ANKARA - Cizre'de yaşanan katliamları dünya kamuoyunun gündemine getiren HDP'li Faysal Sarıyıldız, vekilliğinin düşürülmesini Cizre için yaptığı çalışmalara bağladı. Sarıyıldız, "Elimizde belge ve fotoğraflar var. Erdoğan yargılanmaktan korkuyor" dedi.
Meclis tarihinde bir ilkle "devamsızlık" gerekçesiyle vekilliği düşürülen HDP Şırnak Milletvekili Faysal Sarıyıldız, 14 Aralık 2015 tarihinde başlayan, 79 gün aralıksız süren ve bodrumlarda insanların yakılarak öldürüldüğü "sokağa çıkma yasaklarında" kentte bulundu ve tanıklık etti.
50'YE YAKIN ÖNERGE VERDİ
Her ne kadar "devamsızlık" gerekçesiyle vekilliği düşürülse de Sarıyıldız, "sokağa çıkma yasakları" döneminde Meclis'in en aktif vekillerinden oldu ve bu dönemde 50 ayrı soru ve araştırma önergesi verdi. Yaşanan ihlallere dair her fırsatta Meclis'te grubu bulunan siyasi partileri ve Meclis Başkanlığı'nı bilgilendirdi.
İHLALLERİ ULUSLARASI KOMUOYUNUN GÜNDEMİNE TAŞIDI
Tanık olduğu yaşam hakkı ihlallerinin fotoğraf ve belgelerine ulaşarak başta Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi olmak üzere uluslararası kamuoyunun gündemine taşıdı. 2016 yılının Nisan ayından beri Avrupa'da olan Sarıyıldız, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi’nin bulunduğu Hollanda’nın Lahey kenti başta olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde düzenlenen konferanslar ve seminerle kendi seçim bölgesindeki ihlallere dair konuştu, bilgilendirmeler yaptı.
'ERDOĞAN SUÇLARI TEŞHİR EDENİ ETKİSİZ HALE GETİRMEK İSTEDİ'
Sarıyıldız, vekilliğinin düşürülmesini de Cizre'de yaşanan katliamları teşhir etmek için yürüttüğü çalışmalara bağladı. Sarıyıldız, “2016 yılında Kürdistan’ın 10’dan fazla kent Erdoğan’ın talimatıyla yerle bir edildi. Cizre'de sadece 3 ayrı bodrumda kim olduğunu, ne iş yaptığını ve ismini bildiğimiz 143 sivil tüm dünyanın gözü önünde diri diri yakıldı. Ve bunların hepsi savaş suçuydu. Erdoğan tüm bunları savaş suçu olduğunu biliyordu. Erdoğan sürekli olarak bu suçların üstünü kapatmak ve bu suçları teşhir edenleri etkisiz hale getirmek istedi. Vekilliğimin düşürülmesi de bu kapsamda değerlendirilebilir” diye konuştu.
Sarıyıldız “Şu ana kadar belki yıllardır Meclis'e gelmemiş AKP’li bakanlar var. Başbakanlıktan düştükten sonra Meclis Genel Kurulu'na hala gelmeyen Ahmet Davutoğlu var. Yine AKP vekili olduğu zamanlarda 2011 ve 2012 yıllarında aylarca Meclis'e gelmeyen Hakan Şükür var. Onlara ilişkin hiçbir kavuşturma ve soruşturma açılmış değil. Ama bizden korkuyorlar. Çünkü onlar savaş suçu insanlık suçu işlediler. Yargılanmaktan korkuyorlar. Erdoğan'ın bana dönük öfkesi bununla ilgilidir” dedi.
‘ERDOĞAN YARGILANMAKTAN KORKUYOR'
Sarıyıldız, katliamcı iktidarların ortak özelliklerinin suçların belgelenmesinden korkmaları olduğuna işaret etti ve ekledi: "Bu suçları işleyenler er ya da geç yargılanacaktır. Gün gelir savaş suçluları ile uluslararası iradelerin çelişkileri derinleştiğinde, uluslararası iradeler savaş suçlularını yargılar. Saddam Hüseyin ve Miloseviç örneğinde olduğu gibi. Erdoğan da en çok bundan korkuyor!”
