33 Kurşun 74 yıldır adalet bekliyor

VAN - Özalp’te, 3 köyden 33 kişinin Mustafa Muğlalı emriyle katledilmesinin üzerinden 74 yıl geçti. Babası Memê Demirbacak’ı katliamda kaybeden 84 yaşındaki Bedo Ana, adaletin bir gün yerini bulmasını bekliyor.

Van'ın Özalp ilçesinde 28 Temmuz 1943 tarihinde “sınırı ihlal ettikleri” gerekçesiyle Orgeneral Mustafa Muğlalı’nın emriyle Sefo Deresi’nde kurşuna dizilerek katledilen 33 köylüden Memê Demirbacak’ın kızı Bedile Demirbacak, 74 yıl önce gerçekleştirilen katliamı anlattı. Tarihe "33 Kurşun" olarak geçen olay yaşandığında henüz 10 yaşında olan ve olaydan sonra yaşadıkları Özalp’in Değirmigöl (Êngiz) köyünden Saray ilçesine bağlı Beyaslan (Şerefxane) köyüne göç eden Bedile Demirbacak (Bedo Ana), biriken öfkesini dile getirirken sesi titriyor. Bedo Ana, katliamın yapıldığı yerin halen yasaklı olduğunu ve kemiklerine dahi ulaşamadıklarını vurguluyor.

‘AYAKLARI ŞİŞENE KADAR DÖVÜYORLARDI’

Köylerine gelen askerin erkeklerini götürüp ayakları şişene kadar dövdüğünü dile getiren 84 yaşındaki Bedo Ana, “Sebepsiz bir şekilde gelip alıp götürüp dövüyorlardı ve köy meydanında daha sonra bırakıyorlardı. O zaman da aldılar hapse attılar. Setenê Koro diye biri vardı onu Memedik Deresi’nde öldüreceklerdi. Köyün yaşlıları araya girdi, izin vermediler” dedi.

‘ASKERLER BİZE SALDIRDI’

Gözaltına alınarak Saray’a götürülen köylülerin bir hafta sonra katledildiğini dile getiren Bedo Ana, “Biz Saray’a hapse gittik ‘Bizim yanımızda değil’ dediler. ‘Bize yemek getirin’ dediler. Biz yemek ve yatak alıp getirdik ama götürüldüklerini öğrendik. Müdür bize ‘Koçkıran’a götürüp bugün öldürecekler’ dedi. ‘Koçkıran’a gidelim’ dedik ama askerler bize saldırdı. Gireder köyüne gittik. Mala Qalabeg’in evinde durduk. Sabaha kadar orada kaldık. Daha sonra Gola Cemal’e gittik. Bize, ‘Sabaha kadar nöbet tutun askerler gidince gidip görürsünüz’ dediler. Son olarak Muğlalı aldı öldürdü onları. Gola Cemal’den geçip gittiler” diye anlattı.

‘GECE GİZLİ GİZLİ YAS TUTULURDU’

Mustafa Muğlalı’nın bölgeden ayrılması üzerine Koçkıran’a doğru yürüyüşe geçtiklerini dile getiren Bedo Ana, “Ardından Saray köyü olan Yekmal’e geçtik. İngiz Gölü tepesinde bulunan askerler gitti ve biz köyde kaldık. Heso Çavuş köyün içine geldi. İnsanlar hepsi ayrı ayrı evlerine girdiler. Heso Çavuş bırakmıyordu kimse yas dahi tutsun. Gece geliyorlardı yasa. Gece gelip gizli gizli bir bardak çay içip fatiha okuyorlardı ve gidiyorlardı. Heso Çavuş bırakmıyordu. Diyordu kimse erkeklerin öldürüldüğünü söylemesin ve ağlamasın. Yas tutmamıza dahi izin vermiyordu” dedi.

‘33 KİŞİDEN 25’İNİN İSİMLERİNİ HATIRLIYOR’

Öldürülen 33 kişiden isimlerini hatırladıklarını sayan Bedo Ana, “Katledilen 33 erkekten 15’i Değirmigöl (Êngiz) köyünden, 15’i Sırımlı (Xırabsork) köyünden 3’ü de Çaybağı (Runexir) köyündendi. Runexir köyünden Kazo, Ahmet Ata ve Oğlu, İngiz köyünde Veli, Yusuf, Memê, babam, Şükrü, Salih, Sultan, İbo, Findi ve kardeşi, İsa ve kardeşi, Kako, Ali, Paşa, Sımo, Xırabsork’tan ise Temo, Eser ve oğlu, Alo’nun oğlu Sıça, Temo’nun oğlu Hesen, Şuş Ahmet” diye sıraladı.

66 YIL SONRA OĞLU ÖLDÜRÜLDÜ

Babası katledildikten 66 yıl sonra bu kez de oğlu Cemil Demirbacak’ın sınırda Türk askerlerince öldürüldüğünü dile getiren Bedo Ana, hem zaman aşımına uğrayan “33 Kurşun” olayının hem de oğlunun katillerinin hesabının sorulmasını istedi.