüklerini de garanti altına alır" dedi.

Katar krizinin sadece Katar'ı ilgilendirmediğini belirten gazeteci Bozkurt, "ABD öncülüğünde Körfez ülkelerini belirli bir proje etrafında toplamak istiyor. Kapitalist modernite ve emperyalist devletlerin bölgede ciddi bir sıkışması vardır. Bu sıkışmaya karşı hak ve özgürlük talepleri vardır. Sisteme karşı halkın ayaklanması vardı. Bundan korkan emperyalist güçler Ortadoğu'ya müdahale etti. Bundan kaynaklı Ortadoğu'ya bela olan mezhepçilik ve dinciliği esas olarak, var olan savaşı gürleştirdi. Halk ayaklanmaları ilk baştaki haklı taleplerinden ayrılarak, mezhepçilik adı altında emperyalist güçlerin çıkar savaşına dönüştü. Bu ayaklanmalardan ayakta kalan tek olumlu şey Rojava'da başlatılan eşitlik, demokrasi ve halkları esas alan 3'üncü yoldur" dedi.

'AMAÇ KATAR'I HİZAYA ÇEKMEK'

Katar krizinin Rakka ve Musul'da IŞİD yenilgisiyle hızlandığına dikkat çeken Bozkurt, "ABD ve bağlı bulunduğu blok, Ortadoğu'da Sünni kesimin ciddi bir şekilde dağıldığını hesapladı. Şiilik üzerinden siyaset yapanların nüfuzunun arttığını gördü. Buna karşı tekrardan dengeyi oluşturmak için bütün Sünni devletleri ve mezhebi üzerine siyaset yapan güçleri tekrardan bir araya getirip, bu gücü konsolide etmek istiyor. Katar’ın gizliden İran ile ilişkisi ortaya çıktı. Bununla Arap ülkeleri bir araya gelerek, Katar'ı hizaya çekmeye çalışıyorlar" diye konuştu.

'TÜRKİYE KABUL ETMEZSE...'

Ortadoğu'da yeni dengelerin oluştuğuna işaret eden Bozkurt, "Hiçbir güç, Ortadoğu'yu istediği şekillendirmeye muktedir değil. Ortadoğu'da devlet dışı bir yapılanma kısa bir sürede dengeleri bozabilecek denklem var. Emperyalist güçler, mezhepleri ulusal politikaları perdelemek için kullanıyorlar" şeklinde konuştu. Katar'ın hizaya çekilmesinin ardından Türkiye'de ciddi bir krizin oluşacağı değerlendirmesinde bulunan Bozkurt, "Önümüzdeki dönemlerde Türkiye'de bir hırpalanma yaşanacak. ABD'de devam eden Halkbank ve Zerab davalarıyla bağlantıları ortaya çıkacak. Türkiye bu güçlerin isteklerini kabul ederse bu davalar sümen altı edilecek, kabul etmezse bu konular işlenecek. Tillerson'un Katar ve Türkiye'yi de ziyaret etmesi manidardır" diye konuştu.

'FIRSATLARIN YANINDA TEHLİKELER DE VAR'

Federe Kürdistan Bölgesi'nde bağımsızlık referandumunu da değerlendiren Bozkurt, "Ortadoğu'da tarihi fırsatların yanında tehlikeler de var. Türkiye, Rusya ve İran pazarlığından çıkan Türkiye'nin Efrin'i işgal etmesi var. Bu ciddi tehlikedir. Yine Kürtlerin kazanımlarına saldırılar olabilir önümüzdeki süreçlerde. Kürtlerin, bu tür tehlikelere karşı gelebilmek için en önemli adımları ulusal birlik çalışmasıdır. KNK'nin bu konuda ciddi çalışmaları var. Kimse ulusal birliğe karşı çıkmıyor. Ancak, en çok ulusal birliğin sağlanmasının önündeki engel KDP'dir" dedi.

'ULUSAL BİRLİK PLATFORMU GERÇEKLEŞECEK'

Kürtlerin istedikleri takdirde bir ay içinde ulusal birliğini kurabileceğine vurgu yapan Bozkurt, "Ulusal hukuklarını belirleyebilirler. Bu hukuka dayanarak da kaderlerini istedikleri gibi ilan edebilirler. Kürtler bu birlikteliği yakaladıktan sonra ne Türkiye ne de İran'ın çok fazla yapabileceği bir şey yok. Uluslararası alanda da bunun zemini vardır" diye konuştu. KNK'nin ulusal birlik konusunda yaptığı çalışmaların tarihsel öneme sahip olduğunu kaydeden Bozkurt, önümüzdeki günlerde de "Ulusal Birlik Platformu"nun gerçekleşeceğini ifade etti.

