ANKARA – İmralı Cezaevi'nde 18 yıldır tek kişilik hücrede tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan merkezli çözümün şart olduğunu kaydeden Öcalan'ın avukatlarından Cengiz Yürekli, 27 Temmuz günü tecride dair kapsamlı bir rapor açıklayacaklarını duyurdu.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 18 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan, kardeşi Mehmet Öcalan ile 11 Eylül 2016 tarihinde yaptığı görüşmeden sonra haber alınamıyor. Öcalan, 27 Temmuz 2011 tarihinden bu yana da avukatlarıyla görüştürülmüyor. Asrın Hukuk Bürosu'ndan Cengiz Yürekli, 27 Temmuz günü tecride dair Öcalan'ın avukatları olarak İstanbul'da bir rapor yayınlayacaklarını duyurdu.
Yürekli, “27 Temmuz günü gerek Türkiye hukuku gerek Avrupa hukuku açısından oldukça kritik bir gün, tarihe geçecek bir dönüm noktasıdır. 6 yıldır Sayın Öcalan ile avukat görüşü söz konusu değil” diye konuştu.
‘HALKIN TEPKİSİ GÖRÜŞME SAĞLADI’
İmralı Adası’ndaki koşullara dikkat çeken Yürekli, “Öcalan’ın İmralı gibi tek kişilik hücre koşullarında kalıyor olması bu durumun ciddiyetini iki misli artırıyor. Dış dünya ile teması 10 aydan fazladır engelleniyor" dedi. Öcalan’ın kardeşi Mehmet Öcalan ile yaptığı görüşmenin de normal koşullarda olmadığını söyleyen Yürekli, “Çok ciddi spekülasyonlar yapıldı, Öcalan’ın sağlığı bulunduğu şartlar konusunda, darbeden sonra ne olup bittiğine dair Kürt halkını endişelendiren bilgiler kamuoyuna sızdı. Bunun karşısında halkın tepkisinin gelişmesi ile birlikte görüş izni vermek zorunda kaldılar” ifadelerini kullandı.
‘ALINAN KARARIN YASAL KARŞILIĞI YOK’
Bu yasakların daha önce gerekçesiz yapıldığına vurgu yapan Yürekli, OHAL ile birlikte Bursa 1. İnfaz Hakimliği’nin hukuksuz bir şekilde aldığı karar ile yasağı kurumsallaştırdığını belirtti. Yürekli, “21 Temmuz 2016 tarihinde alınan kararda ‘İmralı Cezaevi’nde bulunan tutukluların OHAL süresi boyunca avukat görüşü, aile görüşü ve mektup alışverişinin kısıtlanması’ ifadeleri yer alıyor. Ancak bunun yasada bir karşılığı yok, böyle bir şey mümkün değil” dedi.
‘TEK ŞART ÖCALAN’IN KOŞULLARI’
Kararın ucunun açık olduğunu belirten Yürekli, "OHAL süresince" diye karar olamayacağını belirtti. İmralı’da OHAL uygulamalarının 1999’dan beri devam ettiğini söyleyen Yürekli, İmralı’daki hukuk dışı uygulamaları “İmralı rejimi” olarak nitelendirdi. OHAL ile birlikte bütün mahkemeler ve cezaevindeki yönelimlerin “İmralı rejimine” getirildiğini ifade eden Yürekli, “Sorun İmralı’da, İmralı’daki sorunlar çözülmeden, Kürt halkının iradesi Öcalan’ın koşulları düzeltilmeden Türkiye’nin barış ve demokrasi sorunu çözülmez” diye ekledi.
‘SORUN HUKUKİ DEĞİL SİYASİ’
“Öcalan sadece Kürtler için değil Ortadoğu’daki tüm halklar için tek çözüm gücüdür” diyen Yürekli, sorunun hukuki bir sorun olmadığını politik olarak çözülmesi gerektiğini dile getirdi. Yürekli, “Sorun siyasal bir sorunda olsa hukuki girişimlerimiz olamaya devam edecek. İmralı’yı tanımlamak için hukuk yetersiz kalmaktadır hatta hukuk anlam ifade etmemektedir” dedi.
‘TECRİDE İLİŞKİN RAPOR YAYINLAYACAĞIZ’
Öcalan ile son avukat görüşmesinin 27 Temmuz 2011 tarihinde gerçekleştiğini hatırlatan Yürekli, “Bu yaşanan tecridin 6’ncı yıldönümünde bir rapor yayınlayacağız, İmralı’nın dış dünya ile bağlantısı bilerek kesiliyor, yaptığımız başvurular, karşılaştığımız hukuksuzluklar, CPT’nin raporları ve İmralı tecridine ilişkin elimizde bulunan bütün bilgileri kamuoyu ile paylaşacağız” duyurusunu yaptı.
‘ÖCALAN MERKEZLİ ÇÖZÜM ŞART'
Öcalan’ın yoğun bir tecrit ve işkenceye rağmen barış ve demokrasi çizgisinde olduğunu söyleyen Yürekli, şöyle devam etti: “Öcalan ile son temastaki görüşleri ortadadır. Öcalan ‘Bu süreci ben bozmadım ben buradayım’ şeklinde bir mesajı vardı. Bu mesajı referans alıyoruz toplumun hakikaten yadsınamaz bir demokrasi ve barış ihtiyacı söz konusu, eğer böyle bir mücadele gerçekleşecekse Öcalan’ın çağrısı ortada. Aydınlar demokratlar barış iradesine sahip çıkmalıdır. Öcalan’ı merkeze alan yol yöntemler geliştirmek zorundadırlar. Toplum olarak gerçekliğimiz ve ihtiyaç budur. Barış ümidini diri tutmak adına her şeyden bağımsız olarak sağlık güvenlik ve özgür hareket edebilir koşullarının sağlanması gerekiyor.”
Barış Boyraz - dihaber