‘ETKİSİZ HALE GETİRLMEYE ÇALIŞILDIK’
Sokağa çıkma yasakları döneminde de etkisiz hale getirilmek istendiklerini belirten Sarıyıldız, "İki defa güvenlik güçleri tarafından kuşatıldık. Bir defasında kırk arkadaşım ile birlikte tarandık. Bize yönelik saldırılarda siviller hayatını kaybetti. Etkisiz hale getirilme çalışıldık" diye konuştu.
‘AVRUPA’DA İLK UĞRDIĞIM YER BM OLDU’
Avrupa'ya gider gitmez ilk olarak Birleşmiş Milletler'in (BM) kapısını çaldığını ifade eden Sarıyıldız, şöyle konuştu: "Kendimle beraber çok sayıda belge götürdüm. Biz orada çalıştıkça Erdoğan ve iktidarı daha çok korkmaya başladı. Bodrumlarda yakılmış insanların fotoğrafları, kuşatılmış Cizre'ye ait belgeler, fotoğraflar, telefon kayıtları, arkadaşlarımız dünyaya seslendiği kayıtlar bizim elimizdeydi. İnsanlar yakıldıktan sonra suç izi bulunmasın diye derelere dökülen insan bedeni parçalarının görüntüleri vardı. Kışlalara dönüştürülen hastanenin görüntüsü vardı. Cizre’nin etrafından dizilmiş tanklardan, insanların içinde yaşadığı evin içerisine atılmış top mermilerinin görüntüleri vardı. İşte o belgeler ile BM ye gittik. Saatlerce bizi dinleyip belgelediler.”
'BM GÖZ ARDI ETMEDİ'
Sarıyıldız, BM'nin Kürt kentlerinde yaşanan yıkım ve sivil ölümleri göz ardı etmediğini kasında. BM'nin bölgede yaşananları belgelediğini belirten Sarıyıldız, “Nasıl ki 1980-1990 yılları arasında Enfal katliamıyla birlikte binlerce Kürt katledildi. Yine 1988’de Halepçe’de 6 binin üzerinde insan kimyasal silahla katledildi. O zaman da dünya pek ses çıkarmadı. Ama olup bitenleri belgeliyorlardı. Daha sonra ki yıllar da yani dünya Saddam Hüseyin’i gözden çıkardıktan sonra, tüm bu belgeleri gün yüzüne çıkardılar. Şuan sanki Türkiye konusunda da benzer bir süreç var" ifadelerini kullandı.
‘ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ’
Sarıyıldız, Cizre'de yaşananlara dair ayrıntılı ve kapsamlı bir raporu da yakında kamuoyuna sunacaklarını söyledi. AKP hükümetinin "Cizre'de yaşanan sürecin uluslararası alanda yargıya taşıyacak her şeyi ortadan kaldırma" çabası içinde olduğunu belirten Sarıyıldız, şunları ifade etti: “Tüm dünya duyuncaya kadar biz o katliamları teşhir edeceğiz ve dünyaya yayacağız. Egemenlere karşı diz çökmedikleri için canlarını veren o yiğit kahraman insanlarımıza laik olmak kolay değil. Onlara laik olmak için işlenen suçları dünyaya yayacağız. Topraklarımızda sömürgeci güçlere karşı canlarını sakınmadan veren o yürekli arkadaşlarımıza verdiğimizin söz gereği çalışmaya devam edeceğiz. Bunun böyle bilinmesini istiyoruz. Erdoğan, Türkiye toplumunun başına gelmiş en büyük felakettir. Tüm Türkiye halklarının bu felaketten kurtulması için tüm insanlığın böylesi sapkın zihniyetlerden kurtulması için çalışmaya devam edeceğiz.”