DİYARBAKIR - DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, “AKP siyaseti nasıl Kürtlerin tüm alanlardan silinmesi ve etkisiz kılınması için faaliyet yürütüyorsa, kayyumları da özellikle Kürtlerin dili ve kültürü ile ilgili yürütülen çalışmaları ve onları sembolize eden varlıkları ortadan kaldırmaya çalışıyor” diyerek, buna karşı mücadele etmeye devam edeceklerini kaydetti.
halkın iradesine yapılan bir "darbe" olarak nitelendirdiği kayyumların Kürt kültürü ve değerlerine yönelik saldırılarına dikkat çekerek, "Halkımız değerlerini AKP'nin bu faşizan katliamcı zihniyetine teslim etmemelidir" dedi.
İçişleri Bakanlığı'nın talimatıyla 11 Eylül 2016 tarihinden bu yana Demokratik Bölgeler Partisi'nin (DBP) 86 belediyesine kayyum atandı. Atanan kayyumlar ilk icraat olarak kültür sanat, kadın ve dil çalışmalarını temel alan kurumları bir bir kapattı. Diyarbakır ve diğer illerde şehir tiyatrolarında görevli birçok kültür çalışanının işine son verildi, kentlerdeki Kürtçe tabelalar kaldırıldı, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde bulunan Asuri mitolojisinde “lamassus” olarak isimlendirilen insan başlı 2 aslan heykeli kaldırıldı, Ehmedê Xanî heykeli, Roboski, Uğur Kaymaz, Orhan Doğan anıtları yıkıldı ve birçok belediyenin amblemleri bayraklı motiflerle değiştirildi. Birçok kültür kıyımına imza atan kayyumlar son olarak Diyarbakır'da Cegerxwîn Gençlik Kültür ve Sanat Merkezi'nin ismini değiştirmek istedi. Daha önce Roboskî anıtını yıktıran kayyum Mustafa Kılıç, kültür merkezinin yeni adını “15 Temmuz Millet Kültür Merkezi’ olarak değiştirmeyi planlarken, halkın tepkileri sonucu kültür merkezinin sökülen tabelasını yeniden yerine yerleştirmek zorunda kaldı. Ancak merkezin içinde bulunduğu Park Orman’ın ismini 15 Temmuz Şehitler Parkı şeklinde değiştirdi.
DBP Eş Genel Başkanı Mehmet Arslan, belediyeye atanan kayyumların göreve geldikleri andan itibaren yaptıkları uygulamaları anlatarak, son dönemde artan Kürt kültürü ve değerlerine yönelik saldırılarını değerlendirdi.
'AKP HALKIN İRADESİNE DARBE YAPMIŞTIR'
AKP'nin belediyelere atadığı kayyumlar ile halkın iradesine adeta "darbe" yaptığını vurgulayan Arslan, "15 Temmuz darbe girişimi sonrası Kürdistan'da seçimle kazandığımız 106 belediyemizi, AKP Ankara’dan atadığı kayyumlarla gasp ederek halkın iradesine darbe yapmıştır. AKP siyasi darbesini tüm muhaliflere karşı geliştirmiş ve örgütlemiştir. DBP belediyelerine Kürt siyasetine yönelik bu baskıcı uygulamaların bir sivil darbe olduğunu dile getiriyoruz. Çünkü AKP halkın iradesine kayyumlarla el koymuştur" dedi.
'DEMOKRATİK YEREL BELEDİYECİK HEDEF ALINDI'
Kayyumların ilk olarak DBP'nin hayata geçirmek istediği demokratik yerel belediyeciliği hedef aldığını söyleyen Arslan, "Kayyumlar atandıktan sonra ilk önce bizlerin hayata geçirmeye çalıştığı demokratik yerel belediyeciliği, halk belediyeciliğini ortadan kaldırmaya çalıştı. Belediyelerin etrafı panzer ve TOMA'larla çevrilerek halkla bağı koparıldı” diye belirtti. Yine kayyumların siyasette kadının temsiliyetini de hedef aldığını ifade eden Arslan, "2014 yerel seçimlerini DBP kazandıktan sonra AKP partimizin eşbaşkanlık politikasına karşı tavır geliştirdi. Eşbaşkanlıkları tanımama gibi tehditlerle işletilmez hale getirmeye çalıştı. Bu konuda partimizin kazandığı belediyeler, pratikte ısrarla kendi inandıkları ideolojik politik düşüncüleri temelinde kadın temsiliyetinin hayatın her alanında olması için faaliyet yürüttü" diye konuştu.
'KÜRTLERİN DEĞER VARLIKLARINA SALDIRDI'
Kayyumların ilk olarak Kürtlerin dili, kültürü ve değerlerini hedef aldığını söyleyen Arslan, AKP’nin siyasette olduğu gibi kültürel anlamda da Kürtlerin etkisiz kılınması için faaliyet yürüttüğünü ifade etti. Arslan, "Kürtlerin Zarokistan gibi Kürtçe anadilde eğitim veren kreşleri hemen kapatıldı. Kültürel anlamda Cegerxwîn Kültür Merkezi'nin ismi değiştirilmeye çalışıldı. Ehmedê Xanî'nin Doğubayazıt'taki büstü kaldırıldı. Yine Kürtlerin yaşamında AKP'nin hayata geçirdiği katliamları sembolize eden Roboski anıtı, Uğur Kaymaz heykelini kaldırdı. Diğer yandan bakıyorsunuz Sur'un demografik yapısını değiştirmeye yönelik bir saldırı durumu söz konusu. AKP siyaseti nasıl Kürtlerin tüm alanlardan silinmesi ve etkisiz kılınması için faaliyet yürütüyorsa, kayyumları da özellikle Kürtlerin dili ve kültürü ile ilgili yürütülen çalışmaları ve onları sembolize eden varlıkları ortadan kaldırma furyası geliştirdi" dedi.
'KÜRT HALKI DEĞERLERİNİ TESLİM ETMEMELİ'
Kürt mücadelesinin esasını kültür ve dil mücadelesinin oluşturduğunun altını çizen Arslan, her alanda değerlerine sahip çıkmak için mücadelelerini sürdüreceklerini vurguladı. Arslan, son olarak şunları söyledi: "Bu mücadelenin esasını oluşturan Kürtlerin kültür ve dil mücadelesidir. Bakıyoruz kayyumların tüm icraatları da Kürtlerin dilini, tarihini yok etmeye yönelik saldırılar gerçekleştirmektedir. Bunları ortadan kaldırarak Kürtlerin taleplerinden ve mücadelelerinden vazgeçmesini bekleyen bir yaklaşım söz konusu. Biz bu noktada şunu her fırsatta belirtiyoruz. AKP her ne kadar Kürt halkına hem siyasal hem kültür anlamında baskı, şiddet uygularsa uygulasın antidemokratik uygulamalara imza atarsa atsın bizler Kürt bilincinin ve kültürünün yaşamsallaşması ve kendi kendini yönetmesi için her alanda mücadele vermeye ve değerlerimize sahip çıkmaya çalışacağız. Halkımız özellikle on yıllardan beri kendi dili kültürü ve tarihi için vermiş olduğu mücadeleye sahip çıkarak AKP'nin kültürel soykırımına karşı durmalıdır. Değerlerini korumalıdır. Değerlerini AKP'nin bu faşizan katliamcı zihniyetine teslim etmemelidir."