Suikasttan değil, DBP’li olmaktan suçlandılar

MARDİN - Derik Belediyesi’ne kayyum olarak atanan Kaymakam Muhammet Fatih Safıtürk’ün öldürülmesiyle ilgili gözaltına alınan belediye çalışanları, gözaltında kaldıkları 29 gün boyunca yaşadıklarını anlattı. Gözaltına alınanlara, sorgularında suikasttan öte siyasi kimliklerine ilişkin sorular yöneltildi.

Mardin’in Derik Belediyesi’ne kayyum olarak atanan Kaymakam Muhammet Fatih Safıtürk’e yönelik yapılan suikastla ilgili Mardin Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan 71 kişiden 29’u, önceki gün adliyeye çıkarıldı. Bu kişilerden 7’si tutuklanırken, 22 isim savcılık ve mahkeme sorgularının ardından serbest bırakıldı. 42 kişi ise hala gözaltında. 29 gün gözaltında kaldıktan sonra serbest bırakılan belediye çalışanları yaşadıklarını anlattı.

‘29’DAN GERİYE SAYIN’

Belediye çalışanlarından Mustafa Kutlar, kendilerine gösterilen muamele ve sorulan sorular sonucunda “Kaymakama suikast” nedeniyle değil, tamamen siyasi görüş ve kimlikleri üzerinden gözaltına alındıklarını ifade etti. Kutlar, alındıkları ilk gün kendilerine “29’dan geriye sayın. Bir ay boyunca buradasınız” denildiğini aktardı.

Kendilerine potansiyel suçlu gibi davranıldığını aktaran Kutlar, şunları anlattı: “Doktora götürürken, başımızı eğmemizi, sağa sola bakmamamızı hakaret ederek söylüyorlardı. Olayla hiçbir alakamız olmamasına rağmen, ‘ Size her gün günaydın diyen adamı havaya uçurdunuz’ diyerek bize suçluymuşuz muamelesi yapılıyordu”.

12 METREKAREDE 14 KİŞİ KALDILAR

12 metrekare bir odada 14 kişi kaldıklarını paylaşan Kutlar, gözaltı süresi boyunca uyku ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlandıklarını dile getirdi. Savcılık ifadesinde öz geçmişlerinin sorulduğunu söyleyen Kutlar, “Patlama ile ilgili bize yalnızca patlama anında nerede olduğumuzu sordular. En çok üstünde durdukları şey ailem ve yaptığım iş oldu. Biz kimliklerimiz için alındık” dedi.

Kutlar, savcının kendisine yönelttiği “Etkin pişmanlık yasasından faydalanırsan bırakılma işin daha çok kolaylaşır. Pişman mısın?” sorusuna ise, “Ben 46 yaşındayım ve bu zamana kadar hiç kimseye karşı bir pişmanlığım olmadı. Olayla alakam olmadığı gibi pişmanlık duyacak bir şey de yapmadım” diye cevap verdiğini kaydetti.

‘SİZE BURADA İYİ MUAMELE YOK!’

Gözaltına alındığı gün Derik Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüğünü söyleyen belediye çalışanlarından Rojin Aydın ise, eli kırık olmasına rağmen polislerin burada kendisine fiziksel şiddet uygulayarak “Size burada iyi muamele yok” dediklerini aktardı.

Burada bir gün kaldıktan sonra Mardin Emniyet Müdürlüğü’ne götürülen Aydın, burada ise 20 gün boyunca tek bir odada kaldığını söyledi. Aydın, yaşadıklarını “En güzel kelimeleri bize ismimizle hitap etmeleri oldu. Aşağılayıcı ve hakaret içerikli kelimelerle hitap ediyorlardı genel olarak. Yemekler kötü olduğundan zehirlendim. O yüzden bağırsaklarımda sorun çıktı. 4’üncü günde hastaneye kaldırıldım. Sonra buradan da Kızıltepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldüm. Burada da yine aynı baskılar devam etti” sözleriyle anlattı.

Gözaltındayken vahşi bir zihniyetle mücadele ettiğini vurgulayan Aydın, “Onlar zihniyetlerine yenik düşmüşler. Bütün psikolojik ve fiziki baskılarına direndik. Son 3 gün Mardin’e getirildim. Burada bayıldığım için kafamı yere çarptım. Bu halde nasıl sağlıklı ifade verilebilir ki?” diye sorarak, suçsuz oldukları için serbest bırakıldıklarını söyledi.

OHAL'DE YER ALAN 30 GÜN GÖZALTI SÜRESİ BAHANE EDİLDİ

Serbest bırakılan belediye çalışanlarından Kerem Koyuncu da gözaltı kararının siyasi olduğuna dikkat çekerek, suçsuz olduklarını ve delil olmamasına rağmen OHAL ile birlikte yürürlüğe konulan 30 gün gözaltı süresinin bahane edilerek kendilerine bu süre içerisinde insanlık dışı uygulamaların uygulandığını ifade etti. Koyuncu, “OHAL 30 gün dedi ve bizde bir ay gözaltında kaldık” diye ifade etti.

29 GÜN, BİR YIL GİBİ GELDİ

Gözaltı süresinde yaşadıklarını anlatan Koyuncu , “Kaldığımız oda soğuktu zaten kafalarına estiğinde battaniyelerimiz bizden alıyorlardı. 2 kişilik odalarda 12 kişi kalıyorduk. İki ranza vardı, iki kişi ranzalarda uyuyordu, 10 kişi üst üste uyuyorduk. Bir gün boyunca lavabo ihtiyacımızı karşılamamızı yasakladıkları oluyordu. İlk 13 gün bize yalnızca günde yarım ekmek verdiler. Hakaret, kaba dayak, bu 29 günde ellerinden ne geldiyse yaptılar. Sanki bir yıl gözaltında kaldım ”dedi.