'PARLAMENTO KARAR ALMALIDIR'

Federe Kürdistan Bölgesi'ndeki siyasi krize de dikkat çeken Bozkurt, "Kürdistan Bölge Başkanlığı ile Kürdistan Parlamentosu lağvedilmiş durumda. KDP bu iki kurumu ortadan kaldırarak, Güney'deki siyasi partilerin altına dinamit yerleştirdi. Dönem dönem patlayan bu dinamitler büyük tahribatlar yaratıyor. Güney'deki partiler, bağımsızlık referandum kararını Parlamento’nun alması gerektiğini belirtiyor. Onun için ilk şart parlamentonun açılması gerekir. Parlamento tarafından alınan karar uluslararası devletler tarafından da kabul görecektir. Yoksa, alınan kararın bağlayıcılığı olmaz. KDP, parlamentoyu kapatmayla en büyük darbeyi kendisine vurdu" şeklinde konuştu.

'ULUSAL BİRLİK SAĞLANIRSA...'

Kürtler arasında ulusal birliğin sağlanmaması durumunda yaşanacak tehlikelere de işaret eden Bozkurt, "Ulusal birlik sağlanırsa Kürtler, bugün talep ettiği 10 hakkından 10'unu alabilir. Sağlanmadığı takdirde talep ettiği haklarının yarısını alabilir. Bu da Kürtler için teselli olur. Ama ulusal birlik sağlanırsa Kürtler de özgürlüğünü garanti altına almış olur" dedi. Türkiye'nin olası bir Efrin saldırısını ve Rakka'da QSD ile DAİŞ arasında yaşanan çatışmaları da değerlendiren Bozkurt, "DAİŞ Rakka'dan yenilgiye uğrarsa buradaki DAİŞ faşizminin askeri olarak yenilmiş olacak. DAİŞ'ten sonraki süreçte müzakere süreci olacak. Siyasal gelişmeler şekillendirecek. Rakka'nın kazanılmasıyla Ortadoğu'nun mihenk taşlarından birinin netleşeceği anlamına gelmektedir. Bu süreçte Türkiye, Kürt düşmanlığını en üst seviyeye çıkaracaktır. Güney ve Rojava'daki kazanımları tehdit olarak görüyor. Kuzey'de her gün saldırı pozisyondadır. Bütün gücünü seferber ediyor. Bu süreçte karambolden faydalanıp Efrin'e saldırmak istiyor" dedi.

'TÜRKİYE PAZARLIK SONUCU EFRİN'E SALDIRABİLİR'

Türkiye'nin İran ve Rusya'dan izin almadan Efrin'e saldırma gücünün olmadığını vurgulayan Bozkurt, "Burada İran ve Rusya'nın Efrin'e saldırısı karşısında İdlip'te Türkiye'nin bu güçlere ne kadar yardım edeceği konusunda bir pazarlık var. Bu pazarlık, Türkiye, İran ve Rusya üzerinde yürüyen bir pazarlıktır. Bu durum Astana'da netleşmesi bekleniyordu. Burada Rusya, İran ve Türkiye ile konuştu; ancak kararları ABD ile aldı. Astana mevcut haliyle dağıldı. Önümüzdeki dönemde Türkiye fırsat bulursa Efrin'e bir işgal operasyonu başlatabilir. Mevcut haliyle bunun pazarlığı hala sürüyor. Rakka'da başlatılan operasyonun dalga boyuyla gidebilecek bir durum görünüyor" dedi.

'TEPKİ ÇOK BÜYÜK OLUR'

Türkiye'nin Efrin'e saldırması durumda dünyadaki tüm Kürtlerin tepki göstereceğinin altını çizen Bozkurt, "Türkiye bir bataklığa girebilir. Katar krizi ile başlatılan ve Türkiye'nin içinde olduğu bu süreçte Türkiye'yi bataklığa çekip daha fazla bu çatışmaları Türkiye'nin içine taşınıyor olabilir mi" diye sordu. Türkiye'nin bir çok konudaki politikalarının iflas ettiğini kaydeden Bozkurt, "Efrin'e yönelik olası bir saldırı, Türkiye açısından başarısızlıkla sonuçlanır. 7 yıllık Suriye politikaları bunu bize gösteriyor. Efrin'e olası bir saldırıda Kobanê sonrası Kürtlerin gösterdiği tepkiden büyük, yanı sıra uluslararası güçlerden de Türkiye tepki görecektir" diye konuştu.