RAKKA - QSD’nin DAİŞ’ten kurtardığı Rakkalı eczacı Henan Mihemed, DAİŞ’in Sînaa Mahallesi’nde köle pazarı olarak kullandığı ve YJŞ güçlerinin özgürleştirdiği mekanı anlattı.
Demokratik Suriye Güçleri’nin (QSD) "Büyük Savaş" adıyla Rakka’ya düzenlediği operasyonlar kapsamında kent mahalle mahalle özgürleşiyor. Doğu, batı ve güney cephelerinde QSD’li savaşçılar ile DAİŞ arasında şiddetli çatışmalar yaşanırken, kurtarılan yerlerde arama tarama faaliyetleri de tüm hızıyla sürüyor. Kurtarılan her yerde siviller de DAİŞ’ten özgürleştirilirken, savaşçılar Teyar Mahallesi’nde yaklaşık 500 sivili daha kurtardı.
Öte yandan DAİŞ’in esir aldığı Êzidî kadınlarına ne olduğuna dair ayrıntılar ortaya çıkmaya devam ediyor. Kentte Êzidî kadınların satıldığı mekan olan Sînaa Mahallesi’ndeki ilkokul, Êzidî kadınlardan oluşan YJŞ güçleri tarafından özgürleştirilirken, DAİŞ’in Êzidî kadınları buraya kapatmasına tanıklık eden Rakkalı Henan Mihemed o günleri anlattı.
MUSUL-RAKKA YOLU
Eczacı olduğunu belirten Mihemed’in işyeri Sebehîye Mahallesi’nde bulunuyor. Hamlenin ilk günlerinde kurtarılan Mihemed, savaşçıların yaşam yerlerini kurtarmasıyla hem evine hem de işyerine geri döndü. Êzidî kadınlara ilişkin konuşan Mihemed, eczacı olduğu için Rakka’dan Musul, Tel Afer ve Şengal’e kadar gidebildiğini söyledi. Mihemed, Şengal’e yönelik ferman sırasında Musul-Rakka yolunun katledilen kadın ve çocuklardan geçilmediğini kaydetti.
16 KADIN 300 BİN DOLAR
Bir dönem onların yaşamlarına uymadığı için DAİŞ tarafından tutuklanarak cezaevine atıldığını belirten Mihemed, DAİŞ'in ne olduğuna en fazla o dönem tanıklık ettiğini belirtti. Kendisini tutuklatan emirin 16 Êzidî kadını 300 bin dolara satın aldığını, Êzidî kadınları Çeçen, Afgan, Kırgız ve Özbek DAİŞ’lerin aldığını dile getiren Mihemed, şunları söyledi: “Rakka ve Musul’da operasyonlar başlayınca kurulan kadın pazarlarını yıktılar. Daha sonra evlerde bu işi yapmaya başladılar. Êzidî kadınların çoğunu DAİŞ içindeki yabancılar satın alıyordu. Kadınları kızları ile birlikte satanlar vardı. Eğer kadının çocuğu varsa DAİŞ onu alıp, çete gibi yetiştiriyordu. Bir ara bu şekilde 300 aile getirdiler.”
SÎNA MAHALLESİ’NDEKKİ KIRMIZI ÇATILI OKUL
Bu ailelerin Sînaa Mahallesi’nde bulunan kırmızı çatılı ilkokul ve etrafından bulunan binaların bodrumlarına kapatıldığını kaydeden Mihemed, sonrasında hepsinin kentte dolaştırıldığını söyledi. Sînaa ilkokulunda bulunan kadınların birçoğunun emirlere “hediye” verildiğini dile getiren Mihemed, sonrasında ise kadınların farklı kişilere satıldığını aktardı. O dönemler okul ve etrafındaki yerleşkeye DAİŞ’i destekleyen kişiler dışında kimsenin alınmadığını söyleyen Mihemed, “Orası yasaklı bölge gibi bir şeydi. Onlar ve onların destekçileri dışında çok kimse gidemiyordu. Ama ilk geldiklerinde büyük bir kalabalıkla oraya getirdiler” dedi.
Mihemed, kadınların başına alınan paranın da 3 bin dolardan başladığını ifade etti. Onları satanların Cezayirli DAİŞ’liler olduğunu belirten Mihemed, “Önce Êzidî genç kadınları süsleyip, pazarda erkekler arasında dolaştırıyorlardı. Beğenen varsa ona göre satıyorlardı. Satın aldıkları kadınlardan rahatsız oldukları zaman onları sokaklara da bırakıyorlardı” dedi.
KADINLARI KURTARAN RAKKALILARIN AKIBETİ
Rakkalı birçok kişinin Êzidî kadınları satın alarak QSD güçlerine ya da Şengal’e ulaştırdığını da ekleyen Mihemed, DAİŞ’in bunu yapan kişileri fark ettiğinde kafalarını kestiğini söyledi. Mihemed, bir arkadaşının Sînaa Mahallesi’nde bulunan köle pazarında 7 Êzidî kadını kurtarmak isterken, Musul yolunda kafasının kesildiğini söyledi.
Nazım Daştan - dihaber